Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesi'nin 27.03.2014 tarih 2014/188 esas sayılı yazısına göre, sanığa birinci haciz ihbarnamesinin çıkarılmadığının belirtilmesi karşısında, suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 2-Kabule göre de, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 338.maddesinin 1.fıkrasında, "Bu Kanuna göre istenen beyanı, hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.'' hükmünün yer almasına karşın, sanığın 3 aya kadar hapis ile cezalandırılmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

    in muhalif listeden seçime girmesinin, alternatif yönetim kurulu üyeleri arasında yer almasının ve kulüp başkanının küçük düşürücü yazıların yer aldığı, muhalif grubun çıkardığı gazetede sorumlu yazı işleri müdürü olarak görev yapmasının güveni ortadan kaldıran bir davranış olduğu, bu nedenle haklı olarak azledildiği, davacı avukat ......

      Komutanlığı emrinde bölük yazıcısı olarak askerlik görevini yaptığı sırada 2011 yılı Eylül ayı içerisinde izin bildirim çizelgesinde tahrifat yapmak suretiyle fazladan 14 gün izin kullandığı iddia edilen olayda; 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun "Hakikata muhalif rapor layiha sair evrak tanzim ve ita edenler" başlıklı 134. maddesi; "Hizmete veya tevdi edilen bir vazifeye müteallik olarak kasten hakikata muhalif rapor veya takrir veya layiha ve sair resmi evrak tanzim eden ve veren veyahut bunların hakikata muhalif olduğunu bilerek mafevklere takdime delalet eden altı aydan üç seneye kadar hapis ile cezalandırılır" hükmü uyarınca suç tarihinde asker kişi olan sanığın eylemi; askerlik hizmet ve göreviyle ilgili askeri bir suç olduğu ve firar suçu ile de bağlantılı bulunduğundan, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi...

        Muhalif Üye Muhalif Üye ... ......

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tenkis #Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 3.3.2010 gün ve 222-3997 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, oyçokluğuyla karar verildi. 24.11.2010 (Çrş) (Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Önceki karşı oyda belirtilen gerekçelerle karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz....

            Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi hususunda tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir....

            Ancak 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir . Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir. İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi takibe konu ilamın menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasına ilişkin olmaması nedeni ile infazı için kesinleşmesi gereken ilamlardan olmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir....

            Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, asile tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Böyle bir durumun varlığı halinde ise, asile yapılan tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusu olabilir. Buna göre; icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece, borçlunun sair şikayetleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....

            Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için ödeme/icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur....

            Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra-ödeme emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; icra dosyasına ilk tebliğ edilen ödeme emrinden sonra sunulan borca itiraz dilekçesinde ve ödeme emrinin iptaline ilişkin kararda davacı borçlunun vekil ile temsil edildiği, vekili varken iptal kararından sonra ödeme emrinin yine 21/01/2022 tarihinde davacı asile tebliğ edildiği görülmektedir....

            UYAP Entegrasyonu