Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kırşehir İcra Mahkemesi Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’in 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 228/1 ve 5737 sayılı TCK'nun 50/a.maddeleri gereğince180.00 Yeni Türk Lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına dair, Kırşehir İcra Mahkemesinin 11/07/2006 tarihli ve 2006/149-370 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. 1- Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmamak suçunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 338.maddesinde düzenlendiği gözetilmeden anılan Kanunda suç ve cezanın bulunmadığı 228/1.maddesi uyarınca sanığın cezalandırılmasında, 2- Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçunun düzenlendiği maddede hapis cezası öngörülmesine rağmen hafif hapis cezası tayin edilmesinde, 3- Anılan suça ilişkin verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinde, 4- Tayin olunan 3 ay hafif hapis cezasının 20 Yeni Türk Lirasından adli para cezasına...

    B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının iş akdi yüksek prim alabilmek adına yaptığı sahtecilik ve usulsüzlük sebebiyle feshedildiği ve yaptığı usulsüzlüğü kabul ettiğini, 24.07.2012 de istenen savunmaya aynı gün verdiği yazılı savunmada yazıda belirtilen hususları kabul ettiği ve “hata yaptım özür dilerim” şeklinde beyanda bulunduğunu,savunması 27.07.2012 de feshe yetkili merkeze bildirildiği ve akabinde iş akdi 25/II-e gereği feshedildiğini,kıdem-ihbar tazminatı isteminin hukuki dayanağı olmadığını,görevi işyeri dışında geçtiğinden mesai denetimi hiç olmadığı ve müşteri sayısı dikkate alındığında 45 saat çalışmayı gerektirmeyen çalışma programıyla görevini yerine getirebileceğini,iddia edilen çalışma saatleri maddi hakikate aykırı olduğunu,ayrıca kendi beyanı esas alınarak fazla çalışma ücreti ile genel tatil ücreti ödendiğini,tahakkuklar bordrolara yansıtıldığı ve banka hesabına yatırıldığını,ödemeler ihtiraz-i kayıtsız alındığını,prim usulü çalıştığı ve yaptığı çalışmanın...

      Sigortalı murisin ölümünün kendisinde mevcut kalp ve damar hastalıkları ile damar hastalığına yönelik yapılan ameliyat sonrası gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, ölüme neden olan damar hastalığının 1999 yılında tespit edildiği ve 2007 yılına kadar birkaç kez cerrahi ve medikal tedavi uygulandığı dosya kapsamında mevcut Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapordan anlaşılmaktadır. 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1290. maddesi uyarınca sigorta ettiren kimse sözleşme yapılırken gerçeğe uygun beyanda bulunmaya mecburdur. Şayet, sigortalıya sorulduğu halde susması veya eksik yahut hakikate aykırı beyanlarda bulunması halinde sigortacı sözleşmeden cayabilir. Şu kadarki caymanın sigortacı tarafından hakikatin öğrenildiği tarihten itibaren bir ay içinde kullanılması gerekir....

        (Muhalif) (Muhalif) Aslı gibidir. Karşılaştırıldı. -KARŞI OY YAZISI- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da ayrıntılarıyla açıklandığı gibi somut olayda gabin koşullarının oluşmadığı, B.K.' nun 19. ve 20. maddelerinde hükme bağlanan ahlaka, adaba veya kamu düzenine aykırılık hallerinden de söz edilemeyeceği, bankanın kendisinin belirleyip ilan ettiği faiz oranından sorumlu olduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulmasının doğru olmadığı ve bu nedenle karar düzeltme talebinin kabulü gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun red yönündeki görüşlerine katılamıyoruz. (Muhalif) (Muhalif)...

          (Muhalif) (Muhalif) Aslı gibidir. -KARŞI OY YAZISI- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da ayrıntılarıyla açıklandığı gibi somut olayda gabin koşullarının oluşmadığı, B.K.' nun 19. ve 20. maddelerinde hükme bağlanan ahlaka, adaba veya kamu düzenine aykırılık hallerinden de söz edilemeyeceği, bankanın kendisinin belirleyip ilan ettiği faiz oranından sorumlu olduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulmasının doğru olmadığı ve bu nedenle karar düzeltme talebinin kabulü gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun red yönündeki görüşlerine katılamıyoruz. (Muhalif) (Muhalif) ....

            TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık sanığa isnat edilen gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Haciz yoluyla cebrî icra takibine uğrayan borçluların bir kısım eylemleri İcra ve İflâs Yasasının çeşitli maddelerinde yaptırımı gerektiren ihlâller olarak düzenlenmiştir. Bu cümleden olarak borçlunun istenen beyanı gerçeğe aykırı surette yapması İcra ve İflas Yasasının 338. maddesinde, yaptırıma bağlanmıştır. Gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçunu düzenleyen 338. maddede; “ “Bu Kanuna göre istenen beyanı hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikayeti üzerine....... cezalandırılır” ” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere bu hükümle, İİY’nın 74 üncü maddesine göre icra dairesine bildirilmesi gerekli beyanın gerçeğe aykırı surette yapılmış olması bağımsız suç olarak düzenlenmiştir....

              Şti. aleyhine Hopa İcra Müdürlüğünün 2020/755 Esas sayılı dosyası üzerinden takip yaptığını, takip sırasında davalıya İİK'nun 89/1. maddesi uyarınca birinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, davalının haciz ihbarnamesine gerçeğe aykırı beyanda bulunarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının eylemine uyan İİK'nun 338. maddesi uyarınca cezalandırılmasını ve aynı Kanun'un 89/4. maddesi uyarınca davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, haciz ihbarnamesine yapılan itirazın hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Şikayet, İİK 338/1. maddesi gereği Hakikate Muhalif Beyanda Bulunma nedeniyle İİK 89/4 maddesi gereği borçlunun tazminata mahkum edilmesine yöneliktir. Şikayet eden vekili, şikayet dilekçesinde borçlunun İİK 338....

              Oylama öncesi yapılan görüşmeler sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi veya ret oyu kullanılması, alınan karara muhalif olunduğu anlamına gelmez. Alınan kararlardan 3 ve 4 nolu kararlar yönetim kurulu faaliyet raporu ile bilançonun tasdikine ilişkin olup, örtülü ibra teşkil edecek hal bulunmadığı, 5 nolu karar yönetim kurulunun ibrasına ilişkin olup oy yasaklısı pay sahibi yönetim kurulu başkanının oylamaya katılmadığı, davacı dışında red oyu verenlerin oy sayısından fazla olan paydaşların oylarıyla ibra kararı alındığı belirlenmiştir. Somut olayda; davacı ortak 26/10/2022 tarihli genel kurulda kendisini vekili aracılığıyla temsil ettirmiş, davacı vekili iptali istenen kararların müzakeresi sırasında henüz karar alınmadan önce karşı çıkarak peşin muhalefette bulunmuştur. Davacı vekili tarafından karar alındıktan sonra karara karşı muhalefet şerhi veya muhalefet şerhi anlamına gelebilecek bir beyanda bulunulmamış, ayrıca bu husus yazılı olarak da bildirilmemiştir....

                Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; takip dayanağı itirazın iptaline dair ilamda, davacı borçlunun vekili bulunmasına rağmen, icra emrinin davacı borçlu asile tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin davacı borçlu yönünden de kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin davacı borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir....

                Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir (Yargıtay 12. HD'nin 2018/4779 E-2018/10984 K sayılı ilamı)....

                UYAP Entegrasyonu