Yukarda belirttiğim gerekçelerle mahkemenin sanık hakkında tehdit ve hakaret suçundan açılan kamu davasında delil yetersizliğinden dolayı verdiği berat kararında bir isabetsizlik bulunmadığından sayın çoğunluğun bozma yönündeki kararına muhalif olup söz konusu kararın onanması yönündeki görüşümü saygılarımla bildiririm. ......
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI Davacı eşe irade bozukluğunu “ispat etmeden” diğer bir deyişle bu konuda “kesin delil sunmasına” gerek bulunmadan “anlaşmayı bozma” hakkını keyfe keder kullanma hakkı veren Yargıtay’ın aynı anlaşmanın diğer tarafını normatif bir karşılık (...md.33) göstermeden ispat yükü altına sokmasının eşler arasındaki silahların eşitliği evrensel ilkesi ile bağdaşır bir tarafı bulunmamaktadır. Erkek eş anlaşmayı bozduğunu temyiz dilekçesinde açıkladığına göre davaya çekişmeli yargı (TMK.md.166/1) hükümlerine göre devam edilmek üzere kararın bozulması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet ve Tazminatın reddi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 26.07.2022 tarihinde Dairemize gönderilen dava dosyası, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. 1-Hakikate Aykırı Beyanda Bulunmak suçlarına yönelik kurulan hükme ilişkin incelemede; Suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçların gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi bulunması, suç tarihi olan 15/02/2010 tarihinden inceleme tarihine kadar 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin 15/02/2022 tarihinde inceleme sırasında dolduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş,...
HD., 15/11/2017 tarih, 2016/8898 E., 2017/6234 K.), iptal davası açılabilmesi için karara muhalif kalınarak muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılması gerektiği, eldeki davada genel kurula davacının vekilinin katıldığı, vekilin genel kurulda sermayenin arttırılmasına ilişkin 4. karara muhalif kalmadığı ve muhalif şerhi yazdırmadığı, toplantı sonunda dilek ve temenniler bölümünde "genel kurulun şekline itiraz edildiği"nin yazılı olsa da bu ifadenin muhalefet şerhi içermediği anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın kaldırılarak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; tavzihine de karar verilen takip dayanağı ilamda, davacı borçlu Beyhan Altındağ'ın vekili bulunmasına rağmen, icra emrinin davacı borçlu asile tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir....
Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için ödeme emrinin borçlu asile tebliği zorunludur....
Şöyle ki İİK'nun 76 maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338 maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; borçlu vekili şikayetinde takip dayanağı ilamda vekil olduğu halde icra takibinde vekil olarak gösterilmediğini beyanla takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Şöyle ki, İİK’nın 76. maddesinde düzenlenen mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra ve iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için ödeme / icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için ödeme / icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut uyuşmazlıkta; İstanbul 26. İcra Müdürlüğünün 2021/6558 E. sayılı dosyasında başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine borçlunun vekili tarafından itiraz edildiği, itiraz dilekçesi ekinde harçlandırılmış vekaletnamenin bulunduğu, alacaklının yetki itirazını kabul ederek dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini talep etmesi üzerine takip dosyasının yetkili ... 26....
İcra Müdürlüğünün 2007/4217 Esas No’lu icra takip dosyaları da incelenmek sureti ile birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 25.05.2007 tarihi itibarı ile borçlunun üçüncü kişi nezdinde mevcut ve muaccel bir alacağının var olup olmadığı ve buna göre 3. kişinin itirazının doğru olup olmadığını belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, üçüncü kişiye kesin süre verilip ticari defter ve kayıtların tamamının ibrazı sağlanmadan eksik incelemeye dayalı olarak somut uyuşmazlığa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle hüküm tesisinin isabetsiz olduğu" gerekçesi ile kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece, sanık hakkında hakikate muhalif beyanda bulunma suçundan daha önce üçüncü şahsa gönderilen haciz ihbarnamesine üçüncü şahıs şirketin vekili tarafından itiraz edildiği ve vekilin beyanından sanığın sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle beraat kararı verildiği ve kararın kesinleştiğinden bahisle tazminat isteminin reddine...
Dördüncü fıkrada ise, takip alacaklısının, haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz eden üçüncü kişinin verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek, üçüncü kişinin İcra ve İflas Kanununun 338. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçundan cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkûm edilmesini isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. İcra ve İflas Kanununun uyuşmazlık konusuyla ilgili "Hakikata muhalif beyanda bulunanların cezası" başlıklı 338. maddesinin birinci fıkrası ise "Bu Kanuna göre istenen beyanı, hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" şeklindedir. Koruduğu hukuki yarar “kamu güveni” olan bu suç, kanundan kaynaklanan bir yükümlülüğün kanunda öngörülen koşullara uygun, ancak gerçeğe aykırı biçimde yerine getirilmesi suretiyle işlenmektedir....