Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’nun cezalandırılması ve tazminata mahkum edilmesi istemine yönelik olarak açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, sanık hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan açılan davanın İİK’nun 354.maddesi gereğince düşürülmesine, tazminat istemine yönelik açılan davanın ise konusuz kaldığından reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama-düzelterek onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik yapılan yargılama sonucunda verilen hükmün temyiz incelemesi sonucunda; Şikayetçi vekilinin vermiş olduğu 01.09.2006 tarihli şikayet dilekçesinde, borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmemiş olması nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde düşme...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak ve tazminat HÜKÜM : Ayrı ayrı red I- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Şikayetçi vekilinin 15.06.2011 havale tarihli şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkililerinin isimlerinin belirtilmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün istem gibi ONANMASINA, II- Tazminat talebine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Şirkete İİK'nun 355. maddesi uyarınca maaş haczi müzekkeresinin gönderildiğinin anlaşılmasına...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunmak Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Tazminat talebine ilişkin temyiz istemi bulunmadığından temyiz incelemesi beraat kararı ile sınırlı olarak yapılmış olmakla; eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 18/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince, borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. O halde mahkemece, icra emrinin vekile de tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü ile borçlu asile tebliğ edilen icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

          Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince, borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda, icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gereklidir. O halde, mahkemece, icra emrinin vekile de tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

            Şöyle ki, 2004 sayılı İcra-İflas Kanunu'nun 76. maddesinde mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. O halde Mahkemece, icra emrinin vekile tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü ile borçlu asile tebliğ edilen 05.08.2014 tarihli icra emrinin iptaline karar verilmesi doğru değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...'ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının onama-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 13.10.2009 havale tarihli temyiz dilekçesinde tazminat hakkında hüküm kurulmamasının temyiz konusu yapılmaması nedeniyle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

                İcra Ceza Mahkemesinden verilen 17.06.2005 gün ve 197 esas, 749 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından 19.06.2006 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılmaları istenilen sanıklar hakkındaki ceza davasının, 04.05.2005 günlü duruşmada bu dosyadan tefrikine karar verilmiş olması ve dosyadaki temyize konu kararın tazminat istemi ile ilgili olarak verildiğinin anlaşılması karşısında, tazminata yönelik olarak kurulan hükme hasren yapılan temyiz incelemesinde ; Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve kararda yazılı gerektirici sebeplere göre müşteki vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün İcra ve İflas Kanununun 366. maddesi uyarınca ( ONANMASINA ), 30.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Şöyle ki; ÎİK’nun 76. maddesinde düzenlenen mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. İcra takibinin dayanağı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.11.2014 tarih 2013/408 Esas 2014/455 Karar sayılı ilamında “... Davanın kabulü ile, davaya konu 2004 model Citroen Marka, 17 HY 007 plakalı aracın davalıya iadesine, 16.500,00 TL’nin aracın davalıya tesliminden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine...” şeklinde hüküm kurulmuştur. Anılan ilam bu haliyle edimlerin aynı zamanda ifası (birlikte ifa) yükümlülüğünü vermektedir....

                    Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere çözümlenmesi gerekmektedir.Ancak tazminat ve cezalandırılma istemiyle birlikte açılan davalara ceza mahkemesi sıfatıyla bakılacağı gözetilmeksizin hukuk mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilerek sanığın beraatine ve tazminat isteminin reddine karar verilmesi, Kabule göre de; 30.10.2009 havale tarihli şikayet dilekçesinde yetkilisi gösterilmeden ... Balıkçılık ve Denizcilik Tic. Ltd. Şti.'...

                      UYAP Entegrasyonu