Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPHU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.03.1996 tarih ve 11 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki başvuru sahibi davalı ...’in hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği alınmadan önce SSK kaydının bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 28.03.2012 tarih ve 171 no’lu kararı ile hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....

    Mahkemece, 6495 Sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası gereğince 2510 Sayılı Yasa döneminde hak sahibi olanların herhangi bir koşul aranmadan hak sahipliklerinin devam edeceği, hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 26.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      T5 Celalettin Kömürcü, T3 T4 ile birlikte T1 kullanımındadır' diye şerhverilmesine karar verildiğini ancak işlemler sırasna hak sahipliğinin paylaşımında sorunlar çıktığını ve idare tarafından hatalı değerlendirme yapıldığını, Fehmi ve T1 kardeş olduğunu, bu nedenle T1 %50 hisse sahibi olduğundan kararın bu şekilde değerlendirilmesi talep edilmiş ise de taleplerinin reddedildiğini beyan ederek Mahkememizin 2014/8 esas, 2015/226 karar sayılı kararında hak sahipliğinin tespiti yapılan dava konusu Köybucağı mevkii 103 ada 1 parsel hissedarlarının hisselerinin tespit edilerek belirlenmesinin talep ve dava edildiği görülmüştür....

      Borçlu da hile ve ağır kusuru bulunmadıkça iptal kararını ibraz edene karşı ödemede bulunmakla borcundan kurtulmaktadır (TTK md.558/2). İptal kararının olumlu sonucu ise davacının hak sahipliğini borçluya karşı göstermesi yani hak sahibinin teşhisine imkan vermesi olarak karşımıza çıkar. Buna göre, iptal kararı davacının (iptal kararını elde eden kişinin) senette mündemiç bulunan ve iptal ile artık senetten ayrılan hakkın sahibi olduğuna ilişkin bir karine yaratır. İptal kararının her iki etkisi de hak sahipliğinin teşhisi (hak sahipliğinin tespiti) meselesine ilişkindir. Başka bir anlatımla, iptal kararı sadece senedi zayi eden hamilin senette mündemiç hakkı senetsiz olarak borçluya dermeyan edebilmesini ve borçlunun da iptal kararını alan kişiye ifada bulunmak suretiyle borcundan kurtulabilmesini sağlar. Kararın maddi hukuk yönünden bir etkisi yoktur. Maddi hukuk yönünden mevcut durum aynen kalır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 184 ada 7 parsel sayılı 887.491 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş, Kadastro Mahkemesinin 1989/11 Esas sayılı dosyasında halen derdest olan davaya konu olmuştur. Davacı ... vekili 184 ada 7 parselin ifrazı ile oluşan 922 parsel sayılı taşınmazın hak sahipleri belirlendikten sonra 2/B olarak Hazine adına askıya çıkarılması gereken yerlerden olduğunu, ancak ölçüm ve askı işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek kadastro tespitinin yapılarak mülkiyetin Hazineye hak sahipliğinin ise davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır....

          in hak sahibi sayılmasına karar verilip 381 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.06.2011 tarih ve 56 sayılı kararı ile, hak sahipliği karar tarihinden önce davalılar İsa ve Yasemin'in SSK kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin ve daha önce alınmış 29.06.1998 tarih ve 90 sayılı kararın iptaline karar verildiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin “Mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder.” hükmü uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu’nun 09.08.2002 tarih ve 176 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2170 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’ın ebeveynleri ile birlikte topraklandırıldığı halde yeniden hak sahibi yapıldığının tespit edilmesi üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 259 no’lu kararı ile 09.08.2002 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....

              Ancak; 5846 sayılı Kanun’un 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik soruşturma ve kovuşturma usulünü düzenleyen 75. maddesindeki "71 ve 72. maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlıdır. Yapılan şikayetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekir....

                Ancak; 5846 sayılı Kanun’un 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik soruşturma ve kovuşturma usulünü düzenleyen 75. maddesindeki "71 ve 72. maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlıdır. Yapılan şikayetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet Başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir” şeklindeki düzenleme ile 5846 sayılı Kanun’un 20 ve devamı maddeleri uyarınca mali hakların, işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı ve işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkını kapsadığı göz önünde bulundurularak; şikayetçi şirketin şikayet ve katılma dilekçelerine eklediği belge ve delillerin incelenmesi sonucunda; şikayetçi......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sigrtalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul, Kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 171,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 510,58 TL'nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu