Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/10/2014 tarih ve 2013/193-2014/216 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin tüm dünyaca tanınmış bir model ve film yıldızı olduğunu, “...” markasını TPE nezdinde 2007/ ... no ile tescil ettirdiğini, davalının da kötüniyetli olarak aynı ibareyi 2003/... no ile adına tescil ettirdiğini oysa, anılan ibare üzerinde gerçek hak sahipliğinin müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, davalı adına tescilli 2003/... no'lu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalıların 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıklarını ileri sürerek iskana başvurduklarını, Mahalli İskan Komisyonunun 15.03.1996 tarih ve 59 nolu kararına istinaden, 1744 parsel sayılı taşınmazın davalılara temlik edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince başvuru sahibi olan aile reisi ...’nın müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta kaydının bulunduğu, bu nedenle hak sahipliklerinin iptal edilmesi gerektiği hususunun tespit edilmesi üzerine, Mahalli İskan Komisyonunun 06/04/2012 tarih ve 2012/239 nolu kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptal edilmesine karar verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

      Ancak bunun için öncelikle, davacı ya da davalı yanın, davada "Fikri mülkiyet hakkına veya hak sahipliğine" dayanması gereklidir. Somut olayda ise, 5846 sayılı Kanuna dayanılarak tecavüzün önlenmesi, telif hakkı, eser sahipliğinin tesbiti, tecavüz nedeniyle tazminat istenmediğinden, aksine sözleşme ve Borçlar Kanunu hükümlerine dayanılarak iş bedeli dava edildiğinden, taraflar arasındaki ilişki hukuki niteliği itibariyle 818 sayılı BK'nın 355 (6098 sayılı TBK'nın 470) maddeleri uyarınca eser sözleşmesi olduğundan görevli mahkeme dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nın 8. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

        Somut olayda ise, 5846 sayılı Kanun'a dayanılarak tecavüzün önlenmesi, telif hakkı, eser sahipliğinin tesbiti, tecavüz nedeniyle tazminat istenmediğinden, aksine sözleşme ve Borçlar Kanunu hükümlerine dayanılarak bakiye iş bedeli alacağının tahsili dava edildiğinden, taraflar arasındaki ilişki hukuki niteliği itibariyle 818 sayılı BK'nın 355 (6098 sayılı TBK'nın 470) maddeleri uyarınca eser sözleşmesi olduğundan görevli mahkeme dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 4. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi'dir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir....

          Ancak bunun için öncelikle, davacı ya da davalı yanın, davada "Fikri mülkiyet hakkına veya hak sahipliğine" dayanması gereklidir. Somut olayda ise, 5846 sayılı Kanun'a dayanılarak tecavüzün önlenmesi, telif hakkı, eser sahipliğinin tesbiti, tecavüz nedeniyle tazminat istenmediğinden, aksine sözleşme ve Borçlar Kanunu hükümlerine dayanılarak geç teslim nedeni ile uğranılan zararların tahsili dava edildiğinden, taraflar arasındaki ilişki hukuki niteliği itibariyle 818 sayılı BK'nın 355 (6098 sayılı TBK'nın 470) maddeleri uyarınca eser sözleşmesi olduğundan görevli mahkeme dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın .... maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

            'e verildiği imar edildiği halde bölgede erozyon olabileceği belirlenmekle tapusunun verilmediğinden bahisle zeytinlik vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uygulaması sonucunda 01.06.1988 tarihinde Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılmıştır. 26.02.1993 tarihinde kesinleşen hak sahipliğinin tespiti ve güncelleme çalışmaları sonucunda tapu kaydının beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılmıştır. 03.01.2012 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek-4. maddesine göre yapılan güncelleme çalışmaları sonucunda taşınmazın tapu kaydına "...,... oğlu ... ve ..., Ramazan çocukları ..., ..., ...'in kullanımında" olduğu şerhi yazılmıştır. Davacılar Mehmet ve ..., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmışlardır....

              Kararı, davacı vekili, davalı vekili, feri müdahil vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, davacının icracı sanatçı olarak rol aldığı ''..., ... ve ...'' adlı dava konusu filmler bakımından bağlantılı hak sahibi olduğu, davalının ... logolu televizyon kanalında izinsiz yayınlanması nedeniyle icracı sanatçı olarak bağlantılı hak sahipliğinin ihlali nedeniyle FSEK 80. maddesine göre tazminat istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                Davacının davaya konu kitaplar üzerinde FSEK kapsamında mali hak sahipliğinin ispatına elverişli araçları dosyaya sunmamış olduğu görüldüğünden, davacının davaya mali hak ihlali iddiasının geçersiz olduğu, davacı yanın FSEK md. 68 hükmü kapsamında 3 kata kadar maddi tazminat talebi yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Hak sahibinden izinsiz olarak çoğaltılan eserlerle ilgili olarak FSEK md. 68’de düzenlenen ve doktrinde medeni ceza olarak ifade edilen 3 kat tazminat öngören telif tazminatı taleplerinde; hak sahibinin sözlü de olsa bir anlaşması olduğu takdirde bu maddenin uygulanamayacağı Yargıtay kabulü ile sabittir. Yargıtay 11....

                  Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 30.06.1998 tarih ve 120 nolu Mahalli İskan Komisyonu Kararı ile davalı ... ...’ın 2510 sayılı İskan Kanunu ve uygulanmasına dair Yönetmelik ve Genelgeler çerçevesinde tarımsal iskan edilmek üzere hak sahibi sayılmasına karar verildiği,alınan karar gereğince dava konusu 498 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiği, 14.12.2011 tarih ve 123 nolu Mahalli İskan Komisyonu Kararı ile ise, ... ... ve diğer aile bireylerinin başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce, kendisi veya eşi ebeveynleriyle birlikte Devlet eliyle yerleştirilip topraklandırıldığının tespit edildiği gerekçesi ile hak sahipliğinin ve daha önce alınan 30.06.1998 tarih ve 120 nolu Komisyon Kararı’nın ipt...ne karar verildiği, söz konusu iptal kararına karşı ... ... tarafından ......

                    Nitekim Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun hazırlanmasında büyük katkıları olan Hirsch bu hususun gerekçesi olarak; o dönemde İtalya, Avusturya ve Alman Hukuklarında eser sahipliğinin yapımcılara verilmediğini ancak, FSEK düzenlemesinde sinema eserinin oluşmasına büyük rol oynayan, işin rizikosunu üstlenen ve mali ve şahsi elemanların temin edilmesini sağlayan yapımcıya eser sahipliğinin tanınmasının pratik gereklere daha uygun olması sebebiyle eser sahipliğinin yapımcıya verildiğini belirtmiştir”....

                      UYAP Entegrasyonu