Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu süresinde satış istenmemesi nedeniyle haczin düşürülmesine ilişkin şikayet olması nedeniyle istinaf yoluna başvurulamayacak, dolayısı ile kesin kararlardan olduğundan istinaf talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet olunan alacaklının ... dosyasında ödeme emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden haciz ihbarnamesi yollandığı hususunun mahkeme kararıyla sabit olduğu, haczin konulduğu tarihte henüz takibin kesinleşmemesi nedeniyle davacının alacağının birinci sırada yer alması gerektiği gerekçesiyle, şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Karar, şikayet olunan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, .... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, .... .... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan ......

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Şikayet eden üçüncü kişi vekili...... 2012/11858 sayılı Takip dosyasında 13.03.2013 günlü haczin üçüncü kişinin adresinde yapıldığını, İİK’nun 99. maddesi yerine 96–97. maddelerinin uygulanmasının hatalı olduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

      Bu noksanlık kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, süresiz şikayet nedeni olduğu gibi, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulmalıdır. (Hukuk Genel Kurulu’nun 12.05.1999 tarih, 99/12- 271 Esas, 99/301 Karar sayılı kararı) Dolasıyla, ilk derece mahkemesince, yukarıda izaha çalışılan hususun resen nazara alınarak, takibin iptaline ve sair şikayet ise konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekirken, hatalı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi hukuken isabetli olmadığından, davacı borçlu tarafın istinaf başvurusunun belirtilen nedenle kabulü ile, HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, takibin iptaline, sair şikayet konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, oy birliği ile karar verilmiştir....

      tesisinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne, 10/06/2022 tarihli haczin İİK'nın 97. maddesine göre yapılmasına ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir....

      Mahkemece; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 12.11.2012 tarihli ve 2011/4 Değişik İş sayılı karar ile; takibin devamı kararı verilirken üçüncü kişiye 7 gün içinde istihkak davası açması konusunda açıkça süre verilmediği, kararın alacaklı ve borçlu aleyhine verildiği, mahcuzların üçüncü kişinin zilyetliğinde olması nedeni ile İİK’nin 99. maddesi gereğince icra takibinin ertelenmesine karar verildiği gerekçesi ile alacaklı vekilinin talebinin reddine ve teminat karşılığında takibin ertelenmesi kararının devamına karar verilmiş; hüküm, şikayet eden alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiş; karar, Dairemizin 2013/12311 Esas, 2014/2234 Karar sayılı ilamı ile; İİK’nin 97. maddenin 6. fıkrasında, takibin taliki kararı verilmesi halinde, dava açma yükünün yasa gereği üçüncü kişiye ait olduğu hususunun açıkça düzenlenmiş olduğu, bu nedenle karar gerekçesinde ya da hüküm fıkrasında dava açma yükünün kime düştüğünün belirtilmemesinin üçüncü kişinin dava açma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı...

        -Asıl davada davacı .... kişinin temyizi bakımından; Temyizin konusu, haczin İİK'nun 99. maddesine göre yapılması gerektiğine dair şikayet olup, İcra Mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan Mahkeme kararları kesindir. ...'ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan asıl davayla ilgili temyiz dilekçesinin reddine, ...- Birleşen davada davacı .... kişinin temyizi bakımından; Takibin taliki kararının davacı .... kişi lehine sonuç doğurması sebebiyle .... kişinin hükmü temyiz konusunda hukuki yararının bulunmadığının kabulü gerekir. Bu sebeplerle birleşen dava bakımından .... kişi vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....

          İlk derece mahkemesi tarafından; "...talebin İcra Müdürlüğünce haczin İİK'nın 97. maddesi gereğince yapılması gerekirken İİK'nın 99. maddesinin uygulandığına ilişkin şikayet olduğu, haciz sırasında davalı T5 yetkilisi Ferhat Bayram'ın hazır bulunduğu, haciz yapılan adreste faaliyet gösteren davalı "Eda AVM Mob. T5 Met. Nak. Gıda Ltd. Şti."nin yetkili temsilcisi Nezahat Bayram'ın borçlu şirket yetkilisi Ferhat Bayram'ın eşi olduğu, alacaklının istihkak iddiasını kabul etmediği..." gerekçesi ile şikayetin kabulüne, icra müdürlüğünün haczin İİK 99. maddesine göre yapılmasına ilişkin 06/10/2017 tarihli kararının iptaline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davalı 3.kişi Şirket vekili ile davalı borçlu Şirket yetkilisi ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davalı 3. kişi Eda Avm. Mob. Day.Tük. Mal. Met. Nak. Gıd. Teks. Sos. Hiz. Mad....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili ile katılma yoluyla davacılar (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklılar vekili, davacılar tarafından borçlu (asıl takip alacaklısı) ... aleyhine Bakırköy 4.İcra Müdürlüğünün 2005/797 sayılı dosyasından İİK.nin 40.maddesi gereğince icranın iadesi hükümlerine göre yürütülen takipte uygulanan 15.2.2010 tarihli haciz işleminde, davalı 3.kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, haczin İİK.nin 97.maddesi uyarınca yapılmış olmasına karşın, icra müdürlüğünce sonradan ve hatalı olarak haczin İİK.nin 99.maddesine göre yapılmış olduğuna karar verilmiş olduğunu ileri sürerek, icra müdürlüğünün usul ve yasaya aykırı işleminin (şikayet yolu ile) iptaline...

            Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Şikayet konu 21.09.2020 tarihli haciz borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmamış ise de, borçlu şirket haczin yapıldığı adresten 23.01.2018 tarihinde ayrılmış, 29.01.2018 tarihinde ise üçüncü kişi faaliyete başlamıştır. Ne var ki, haciz mahallinde borçlunun ayrıldığı tarihten sonrasına ilişkin 11.03.2019 tarihli sipariş üretim belgesi, 06.02.2019 tarihli üretim formu, sigorta poliçesi gibi evraklar bulunmuştur. Buna göre, haczin borçlunun elinde yapıldığını kabulü gerektiğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. V....

              UYAP Entegrasyonu