Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi’nin takibin talikine ilişkin kararının şikayet mahiyetinde olmadığı, anılan mahkemece teminat karşılığında takibin talikine karar verildiğini, İİK'nın 99. maddesi uyarınca işlem yapılmasına ilişkin karar verilmesinin mümkün olmayacağını belirterek İcra Müdürlüğünün 30.12.2019 tarihli ve 23.01.2020 tarihli kararlarının iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. II.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ İlk Derece Mahkemesince yapılan ilk yargılama sonucunda, şikayetin kısmen kabulüne ilişkin verilen karara karşı üçüncü kişi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davalı üçüncü kişinin istinaf başvurusunun kabulü ile şikayetin reddine karar verilmiş, karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 22.06.2022 tarih, 2022/1120 Esas, 2022/7680 Karar sayılı ilamı ile, ... 3....

    İcra Müdürlüğü’nün 2007/2956 Esas sayılı dosyasındaki takip borçlusu ... ile üçüncü kişinin karı koca olduğunu, ancak haklarında Mahkemece borç tarihinden önce verilmiş ayrılık kararının bulunduğunu,dava konusu 09.03.2007 günlü haczin yapıldığı konutun içindeki eşyalarla birlikte üçüncü kişiye tahsis edildiğini, mahcuzların davacıya teslimi ve İİK’nun 99. maddesinin uygulanması için yaptıkları başvuru hakkında karar verilmeden dosyanın Mahkeme’ye gönderilip takibin devamı kararı alındığını belirterek mahcuzların üçüncü kişiye teslimine ve istihkak iddiaları ile ilgili İİK’nun 99. maddesi uyarınca işlem yapılmasına karar verilmesini istemiştir....

      Buna göre temyize konu İİK'nin 97.maddesi uygulamasına ilişkin müdürlük kararının kaldırılmasına yönelik karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip, kesin nitelikte bulunduğundan sair temyiz itirazları ile ilgili olarak temyiz dilekçesinin reddine, 2. Dava dilekçesi içeriğindeki anlatımdan ve talep sonucundan uyuşmazlığın, şikayete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, şikayetçinin istemi aşılarak, ortada bir istihkak davası olmadığı ve üçüncü kişi tarafından İcra Mahkemesinden haczin ve muhafazanın kaldırılmasını şikayet yolu ile isteyemeyeceği hususları gözardı edilerek haczin iptaline karar verilmesi usul ve Yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir....

        Şahıs ve borçlu arasındaki organik ilişki bağları, haczedilen malların borçluya aidiyeti gibi alacaklı vekilinin iddialarının istihkak iddiasının reddi davası kapsamında inceleneceği, bu nedenle haczin İİK.99. Mad. uyarınca yapıldığı yönündeki müdürlük kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla bu yöndeki şikayetin reddine '' karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;dava dilekçesini tekrarla taraflar arasındaki işlemleri muvazaalı olduğunu, 3.kişi şirket lehine yapılan istihkak iddiasının geçerli olmadığını, haciz mahallinde hazır bulunan istihkak iddia eden Barış Öztim'in istihkak iddia eden şirket yetkilisi olmadığını söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamına göre; İstanbul 3....

        İcra Müdürlüğü’nün 2010/4206 takip sayılı dosyasından, 14.04.2010 tarihinde yapılan haczin İİK 99. maddesine göre yapılması gerekirken İİK 97. maddeye göre yapılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan öncelikle İcra Memurluğu işleminin iptaline İİK 99. madde uygulanarak alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre verilmesi için dosyanın icra müdürlüğüne iadesine haczedilen demir kesme makinasının müvekkile iadesine , şikayet kabul edilmediği takdirde 14.4.2010 tarihinde haczedilen demir kesme makinası açısından davaya istihkak davası olarak devam edilerek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davacının davalı borçlu şirketin eski hissedarı olduğunu haciz yapılan işyerini borçtan sonra açtığını davacıyla borçlunun haciz adresini birlikte kullandıklarını aynı konuda açılan şikayet davasının reddedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı borçlu savunma yapmamıştır....

          İcra Dairesi'nin 2019/7579 E sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında alınan ihtiyati haciz kararı doğrultusunda, 26/06/2019 tarihinde, borçlunun bankaya bildirmiş olduğu "kurtuluş mahallesi Tarz Giyim" adresine menkul haczi için gidildiğini, dosyada her hangi bir vergi levhası olmamasına rağmen, adresin borçlunun bankaya bildirdiği adres olmasına rağmen, kasada bulunan ve borçlunun eşi Derya Topçu adına olan fişler nedeniyle menkul haczinin İİK'nın 99. maddesine göre yapıldığını, halbuki haczin İİK'nın 97. maddesine göre yapılması gerektiğini beyan etmiş, şikayetin kabulü ile İİK'nın 99. maddesine göre yapılan haciz işleminin iptaline ve haczin İİK'nın 97. maddesine göre yapılmış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; icra dosyası kapsamında takibin 27/05/2019 tarihinde yapıldığı, borçluya tebligatın Şakirpaşa Mah. Emekçiler Cad....

          Hukuk Dairesi, davacı şirket yetkilisi ...’ın icra kefili olmayı kendi adına kabul ettiğinden davacı şirketin icra emrinin iptalini talep etme hakkı olmadığı; hacizde İİK'nin 97. maddesi hükmünün uygulanmasına yönelik icra müdürlüğü işleminin şikayet yolu ile iptali istemine ilişkin kararın da İİK'nin 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu gerekçesi ile İİK'nin 97. maddesinin uygulanmasına ilişkin istinaf başvurusunun İİK'nin 363. maddesi uyarınca reddine; icra emrinin iptali istemine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince 08.12.2017 tarihli ek kararla, miktar itibari ile karar kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Hukuk Dairesi, davacı şirket yetkilisi...’ın icra kefili olmayı kendi adına kabul ettiğinden davacı şirketin icra emrinin iptalini talep etme hakkı olmadığı; hacizde İİK'nin 97. maddesi hükmünün uygulanmasına yönelik icra müdürlüğü işleminin şikayet yolu ile iptali istemine ilişkin kararın da İİK'nin 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu gerekçesi ile İİK'nın 97. maddesinin uygulanmasına ilişkin istinaf başvurusunun İİK'nin 363. maddesi uyarınca reddine; icra emrinin iptali istemine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince 08.12.2017 tarihli ek kararla, miktar itibari ile karar kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Hukuk Dairesi, davacı şirket yetkilisi ...’ın icra kefili olmayı kendi adına kabul ettiğinden davacı şirketin icra emrinin iptalini talep etme hakkı olmadığı; hacizde İİK'nın 97. maddesi hükmünün uygulanmasına yönelik icra müdürlüğü işleminin şikayet yolu ile iptali istemine ilişkin kararın da İİK'nin 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu gerekçesi ile İİK'nin 97. maddesinin uygulanmasına ilişkin istinaf başvurusunun İİK'nin 363. maddesi uyarınca reddine; icra emrinin iptali istemine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından bu kez temyiz yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince 08.12.2017 tarihli ek kararla, miktar itibari ile karar kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Davalı vekili; şikayet üzerine mahkemece haczin kaldırıldığını ancak emekli maaşından usulsüz kesilip alacaklıya ödenen paraların iadesi talebinin istirdat davasının konusunu teşkil etmesi nedeniyle reddedildiğini, davacının doğrudan icra takibi yapmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu ve dosya içeriğinden davanın haklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, şartlar oluşmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda icra takibi, davalının davacı aleyhine başlattığı bir başka icra takibinde davacının emekli maaşından yapılan ve dosyadan çekilen kesintilerin iadesine ilişkin alacağın tahsiline yöneliktir....

                  UYAP Entegrasyonu