EMEKLİ MAAŞININ HACZİSİGORTA YARDIMLARININ HACZEDİLEMEZLİK KURALI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 83 ] 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 121 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 16.6.1997 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Ş....... Sosyal Sigorta Sandığı vakfı statüsünde 506 Sayılı Yasanın 121.maddesine atıf bulunmaması nedeniyle bu vakıftan bağlanan emekli maaşının tamamı için haczedilmezlik kuralı uygulanamaz ise de, borçlunun Sosyal Sigortalar Kurumundan ayrıca emekli maaşı almadığının tespit edilmesi karşısında İİK.nun 83. maddesi hükmü gereği borçluya sözü edilen vakıf sandığından bağlanan iratların borçlu ve ailesinin geçimleri için icra müdürlüğünce lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra kalan bölümü haciz edilebilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2021/7401 Esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine haciz işlemleri tatbik edilmeye başlandığını, söz konusu takibe ilişkin olarak, halen müvekkili adına kayıtlı bulunan ''Afyonkarahisar İli, İhsaniye İlçesi, Hacıbeyli Köyü 146 ada, 1 parsel" sayılı taşınmaz üzerine 21/06/2021 tarihinde haciz işlemi tatbik edildiğini, söz konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğunu, söz konusu taşınmaza ilişkin tatbik edilen haciz işleminden, 23/10/2021 tarihinde müvekkili tarafından tebliğ alınan davet kağıdı üzerine haberdar olduklarını, dolayısıyla söz konusu haczedilemezlik şikayeti hakkında 7 günlük yasal şikayet sürenin, tebliğ tarihi olan 23/10/2021 tarihinde başladığını ve başvurunun yasal süresi içerisinde gerçekleştiğini belirttiklerini, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Haczi caiz olmayan mallar ve haklar” başlıklı 82. maddesinin 12. fıkrasında...
Bu nedenlede haczedilemezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların (plakası belirtilen araçların) kamu hizmetinde fiilen kullanılması gerekli olup, bu durumda Belediyece alınmış kamuya tahsis kararının varlığı ise sonuca etkili bulunmamaktadır. Somut olayda işin niteliği gereği Mahkemece usulüne uygun duruşma açılarak haczedilen belediyeye ait araçların, kullanım biçimi saptanıp bu konudaki deliller toplanıp araçların fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekir iken, dosya üzerinden yapılan eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. ...
Somut olayda şikayetçi olan borçlunun gerçek kişi değil, tüzel kişiliğe haiz bir limited şirket olduğu, yaptığı işin kişisel çalışmasını ve faaliyetini ön plana çıkartamayacağı, dolayısıyla borçlu şirketin, gerçek kişi gibi bir meslek sahibi olamayacağı gibi, yine gerçek kişilerin sahip olabileceği şekilde meslek ve sanatı için lüzumlu olan eşyasından da bahsedilemeyeceği açık olup, İİK. 82/4. maddesinde bahse konu haczedilemezlik şikayet hakkından borçlu şirketin yararlanması mümkün değildir (Yargıtay 12.HD 2018/9292 E, 2018/5253 K). Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir....
İcra müdürlüğünün 2022/3703 sayılı dosyasından hakkında başlatılan icra takibinde haczedilen 161 ada 4 parsel sayılı taşınmaz dışında birde haczedilen traktörü olduğunu, traktörle başka şahıslardan icrayla aldığı yerleri ekip biçtiğini, haczedilen taşınmazın 5 dölümden ibaret olduğunu, satılması halinde ailesinin geçiminin zorlaşacağını, açıklanan nedenlerle Konya ili, Karatay ilçesi, Göçü köyü, 161 ada, 4 parsel sayılı taşınmaz ile adına kayıtlı 34 XX 170 plaka sayılı traktör ve geçimini sağladığı arazi, nakil vasıtaları ile diğer eklenti ve ziraat aletleri olması nedeniyle haczedilemezlik şikayetinin kabul ile dava konusu taşınmaz ve traktör üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, 17.06.2014 tarihinde haciz konmuş, borçlu vekili 25.07.2014 tarihinde haczedilemezlik şikayetinde bulunmuş, 6552 sayılı Yasa değişiklikleri 11.09.2014 tarihinde ve eldeki şikayet dosyası derdestken yürürlüğe girdiği, borçlu vekilinin şikayetinin, 6552 Sayılı Kanun'un 121 ve 123. maddeleri ile getirilen 5393 Sayılı Kanun'un 15. maddesine (ek) son fıkrası ile geçici 8. maddesi gereğince haczin kaldırılması istemine ilişkin olmayıp; borçlu vekili bu değişiklikten önceki 5393 Sayılı Kanun'un 15/son ve İİK’nun 82. maddeleri gereğince haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, bilahare mahkemeye verdiği dilekçe ile değişiklikleri de gerekçe göstererek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği görülmektedir.Borçlunun yukarıda belirtildiği üzere önce icra müdürlüğüne başvurup 6592 sayılı Kanun'la getirilen hükümler uyarınca hacizlerin kaldırılmasını talep etmeden doğrudan icra mahkemesine başvurması usulsüz olup mahkemenin bu gerekçe ile hacizlerin kaldırılması kararında isabet bulunmamaktadır...
Öte yandan, İİK'nın 82/4. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Diğer taraftan ise İİK' nda haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda alacaklının talebi üzerine araç kaydına son olarak 11/08/2020 tarihinde olmak üzere değişik tarihlerde haciz şerhlerinin işlendiği, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından borçlunun 11/08/2020 tarihli hacze karşı süresinde haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olduğu açıktır. Anılan bu hacze ilişkin davacı tarafa herhangi bir bildirim de yapılmamış olduğundan yapılan şikayet yasal süresindedir....
Şikayete konu kararın, hale münasipliğe dayalı haczedilmezlik şikayeti olduğu, mahkemece, dava konusu evin ipotekli olduğu, ipotek kaynağı kredinin ise ticari kredi olduğunun belirtilip genel kredi sözleşmesinin de incelendiğinin bildirildiği, istinaf dilekçesine ek evraklardan ise Tüketici Kredisi geri ödeme planı çizelgesinde, konut kredisi olduğunun yazılı olduğu anlaşılmıştır....
İİK'nun 82/son maddesi uyarınca davacı borçlunun haczedilemezlik şikayetinin borcun haczedilen gayrimenkulün eşya bedelinden doğmaması nedeniyle mahkemece şikayetin reddi yerinde olup her ne kadar davacı vekilince takibe dayanak diğer kooperatif üyelerine ilişkin ilamların bozulduğu bu nedenle bu mahkeme sonuçlarının beklenmesi gerektiği yönünde istinaf talebinde bulunmuş ise de henüz takibe konu ilamın bozulmadığı her davanın açıldığı zamanki koşullarda incelenmesi gerektiği dava tarihi itibariyle de takip geçerli olup taşınmaz üzerine de haciz konulduğundan mahkemece meskeniyet şikayeti incelenerek karar verilmesi yerinde bulunduğundan dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde...
İlk derece mahkemesince: "...davacı şikayetçi borçlunun gerçek kişi değil, tüzel kişiliğe haiz bir ticaret şirketi olduğu, yaptığı işin kişisel çalışmasını ve faaliyetini ön plana çıkartamayacağı, dolayısıyla davacı borçlu şirketin, gerçek kişi gibi bir meslek veya sanat sahibi olamayacağı gibi, yine gerçek kişilerin sahip olabileceği şekilde meslek ve sanatı için lüzumlu olan eşyasında da bahsedilemeyeceği açık olup, İİK'nın 82/1- 2 ve 82/1- 4 maddelerinde geçen haczedilemezlik şikayeti hakkından davacı borçlu şirketin yararlanmasının mümkün olmayacağı anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle Şikayetin Reddine karar verilmiştir....