Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kuramunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik), sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, inceleme görevinin Yargıtay 10. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünüldüğünden, bu hususta karar verilmek üzere dosyanın HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 04.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi...
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kuramunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik), kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, inceleme görevinin Yargıtay 10. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünüldüğünden, bu hususta karar verilmek üzere dosyanın HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 12.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik), hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine,Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararı ve Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 03.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Yargıtay iş bölümüne ilişkin 23/01/2020 tarih, 2020/1 sayılı kararı uyarınca yeniden düzenlenen iş bölümüne göre; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) sonucu verilen hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 10. Hukuk Dairesine aittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, inceleme konusu karar, Yargıtay 10....
Hukuk Dairesinin görev alanına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunu (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) uyarınca yapılan takiplerden kaynaklanan tüm davaların (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) girdiği düzenlenmiştir. Somut olayda uyuşmazlık konusu, davalı idarenin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanuna göre yaptığı takip sebebiyle ödeme emrinin iptali ile kurum işleminin iptaline ilişkin olduğundan temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. Dosya, Yargıtay 10. Hukuk Dairesince Dairemize gönderildiğinden inceleme merciinin belirlenmesi açısından dosyanın Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18/07/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Yargıtay iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarih, 2022/1 sayılı kararı uyarınca yeniden düzenlenen iş bölümüne göre;Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sosyal güvenlik mevzuatına göre açılan rücu davaları ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kurumunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik) sonucu verilen hüküm ve kararların temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 10. Hukuk Dairesine aittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, inceleme konusu karar, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı uyarınca belirgin şekilde Dairemizin işbölümü alanı içine girmemekte, Yargıtay 10....
Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğunu, mahkemenin talebin kabulüne karar verdiğini, vesayet makamı tarafından verilen karar tespit hükmü niteliğinde olduğundan kesinleşmeden icra edilemeyeceğini, kararın davacı tarafından istinaf edilmesi sebebiyle henüz kesinleşmediğini, vesayet makamının haczedilemezlik kararı verme yetkisinin bulunmadığını, vesayet makamının açıkça yetkisinin sınırlarını hukuka aykırı olarak aştığını, kanunda haczedilemez olduğu öngörülmeyen T3 özel hukuk hükümlerine göre kurulmuş olan şirketlere ait mal ve hakların haczedilemez olduğundan bahsetmenin açıkça AİHS, Anayasa ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, haczedilemezlik niteliği olan mal ve hakların yalnızca kanunla belirlenebileceğini, maddi hukuka göre başkasına devri yasak olan mal ve hakların haczedilemeyeceğini, buradaki devredilemezlik niteliğinin kanuna dayanması gerektiğini, bir kamu tüzel kişisinin mal ve gelirlerinin haczedilmemesi için özel yasasında açık hükmün bulunması gerektiğini, davacının kesinleşmiş...
Başka bir anlatımla haczedilmezlik şikayeti ile istihkak iddiası bir arada bulunamaz; borçlu kendisine ait olmayan bir mal veya hak bakımından haczedilmezlik şikayeti yoluna gidemez, sadece malın kendisine ait olmadığını bildirmekle yetinebilir...” Somut olayda, şikayetçi T1 icra takibinde alacaklı ya da borçlu olarak taraf sıfatı bulunmayan üçüncü kişi konumundadır. Bu nedenle şikayetçinin, haciz işleminin iptalini talep edemeyeceği açıktır. Açıklanan nedenlerle şikayetçinin terditli birinci talebi olan haczedilemezlik şikayetinin aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, yargılamaya terditli ikinci talep olan istihkak davası olarak devam edilmiş, istihkak davaları nisbi harca tabi olduğundan eksik harç tamamlattırılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca yapılan haczedilemezlik şikayeti, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri kanununa dayanmakta olup, yerel mahkemece takip borçlusu olmadıklarından bahisle aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, emsal Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere; haczedilmezliğe ilişkin hükümlerin uygulanabilmesi için öncelikle geçerli bir finansal kiralama sözleşmesi bulunması gerektiğini, icra mahkemesince öncelikle sözleşmenin geçerli olup olmadığı, geçerli bir sözleşme var ise haczedilen malların finansal kiralama sözleşmesine konu mallar olup olmadığı belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken ilk derece mahkemesi sözleşmenin geçerli olup olmadığını incelenmediğini, haczedilen malın finansal kiralama sözleşmesine konu olup olmadığının tespitinde bulunmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama neticesinde...
İİK'nun 82/1- 12.maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. İİK'nun 82/1- 12.maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanının icra dosyasındaki hak sahiplerine ödenmelidir....