Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Tapu kaydındaki davacı ... hissesindeki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki davacı ... hissesindeki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.05.2004 gününde verilen dilekçe ile intifa, irtifak ve istihkak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.09.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 09.03.1998 tarihli görev verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmesine dayalı çekişmeli taşınmazlar tapu kaydında davalı şirket lehine mevcut irtifak hakkı ve istimlak şerhlerinin terkini ile Hazine adına yazılmasına, intifa hakkı şerhlerinin de kaldırılması istemiyle açılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir....

      Köyündeki dava konusu taşınmazların tapu kaydında davalı şirket lehine konulan intifa ve irtifak hakkı şerhlerinin iptali ile Hazine adına yazılmasını talep etmiştir. Mahkemece kayıtlardaki intifa ve irtifak hakkı şerhlerinin iptaline ve silinmesine karar verilmiştir. Ancak 557 sayılı parselde bulunan kullanım şekline ilişkin irtifak hakkı şerhinin Hazine adına yazılmasına ilişkin bir karar verilmemiş olması bozma nedeni ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hüküm fıkrasının 3.bendinde 557 parsel ile ilgili kısımda yer alan "... İrtifak/ intifa hakkı şerhlerinin iptaline ve tapudan terkinine, irtifak hakkı şerhinin Hazine adına yazılmasına" ibaresinin eklenmesine, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 12.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Ancak; Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında mevcut olan haciz şerhlerinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasıyla yetinilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde haciz ve takyidatların sicilden fekki ile tespit edilecek kamulaştırma bedeli üzerine nakline karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm kısmının 8 numaralı bendinin tamamen metinden çıkartılarak yerine "Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında bulunan haciz şerhlerinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına" ibaresinin eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 15.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ancak; 58 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının incelenmesinden; kayıt üzerinde hangi gerçek veya tüzel kişi lehine konulduğu anlaşılamayan birden çok haciz şerhlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanununun 91. maddesi hükmünce gayrimenkulün haczi ile tasarruf hakkı, Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Yine yasanın 1010. maddesine göre, tasarruf yetkisi kısıtlamaları şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir. Çünkü, haciz şerhinden amaç bu şerhlerin konulduğu tarihten sonra alacaklının haklarını o taşınmaz mal üzerinde sonradan hak edineceklere karşı korumak ve üçüncü kişilerin uyarılmasını sağlamaktır. Diğer taraftan, icrayı hacizli bir taşınmazın sanki hacizsiz bir taşınmaz gibi bir işleme konulması mümkündür....

            Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi tarafından, davacının dava açmakta haklı olduğu değerlendirilerek haciz şerhlerinin terkini ile yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK'nin 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

            Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Eldeki dava konusu haciz şerhlerinin usulsüz konulup konulmadığının tespiti bakımından üzerinde durulması gereken sorun davalı haciz lehtarlarının iyiniyetli olup olmadıklarının saptanmasıdır. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.”...

            Davalı alacaklı vergi Dairesi (Hazine) vekili, dava konusu bağımsız bölümler üzerinde 10.06.2005 tarihinde 6183 sayılı kanun uyarınca konulan haciz şerhlerinin borçlunun başka bir taşınmazını teminat göstermesi üzerine 10.02.2005 tarihinde 6183 sayılı kanun uyarınca konulan haciz şerhlerinin borçlunun başka bir taşınmazını teminat göstermesi üzerine 10.02.2009 tarihinde kaldırıldığını, davanın konusuz kaldığını savunmuştur. Davalı alacaklı Sosyal Güvenlik Kurulu vekili, davanın görevli mahkemede açılmadığını haciz işlemleri sırasında taşınmaz hisselerinin borçlu adına kayıtlı olması nedeniyle haciz konulduğunu, davanın reddini gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile bir kısım bağımsız bölümler üzerindeki haciz şerhlerinin kaldırılmasına, diğer bağımsız bölümlere yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizin 23.01.2012 gün ve 2011/7106-2012/356 sayılı kararı ile davalı ......

              Ancak; Kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydında mevcut olan ipotek ve haciz şerhlerinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin dikkate alınmaması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının üçüncü paragrafının sonuna “tapu kaydında mevcut olan ipotek ve haciz şerhlerinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına” sözcükleri yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 05.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak; Kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydında mevcut olan haciz ve ipotek şerhlerinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin dikkate alınmaması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin sonuna “Tapu kaydında mevcut olan haciz ve ipotek şerhlerinin kamulaştırma bedeline yansıtılmasına” sözcükleri eklenerek hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu