İcra Müdürlüğünün 2009/7300 Esas sayılı icra takip dosyası ile taşınmazlar yüklenici davalı şirket adına kayıtlı iken tapu kaydına haciz konulduğunu, müvekkili davacının haciz lehtarı olan davalı ...’e borcunun bulunmadığını, taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yükleniciye devredildiğine dair davacı kooperatif lehine teminat ipoteği olduğunu, inşaat teminat ipoteğinden sonra konulmuş olan haciz lehtarlarının iyiniyetli olmadığını belirterek, davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile, 981 ada 5 parseldeki tüm bağımsız bölümler üzerine konulan hacizlerin fekkini talep etmiş, 23.05.2017 tarihli celsede ... 6. İcra Müdürlüğünün 2009/7300 Esas sayılı dosyasından C Blok 33 ve D Blok 42 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kaydına konulan haciz şerhlerinin kaldırılmasını talep etmiştir....
den satın aldığını, tapu kaydının beyanlar hanesinde tapu sicil müdürlüğünün 14.09.2009 tarihinde taşınmazın tapu kaydındaki terkin edilen ipotek üzerinde haciz şerhlerinin bulunması gerekirken bu şerhlerin sehven ipotek kaydına işlenmemesi nedeniyle kaydın düzeltilmesi için dava açılacağına dair beyanlar sütununa kayıt düşüldüğünü, bu kaydın yolsuz olduğunu ileri sürerek terkin edilmesini, bu istem kabul edilmediği takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., kaydın terkinini talep etmiş, Tapu Sicil Müdürlüğü ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tazminat isteminin Hazineye karşı açılacak bir davada talep edilebileceği, beyanlar hanesindeki kaydın terkini isteminin ise haciz şerhi lehtarlarına karşı yöneltilmesi gerekeceği, tapu sicil müdürlüğünün davada pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle tapu sicil müdürlüğü aleyhine açılan dava reddedilmiş, davalı ... aleyhine açılan davanın ise takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
Hem harç hem de vekalet ücretinin haciz değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini, 2. İpoteğin fekkine ilişkin davanın nispi harca tabi olduğunu, 3. Taşınmaz üzerinde başkaca ihtiyati hacizler bulunduğundan tespit isteminde hukuki yararın bulunduğunu, 4. Tespit isteminin bir ön sorun olarak değil, hak sahipliğinin ispatı bakımından önemli olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mülkiyetin tespiti ile haciz şerhlerinin terkini, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun "Tacir olmanın hükümleri" kenar başlıklı 18/2 nci maddesi hükmüne göre; “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. ” 3. Değerlendirme 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi şerhlerinin terkini istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 20.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 05.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.01.2015 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalılar ... vd. vekilince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmazın tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; haciz şerhinin terkini istemli davalarda lehtarların hakları doğrudan etkileneceğinden davada taraf olmaları gerektiğini, haciz lehtarlarının davada taraf olmaksızın yokluklarında aleyhlerine olacak şekilde haciz şerhlerinin terkinine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, yerel mahkemece, somut davada tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan belirtmenin kimin yararına konulduğunun yani lehtarının belirlenemediği, hukuki dayanağı saptanamayan ve yolsuz kayıt niteliği kazanan şerhlerin terkininde lehtarı aramanın mahkemelerdeki iş ve işlemleri çıkmaza sokma anlamına geleceği belirtildiğini, ancak, mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, tapu kaydındaki haciz şerhi 1936 tarihli olup davacı tarafın ise 14.03.1990 tarihinde satış yolu ile taşınmazın 45/60 hissesini edindiğini, tapu kaydındaki dava konusu haciz şerhi, davacının satın alma tarihinden...
Ancak; 58 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının incelenmesinden; kayıt üzerinde hangi gerçek veya tüzel kişi lehine konulduğu anlaşılamayan birden çok haciz şerhlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanununun 91. maddesi hükmünce gayrimenkulün haczi ile tasarruf hakkı, Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Yine yasanın 1010. maddesine göre, tasarruf yetkisi kısıtlamaları şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir. Çünkü, haciz şerhinden amaç bu şerhlerin konulduğu tarihten sonra alacaklının haklarını o taşınmaz mal üzerinde sonradan hak edineceklere karşı korumak ve üçüncü kişilerin uyarılmasını sağlamaktır. Diğer taraftan, icrayı hacizli bir taşınmazın sanki hacizsiz bir taşınmaz gibi bir işleme konulması mümkündür....
Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi tarafından, davacının dava açmakta haklı olduğu değerlendirilerek haciz şerhlerinin terkini ile yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK'nin 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Eldeki dava konusu haciz şerhlerinin usulsüz konulup konulmadığının tespiti bakımından üzerinde durulması gereken sorun davalı haciz lehtarlarının iyiniyetli olup olmadıklarının saptanmasıdır. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.”...
Ancak; 1- Davalı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi, 2-Dava konusu taşınmazların el atılan bölümlerinin yol olarak terkini yerine, idare adına tesciline karar verilmesi, 3-Dava konusu taşınmazların tapu kaydında bulunan ipotek şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin gözetilmemesi, Doğru değilse de bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının harç ve yargılama giderlerine ilişkin 3 ve 4. bendlerinin çıkartılarak yerlerine;sırasıyla ( Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan peşin ve ıslah harcının talep halinde yatırana iadesine) (Davacı tarafından yapılan 1.234,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine)cümlelerinin yazılmasına, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2/A, B, C ve D bendlerinden (terkini ile davalı idare adına tesciline )kelimelerinin çıkartılmasına,yerine (iptali...