"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza) SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak HÜKÜM : Ret Şikayetçi vekili 13.12.2010 tarihli dilekçesi ile ....Ltd. Şti. ile ....Tic. Ltd. Şti. hakkında tazminat isteminde bulunduğu halde, bu konuda bir karar verilmemiş ise de, mahkemesince mahallinde bir karar verilmesi olanaklı görülmüştür....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede, Sanıkların yetkilisi olduğu şirket tarafından 2. haciz ihbarnamesine yapılan itiraz süresinde olmadığından geçersiz olup beyandaki gerçeğe aykırı bildirimin, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı anlaşılmakla, Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2-Tazminat talebi ile ilgili olarak kurulan hükümlere yönelik olarak, Davanın açılması için gerekli harcın yatırılmaması nedeniyle "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesi yerine davanın reddine karar verilmesi ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320...
nun İİK.nun 338.maddesi gereğince ayrı ayrı 3'er ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanıklar vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Sanıklar müdafiinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanıklar vekilinin 30.6.2005 tarihli haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde beyanda bulunmasına karşın vekilin gerçeğe aykırı beyanından sanıkların sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle beraatleri yerine ayrı ayrı 3'er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmesi, Kabule göre de, 28.9.2005 tarihli dava dilekçesinde sanıkların İİK.nun 338.maddesi uyarınca cezalandırılmalarına ve tazminata mahkum edilmeleri talep edilmiş olmakla, tazminat istemi hakkında da bir hüküm kurulması gerektiği, gözetilmeden "İİK.nun 89/4.maddesi uyarınca davacının genel mahkemelerde tazminat davası açması...
istemi hakkında verilen hükme ilişkin temyiz incelemesi sonunda; Müşteki tarafın, sanığın cezalandırılması talebinin yanında İİK.nun 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebinin de bulunması nedeniyle, tazminat istemi hakkında genel hükümlere göre yargılama yapılıp karar verilmesi gerekmekte olup, mahkemece kısa kararda herhangi bir gerekçe gösterilmeden tazminat isteminin reddine karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda bu konuda herhangi bir açıklamanın bulunmaması isabetsizdir....
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; haciz tutanağından anlaşıldığı üzere, dava dışı Özgür Şimşek'in borçlu T4 kiracısı olduğunu beyan ettiğini, mahalde bulunan elektrik ve su faturalarının dava dışı Özgür Şimşek'e ait olmasının işbu beyanları ispatlar nitelikte olduğunu, dava dışı Özgür Şimşek'in, kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun haciz tutanağı ile sabit olup İİK 89/2 maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesi taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın gerekçesi olarak İİK madde 338/1 uyarınca davalının cezalandırılmasının talep edilebileceği ifade edilmiş olup, gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, işbu dava ile icra memur muamelesinin şikayet edildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nın 89. maddesine göre, takipte 3. kişiye gönderilen 1. haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmez ise mal 3. kişinin yedinde veya borç zimmetinde sayılır....
Bu durumda borçlu tarafından 3. kişi aleyhine başlatılan icra takibindeki alacağın birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde kesinleşmediği, Mahkemenin alacaklının yararına İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak tazminata hükmedilebilmesi için; borçlunun haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu, Bakırköy 2. İcra Müdürlüğünün 2017/20842 sayılı icra takip dosyasında borçlunun maddi anlamda istenebilir bir alacağının bulunmadığı anlaşılmakla, gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 01/04/2019 tarihinde verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğunun ispatlanmadığı anlaşılmaktadır....
Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olduğundan, ancak tazminat talebi ile birlikte İİK’nın 338. maddesinden şikayette bulunulması halinde, İcra Ceza Mahkemesi’nin uyuşmazlığı çözmeye görevli olacağı, somut olayımızda, davacı vekilinin 10/10/2014 tarihli dava dilekçesinde davalının İİK’nın 89/4. maddesi gereğince tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, ancak İİK’nın 338. maddesi kapsamında bir şikayetinin bulunmadığı gözetilmeden, aynı numaralı İcra Hukuk Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilip, kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi üzerine dava dosyasının İcra Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi suretiyle görevsiz mahkemece yargılama yapılarak hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve davacı vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Suç tarihinin haciz ihbarnamesine itiraz tarihi olan 29.03.2013 tarihi olmasına rağmen gerekçeli kararda başlığında 26.06.2013 olarak gösterilmesi mahallinde giderilebilir nitelikte bir hata olarak kabul edilmiştir....
Ancak vekilin asil adına yapmış olduğu itiraz hukuki anlamda geçerli olup, tazminat davası açısından asili bağlayacağı ve bu nedenle eğer şartları var ise tazminata hükmedilmesini gerektirir. İİK’nın 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın İİK'nın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir. O halde, 3. kişi Deniz Yapı Taahhüt Proje Müşavirlik Ve Ticaret A.Ş.'nin, dava dışı borçlu Altınbaş Grup Yapı Mimarlık İnşaat San....
ün, 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğunu ileri sürerek davalının,birinci haciz ihbarnamesine konu borç tutarı olan 26.875,77 TL kadar tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu ve yapılan yargılamada, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda sanık ...'ün takip dosyasının borçlusuna borcunun bulunduğunun dosya içerisinde bulunan borç tasfiye belgesi ile sanık ... tarafından ikrar edildiği ve doğrulandığı bu bağlamda sanık ...'...