Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nün birinci haciz ihbarnamesine 08.03.2012 tarihinde itiraz ettiği, şikayetçi vekilinin 27.03.2012 tarihli şikayetinin İİK'nın 347. maddesinde öngörülen sürede olduğu tespit edilerek yapılan incelemede, birinci haciz ihbarnamesine sanıkların vekilleri aracılığıyla itirazda bulunması ve vekilin beyanından dolayı asillerin sorumlu tutulamayacağı gözönünde bulundurulduğunda sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, 2-Hükmün esasını oluşturan ve tefhimle geçerlilik kazanan kısa kararda tazminata hükmedilmediği halde, gerekçeli kararda tazminat talebinin reddine karar verilerek hükmün karıştırılması, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine...

    SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet, Tazminata hükmedilmesine yer olmadığına Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. 1-) “Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; İİK’nın 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....

      AŞ aleyhine 31/05/2016 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 02/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili tarafından ... 19. İcra Müdürlüğünün 2014/7982 sayılı dosyası ile dava dışı ... İnş. AŞ aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıya bu dosyadan haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalının haciz ihbarnamesine karşı verdiği cevapta dava dışı ... İnş....

        Tazminat isteği hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince : Haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu iddia edilen üçüncü şahıs sanık hakkında , İcra Mahkemesinde İİK.nun 89/4 ve 338/1. maddeleri uyarınca hem tazminat, hem de cezalandırma istemiyle açılan davada, tazminat istemi hakkında da hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, hüküm niteliği taşımayan “ tazminat talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına” denilmek suretiyle yazılı biçimde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, müşteki vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi ( BOZULMASINA ) 08.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          nin 02/08/2012 tarihinde yetki itirazı ve borca itiraz etmesi nedeniyle icra takibi durdurulmuş olup, sanığın Birinci Haciz İhbarnamesine itiraz tarihi olan 24/07/2012 tarihinde takip borçlusu hakkında kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından üçüncü şahıs konumundaki sanığa gönderilen Birinci Haciz İhbarnamesi de geçersiz olduğu, ayrıca birinci haciz ihbarnamesine 24.07.2012 tarihinde 3. şahıs Hasan Sever İnş. Müt. Taah. Tic. Ltd. Şti....

            anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle davaların ayrı ayrı DÜŞÜRÜLMESİNE, 2-) Tazminata ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Somut uyuşmazlıkta, 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte muaccel bir alacağının mevcut olmadığı anlaşılmakla, gönderilen ikinci haciz ihbarnamesine 18/05/2010 tarihinde verilen cevabın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda...

              "İçtihat Metni" İİK.nun 89. maddesi uyarınca gerçeğe aykırı beyanda bulunmaktan cezalandırılması ve tazminattan sorumlu tutulması istenilen sanık ...’ın yapılan yargılaması sonunda; Beraatine dair ( ... ) 2. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 05.07.2005 gün ve 251 esas, 365 karar sayılı hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından 25.11.2005 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: 1.) Sanığın üzerine atılı bulunan suç, İİK.nun 89. maddesi uyarınca gönderilen 1. haciz ihbarnamesine karşı yapılan itirazın gerçeğe aykırı olduğu iddiasından kaynaklanmakta olup, yapılan bu itirazın mal beyanıyla ilgisi olmadığı ve herhangi bir şekle bağlı bulunmadığı gözetilmeden , suçun “gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak” suçu ile karıştırılması sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, 2.)...

                İcra Müdürlüğünün 2010/10410 esas sayılı dosyası üzerinden başlattıkları takip nedeniyle borçlu şirkete ait banka hesaplarına haciz konulması ve hesapta bulunan paranın dosyaya gönderilmesi için gönderilen birinci haciz ihbarnamesine borçlu banka yetkilisi olan sanıkların 28.05.2010 tarihli cevabi yazılarında borçlu şirkete ait hesapta 16.947,09 TL olduğunun, ancak bu para üzerinde "rehin, hapis, takas ve mahsup haklarının olduğunu" iddia ederek borçlu şirkete ait parayı dosyaya göndermediklerini ileri sürerek sanıkların İİK'nun 338. maddesi ile cezalandırılmaları ve tazminata mahkum edilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır....

                  iade koşulları oluştuğunda daha önce haciz ihbarnamesi gönderilen icra dosyaları kapsamında sıra ile ödeme yapıldıktan sonra bakiye kalması halinde son sıra dosyalarına ödeme yapılacağı yönündeki beyanında gerçeğe aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir....

                  Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ; I- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelemesinde, İcra dosyasından borçluya gönderilen ödeme emrinin 26.12.2013 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, ihtiyati haciz kararına istinaden gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 14.11.2013 tarihinde verilen cevabının gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, bu hali ile beraat hükmünün sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşılmış, Ancak; Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısım ikinci bölümü gereğince maktu vekalet ücreti tayin edilmesi yerine, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olmakla, hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA...

                    UYAP Entegrasyonu