Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi Hüviyet veya Sıfatına İlişkin Yalan Beyanda Bulunma, Dikkatsizlik ve Tedbirsizlikle Yaralamaya Sebebiyet Verme HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ...'ye atılı Dikkatsizlik ve Tedbirsizlikle Yaralamaya Sebebiyet Verme suçundan sorgusunun yapılması için 10.02.2005 tarihinde çıkarılan gıyabi tutuklama kararı ile zamanaşımı süresinin kesildiği gözetilmeksizin 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle ortadan kaldırma kararı verilmesi yasaya aykırı sanık ......

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme, yalan beyanda bulunma Hüküm : 765 Sayılı TCK'nın 455/1-son, 342. maddeleri uyarınca mahkümiyet Taksirle öldürme ve yalan beyanda bulunma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylemlerin sanık lehine sonuç doğuran 765 sayılı TCK’nın 455/1-son, 343/2 maddeleri gereğince yaptırıma bağlandığı, anılan suçların aynı Kanunun 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma ... 5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 14.11.2008 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 15.09.2009 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı TCK’nin 7 ve 5252 sayılı TCK’nin Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri karşısında; sanığa yüklenen 765 sayılı TCK'nin 343/2 (5237 sayılı TCK'nin 206 ) maddesinde düzenlenen "Memura yalan beyanda bulunma" suçunun Kanundaki cezasının miktarı ve üst sınırına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nin 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 26.10.2001 olan suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkalarına ait kimlik ve kimlik bilgilerini kullanma HÜKÜM : Hükümlülük Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından yoklukta verilen hükmün tebliği sırasında sanığın cezaevinde bulunması nedeniyle temyizin süresinde yapıldığı kabul edilerek işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın 21.12.2004 tarihinde işlediği yalan beyanda bulunma eyleminden verilen beraat kararının temyiz edilmediği anlaşılmakla yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyeti veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılan sanık adına yapılan tebligatın usulsüz olup, verilen ek kararların da hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğunun anlaşılması karşısında, temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile yapılan incelemede: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihlerinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 01.04.2005’ten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları...

            Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK. nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayda; hırsızlık suçundan dolayı yakalanan sanığın, mağdur ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, kimliği konusunda yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı hırsızlık ve kimliği konusunda yalan beyanda bulunma suçları için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 102/4, maddesinde belirtilen zamanaşımını kesici işlemlerden herhangi birisi gerçekleşmeden 5 yıllık asli zamanaşımının, kararın verildiği 18/05/2006 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması; Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 14.11.2011...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık,kimliği hakkında yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen hırsızlık ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçlarının gerektirdiği cezanın, türü ve süresine göre 765 sayılı TCK’nın 102/4. ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 12.01.2004 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 10/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/12/2020 NUMARASI : 2017/973 ESAS 2020/637 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Haciz İhbarına Karşı Yalan Beyanda Bulunma Nedeniyle) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; icra dosyası borçlusunun davalıda bulunan hak ve alacaklarının haczi için davalıya İ.İ.K'nun 89/1. Maddesi gereği 11.11.2016 tarihinde birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalının 30.11.2016 tarihinde ihbarnameye, Altınkum Turizm İşl. San. Tic....

                  Asliye Ceza Mahkemesinin 13.09.2010 tarih ve 2009/194 Esas, 2010/190 karar sayılı ilamı ile hırsızlığa teşebbüs, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunma ve başkasının kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle iftira suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararı verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 10.03.2014 tarih ve 2013/7818 esas, 2014/8092 karar sayılı ilamıyla, hükümlü ... hakkında hırsızlığa teşebbüs ve iftira suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin düzeltilerek onanmasına, resmi belgenin düzenlemesinde yalan beyanda bulunma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün ise, "sanığın gerçekte var olan kardeşi ...'...

                    UYAP Entegrasyonu