WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkalarına ait kimlik ve kimlik bilgilerini kullanma HÜKÜM : Hükümlülük Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından yoklukta verilen hükmün tebliği sırasında sanığın cezaevinde bulunması nedeniyle temyizin süresinde yapıldığı kabul edilerek işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın 21.12.2004 tarihinde işlediği yalan beyanda bulunma eyleminden verilen beraat kararının temyiz edilmediği anlaşılmakla yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme, yalan beyanda bulunma Hüküm : 765 Sayılı TCK'nın 455/1-son, 342. maddeleri uyarınca mahkümiyet Taksirle öldürme ve yalan beyanda bulunma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylemlerin sanık lehine sonuç doğuran 765 sayılı TCK’nın 455/1-son, 343/2 maddeleri gereğince yaptırıma bağlandığı, anılan suçların aynı Kanunun 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyeti veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılan sanık adına yapılan tebligatın usulsüz olup, verilen ek kararların da hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğunun anlaşılması karşısında, temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile yapılan incelemede: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihlerinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 01.04.2005’ten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları...

        Genel Kurulunun 13.05.2014 tarih ve 2015/13-93 ve 2016/103 sayılı kararı ile ... 02.06.2014 gün ve 14084-19617 sayılı düzelterek onama kararının incelemeye konu resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçları yönünden kaldırılması karar verilmiş olduğu anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk hakkında yanlızca resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçları yönünden yeniden yapılan incelemede; Suça sürüklenen çocuğun, yakalandığında kendisi ile ilgili soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla ... ... ismini kullandığı iddiasıyla kamu davası açıldığı, yerel mahkemece kimlik bilgileri kullanılan ... ... duruşmalardan haberdar edilmediği, yokluğundan verilen hükmün gerekçeli kararının da kendisine tebliğ olunmadığı anlaşılmakla, öncelikle gerekçeli kararın mahkemesince ... ... tebliğ edildikten sonra temyiz talebinde bulunması halinde, bu yönden ek tebliğname düzenlendikten...

          Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK. nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayda; hırsızlık suçundan dolayı yakalanan sanığın, mağdur ...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, Kimliğine ilişkin yalan beyanda bulunma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde, Sanığın camı kırılan aracın yanında saklanmış bir vaziyette yakalandığı, elinde ve üzerinde ise sağlam ve muhkem nitelikteki engelleri aşmakta kullanılmaya müsait tornavida ve buji gibi malzemelerin bulunduğu; Yakınana ait aracın ise Mercedes marka olup suç tarihi itibari ile 5-6 yaş civarında bulunduğu, çürük veya atıl durumda olmadığı, aksi öne sürülmeyen ve bu nedenle de yapım teknikleri itibari ile araçtaki camın sağlam ve dayanıklı olduğunu da bildiği gözönüne alındığında sanığın eyleminin 765 sayılı Yasanın 493/1. maddesi kapsamında kaldığı dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, kimliği konusunda yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı hırsızlık ve kimliği konusunda yalan beyanda bulunma suçları için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 102/4, maddesinde belirtilen zamanaşımını kesici işlemlerden herhangi birisi gerçekleşmeden 5 yıllık asli zamanaşımının, kararın verildiği 18/05/2006 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması; Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 14.11.2011...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık,kimliği hakkında yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen hırsızlık ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçlarının gerektirdiği cezanın, türü ve süresine göre 765 sayılı TCK’nın 102/4. ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 12.01.2004 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 10/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Asliye Ceza Mahkemesinin 13.09.2010 tarih ve 2009/194 Esas, 2010/190 karar sayılı ilamı ile hırsızlığa teşebbüs, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunma ve başkasının kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle iftira suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararı verildiği, söz konusu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 10.03.2014 tarih ve 2013/7818 esas, 2014/8092 karar sayılı ilamıyla, hükümlü ... hakkında hırsızlığa teşebbüs ve iftira suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin düzeltilerek onanmasına, resmi belgenin düzenlemesinde yalan beyanda bulunma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün ise, "sanığın gerçekte var olan kardeşi ...'...

                    Açıklanan nedenlerle ortada beyana dayalı olarak düzenlenen sahte bir resmi belge olmadığından TCK'nın 206. maddesindeki resmi belge düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunun oluşmadığı, sanığın eyleminin başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunu oluşturduğu, yerel mahkeme hükmünün suç vasfında yanılgı nedeniyle bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun hükmün onanmasına ilişkin görüşlerine katılmıyorum. 11.06.2014...

                      UYAP Entegrasyonu