Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin dava, 6100 sayılı HMK.nın 382. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinden sayılmış, 384.maddesinde ise Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, HMK.nın 11/3. maddesinde ise Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Bu hale göre mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı olmayıp tarafların yetki itirazı da olmadığına göre, davanın açıldığı ilk mahkeme olan İstanbul 20. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 20. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı olmayıp tarafların yetki itirazı da olmadığına göre davanın açıldığı ilk mahkeme olan ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin dava 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi ve HMK'nın 382. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinden sayılmış HMK 384. maddede ise Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna işaret edilmiştir. HMK'nın 11/3. maddesinde ise mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkin davalarda mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı geçerli olmayıp tarafların durumunda yetki itirazı da olmadığına göre davanın açıldığı ilk mahkeme olan ... 6....

      Sulh Hukuk Mahkemesince ise mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin davalarda kesin yetki kuralı bulunmadığı, taraflarca yetki itirazı da bulunmadığından, davanın ilk açıldığı mahkemenin yetkili bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin istem, 6100 sayılı HMK'nın 382. maddesine göre çekişmesiz yargı işlerinden sayılmış, 384. maddesinde ise Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, HMK'nın 11/3. maddesinde ise mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında genel ve kesin yetki kuralı söz konusu olmadığına ve her mirasçı oturduğu yer mahkemesinde bunu isteyebileceğine göre, mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilemez....

        Bu hale göre, mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı olmayıp tarafların yetki itirazı da olmadığına göre, davanın açıldığı ilk mahkeme olan ... 10. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/02/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından eski hale getirme talebiyle temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ... müdafii olduğunu belirtip, 18.06.2009 günlü duruşmaya yetki belgesine binaen sanık müdafii olarak katılan Av. Aslı Çaputçu’nun sanık müdafii olduğuna ilişkin yetki belgesinin dosyada bulunamadığı anlaşıldığından, adı geçen avukatın yetki belgesinin temini için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19/09/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/891 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında yetki belgesi verildiği belirtilmiş ise de, yetki belgesinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, yetki belgesinin evraka eklenmesi ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.9..2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükmü, sanık adına temyiz eden Avukat ...’ın, sanık tarafından vekil olarak tayin edildiğine ilişkin vekaletnameye dosyada rastlanılmaması ve sanığın ilk celse avukat istemediğini belirtmesi karşısında; Avukat ...’ın sanık adına düzenlenmiş ve dava ile temyiz tarihini de kapsayan vekaletnamesinin ya da yetki belgesinin olup olmadığı araştırılarak, tespiti halinde dosya içerisine konulmasından sonra temyiz talepleri incelenmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                nün dosyada mevcut yetki belgesinin Av. İdil Güngördü tarafından verildiği ancak Av...nün adı geçen davalı şirket adına vekaletnamesinin bulunmadığı anlaşılmakla belirtilen eksikliğin giderilmesi için, 2- Davalı ...nin güncel adresinin ilgili ticaret sicil müdürlüğünden tespiti ile tespit edilen adres gerekçeli kararın tebliğ edildiği adresten farklı olursa gerekçeli kararın bu yeni adrese tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. ve 433. maddelerindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  na verilmiş bir vekaletname ya da dosyaya vekaletname sunmuş olan Avukat ... tarafından verilen bir yetki belgesi bulunmadığı anlaşıldığından, Avukat ...'nun katılan adına düzenlenmiş ve dava ile temyiz tarihini de kapsayan vekaletnamesinin ya da yetki belgesinin olup olmadığı araştırılarak, tespiti halinde dosya içerisine konulması, tespit edilememesi halinde katılanın dosyaya vekaletname sunmuş olan vekiline, yokluğunda verilen 03.05.2016 tarihli kararın başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekli de belirtilmek suretiyle yöntemine uygun olarak tebliği sağlanarak tebellüğ belgesi ile sunulması halinde temyiz dilekçesinin dosyaya eklenmesi ve bu temyiz istemi ile ilgili ek tebliğname düzenlenmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 09.02.2013 günlü temsilciler kurulu toplantısında alınan dış cephe ortak alanların boyanmasına, yönetim kuruluna bu konuda yetki verilmesine dair 6 nolu kararın iptali, delillerin tespiti ve hukuka uygunluğu sabit oluncaya kadar boya işinin tedbiren durdurulması istenilmiştir. Mahkemece delil tespitine konu edilen hususun mahkemenin görevine girmediğinden tespit talebinin ve HMK 389. maddesindeki şartlar oluşmadığından da ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu