Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir....

    Müvekkil bu konuda oldukça sıkıntı yaşamaktadır.2- Yargıtay'ın Geçit Hakkı davaları ile ilgili genel görüşü şudur ki: Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Yargıtay'ın bu konuda sayısız kararı bulunmaktadır, yukarıda yazdığımız sebepler mevcutken ve ana yola çıkma ihtiyacı hasıl olmuşsa Geçit Hakkının tesis edilmesi gerekli hale gelir....

    Somut olaya gelince; aleyhine geçit kurulan 3 sayılı parselin 441,33 m2, kuzeyindeki 2 sayılı parselin ise 2299,13 m2 yüzölçümünde oldukları, 2 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün aleyhine geçit kurulan 3 parsel sayılı taşınmazdan çok büyük olduğu açıkça anlaşıldığından geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince daha büyük parselden geçit kurulması gerekirken daha küçük yüzölçümlü olan parselden geçit kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de; Türk Medeni Kanununun 747 ve 748. maddeleri gereğince geçit hakkı bir taşınmaz lehine diğer taşınmaz aleyhine kurulur ve taşınmazların irtifak sütununa kaydı gerekir. Bu itibarla, hüküm sonucunda "...geçit hakkının tapuya tesciline" şeklinde ve geçit kurulan yerin taşınmazdan ayrılması anlamına gelecek biçimde hüküm kurulması yerinde değildir....

      Ayrıca hüküm sonucunda geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Somut olayın incelenmesinde; Mahkemece dava konusu aleyhine geçit kurulan parseller yönünden geçit irtifakının özel sütununa tesciline karar verilmemesi ve davalı DSİ kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı lehine 1.500,00 vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesi doğru görülmemiş ise de; bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

        Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması, bilirkişi vasıtası ile belirlenerek depo edilen geçit bedelinin aleyhine geçit kurulan taşınmazların maliklerine hangi miktarda ödeneceğinin belirtilmesi gerekirken infazda tereddüt uyandıracak şekilde birinci güzergahta belirtilen davalılara payları oranında ödenmesine karar verilmesi doğru olmadığı gibi geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda, geçit irtifakının taşınmaz leh ve aleyhine kurulması gerektiğinden hüküm sonucunda davacı lehine geçit hakkı kurulmasına şeklinde karar verilmesi...

          Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

            veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir....

              Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir.Genel yola bağlantısı ve yolu bulunan ancak yolu ihtiyacı karşılamayan taşınmazlar lehine de geçit hakkı kurulması istenilebilir. Zorunlu geçit hakkının varlığı için gerekli ilk genel koşul, yararına geçit yeri istenen yararlanan (hakim) taşınmaz ile üzerinde geçit hakkı kurulacak yüklü (hadim) taşınmazların tamamının özel mülkiyete konu ve tapuya kayıtlı arazi olmasıdır. Dava konusu olayda da bu durumun bilirkişi raporunda belirlenen 1 nolu güzergah açısından oluştuğu, zorunlu geçit hakkı istenilen taşınmaz ile geçit hakkı kurulacak taşınmazın tapuya kayıtlı taşınmazlar olduğudur. Diğer bir şart geçit gereksiniminin zorunlu olmasıdır. Geçit gereksinimindeki zorunluluk, somut ve objektif ölçütler yardımıyla belirlenir....

              Kurulan geçit hakkının 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. 5.3.Temyiz Nedenlerinin Değerlendirilmesi 5.3.1. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... mirasçıları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 5.3.2. Öte yandan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3. maddesi uyarınca tapu sicilinin beyanlar hanesinde yer alan özel sütuna şerhine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde "Tapu sicil müdürlüğüne kesinleşen kararın krokili örneğinin tescil için gönderilmesi" ile yetinilmesi doğru görülmemiştir....

                alternatif yolun genişliğide 3 metre olup 128 metre uzunluğunda olduğunu, bu yol üzerinde geçit hakkı kurulmasına engel olan bir durum olmadığını ve bu yol üzerinde geçit hakkının kurulması aleyhine karar verilecek olan müvekkili açısından en az zarar görülecek olanı olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhine kurulmuş olan ve raporda belirtilen 2 numaralı alternatif yolun geçit hakkı kapsamından çıkarılmasını, müvekkilinin taşınmazı üzerinde kurulmasına karar verilen geçit hakkının kaldırılmasını ve davacı T1 e ait olan 160 ada 6 parsel nolu taşınmaz üzerindeki 5 numaralı alternatif yolda ya da daha uygun başka yoldan geçit hakkı kurulmasını talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu