Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 21.05.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.04.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, geçit hakkı istemine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile davacıya ait 502 ada 20 sayılı parsel lehine davalılara ait 502 ada 23 ve 22 sayılı parsellerin ortak sınırından teknik bilirkişi ...'ın 11.09.2009 tarihli raporu ve 06.11.2009 tarihli ek raporunda A harfi ile, turuncu renkle gösterilen yerden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir....

    Keşif yerinde hazır edilen ziraatçi bilirkişinin dosyaya sunduğu 09.05.2007 tarihli raporda geçit yeri için 7 adet seçenek belirlenmiş olup, öngörülen her bir seçenekte geçit yerinin değeri 5000.00 YTL nin üzerinde saptanmıştır. Mahkemece uygun görülerek davacı taşınmazı yararına geçit hakkı kurulmasına karar verilen ve krokide 4 numaralı seçenek olarak gösterilen geçit yerinin toplam değeri de 5.747.43 YTL dir. Geçit hakkı davalarında geçit yeri olarak belirlenen güzergahın davacı taşınmazından ana yola ulaşacak kısmına kadar olan bölümü uyuşmazlığın tamamını oluşturur. Bu uyuşmazlık bölünüp parçalanabilen bir uyuşmazlık olmayıp tekil bir uyuşmazlıktır. HUMK.nun 3/1 maddesi gereğince bölünemeyen davalarda birden ziyade taşınmaz bölümlerine rastlayan zemin değerleri toplamı müddeabih değerini oluşturur....

      Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın dosya içerisinde bulunan paftası incelendiğinde, genel yola ulaşımı sağlayan bir yolun olduğu ancak bu yola çıkabilmek için fen bilirkişisi raporunda gösterilen A harfli yerden geçit hakkı kurulmasının yeterli olduğu anlaşılmış olup mahkemece bu durum gözardı edilerek B ve C harfi ile gösterilen yerlerden de geçit hakkı kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan paftada yol olarak gösterilen yerin fiili olarak işgal edilmesi sebebiyle davacının başka taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını talep etmesi mümkün değildir. Böyle bir durum söz konusu ise davacının genel yola ulaşımını engelleyen kişi ya da kişilere karşı müdahalenin önlenmesi ve kaldırılması için başkaca yasal yollara başvurması gerekirken geçit tesisi için dava açması yerinde değildir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.7.2003 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.9.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747.maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacı, 256 parsel sayılı taşınmazın ana yola çıkışı bulunmadığından davalıya ait 282 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı verilmesini istemiştir....

          Geçit hakkı verilmesi ile genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanmayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlaka geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisinde "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

            Bilirkişi raporu ile davacının taşınmazının ana yola 2,40 m cephesinin bulunduğu tespit edilmiş ve davaya konu taşınmazın “avlulu ev” vasfından ve sadece 471,50 m2 yüzölçümlü bir taşınmaz ve içinde sadece bir ev bulunması sebebiyle mutlak geçit hakkı ya da nisbi geçit hakkı (geçit yetersizliği ) gibi bir durumun sözkonusu olmadığı açıktır. Yargıtayımızın bütün uygulamalarında, lehine geçit hakkı verilecek olan taşınmazın tarla vasfındaki tarım arazilerinde bile 2,50- 3,00 metre genişliğinde olması gerektiği belirtildiği dikkate alındığında, davacının taşınmazının niteliği "avlulu ev" olup, yüzöçümü de 471,50 m2'dir. Davacının taşınmazını ana yola bağlayan ve en dar olan yeri bile 2,40 m....

            Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yola kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine ''mutlak geçit ihtiyacı'' veya ''geçit yoksunluğu'', ikincisine de ''nispi geçit ihtiyacı'' ya da ''geçit yetersizliği'' denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz, paylı mülkiyete konu ise dava, paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

              Mahkemece, asıl dava yönünden ecrimisil talebinin reddine, müdahelenin men'i talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davaların kabulü ile geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, asıl dosya davacısı ile davalı-birleştirilen dosya davacısı temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı-birleştirilen dosya davacısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Davacı-birleştirilen dosya davalısı... temyiz itirazlarına gelince; Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır....

                -TL geçit hakkı bedelinin davalı T4e ödenmesine" karar verilmiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Dava konusu edilen taşınmazlara yönelik tüm bilgi ve belgeler, İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Taşova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/ esas, 2022/ karar sayılı kararında:" Dava, geçit hakkı davası olup, TMK 747 maddesine dayanan, davacının ana yola cephesi olmayan tarlasından yola çıkabilmek için komşu parselden geçit hakkı tanınması istemine ilişkindir. Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, geçit hakkı davalarına esas olan geçit hakkı ihtiyacı mutlak geçit hakkı ve nispi geçit hakkı ihtiyacı olarak ikiye ayrılmaktadır. Mutlak geçit hakkı ihtiyacı taşınmazın yola hiçbir sınır ve bağlantısı olmadığında, nispi sınır ihtiyacı ise taşınmazın yola bağlantısının bulunduğu ancak yolun ihtiyacı karşılamadığı durumlarda söz konusu olmaktadır. Geçit hakkı davalarında esas olan kriter mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya ve geçit hakkında en az zarar görecek olandan yol geçirilmesidir....

                UYAP Entegrasyonu