Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı, davalı ... tarafından verilen dilekçe ile yanıltıcı beyanla kütük oluşturması suretiyle davalı ...’in çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dosyadaki deliller birlikte dikkate alındığında davalı ...’in bu tescil işlemi yapıldığı sırada dahi davacının kendi çocuğu olmadığını bildiği sabit olup, gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davasıdır. Nüfus kayıt düzeltme davaları asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır....

    yapıldığını, evlerin halen Mehmet Uygun'un eşi T7 ile Raşit Uygun'un eşi T2 tarafından mesken olarak kullanıldığını, hatta 1068 nolu parselin belediye emlak beyanının T7 tarafından verildiğini, emlak vergilerinin de davacılar tarafından ödendiğini ileri sürerek , davacıların murisleri T28 , Ayşe Yüksel ve Raziye Deniz'in babalarının Mustafa oğlu T23 olduğunun tespiti ile nüfus kaydına tescillerine, bu kişilerin mirasçıları olan müvekkillerin, Mustafa oğlu T23'un mirasçıları olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettikleri, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Silifke 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23/06/2022 tarih , 2021/238 Esas , 2022/111 Karar sayılı kararı ile özetle; ''davacının talebinin gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının yani baba adının düzeltilmesi davası olmakla birlikte, nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı davası niteliğinde olduğu, davacının gerçek baba Mustafa oğlu T23 hanesine tescili isteminin...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İzmir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 7.5.2009 gün, 1691-4976 sayılı, 2.Hukuk Dairesinin 9.6.2010 gün, 2009/8803-2010/11383 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesine dayalı gerçek dışı beyana dayalı ana adı kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 18.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 18.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Hukuk Dairesi’nin 10.11.2016 tarih, 2016/10286 E. ve 2016/12040 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, “...Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay HGK’nun 30.01.2008 tarih 2008/2- 36- 47 Sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu sebeple davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır...”...

      İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. (Yargıtay HGK' nun 1998/2- 87 Esas -1998/77 Karar) Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (Yargıtay HGK' nun2008/2- 36 Esas - 2008/47 Karar) Dava, başlangıçtan itibaren hatalı oluşturulan ve gerçeği yansıtmayan nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

      Aile Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, soybağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi tarafından ise aykırı beyana dayalı oluşturulduğu iddia edilen ... ...'...

        Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının ... durumu yansıtmadığı, ... yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davalı ..., davacının babası ... tarafından verilen dilekçe ile yanıltıcı beyanla ...’in çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dosyadaki deliller birlikte dikkate alındığında bu tescil işlemi yapıldığı sırada dahi davacının babası ...’in davalı ...’in kendi çocuğu olmadığını bildiği sabit olup, gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davasıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu gözetilerek, genel hükümler çerçevesinde uyuşmazlığı çözmekten ibarettir....

          Dava, gerçeğe aykırı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup, kamu düzenine ilişkin olan bu tür davalarda, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Somut olayda sadece tarafların beyanları ile yetinilmeyip, bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 01.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Açıklanan nedenlerle, yanlış beyana dayalı olarak oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, aile mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü delile başvurulabilir (YHGK, 11.2.1998 gün ve 2- 87/77 sayılı). Şu durumda; zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir.Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu