Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin gerçek annesinin ... olmasına rağmen nüfusa ...nin annesi olarak kendisinin kaydedildiğini ileri sürmüş ve yanlış nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen, soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda dava, T4 T7 T8, T3 ve T5 Ayşe çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin T6 olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından davanın esası yönünden karar verilmiş ise de mahkemece davalılar Rabia, Yıldıray ve Binnaz yönünden eksik inceleme ile karar verildiği görülmektedir. Şöyleki; Kamu düzeni ile yakından ilgili olan bu davalarda, Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır....

    Aile Mahkemesi'nce dava 2017/1227 Esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılamada; ''... babalık karinesinden faydalanma olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik açılan davanın soybağının reddi değil, gerçeğe aykırı beyana dayanılarak oluşturulmuş bulunan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu dava yönünden aile mahkemelerinin görevli olmadığı...'' gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Bu görevsizlik kararı da taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir....

    Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı, davalı ... tarafından verilen dilekçe ile yanıltıcı beyanla davalı ...’in çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dosyadaki deliller birlikte dikkate alındığında davalı ...’in bu tescil işlemi yapıldığı sırada dahi davacının kendi çocuğu olmadığını bildiği sabit olup, gerçeğe aykırı beyanı ile oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davasıdır. Nüfus kayıt düzeltme davaları asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. Bu nedenle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Adana 3.Asliye Hukuk ve 7.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava ,nüfus kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde soy bağını düzenleyen Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinin tartışılması gerektiğini bildirerek görevsizlik kararı vermiştir. Adana 7. Aile Mahkemesi ise, davanın yanlış beyana dayalı nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğundan söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacılar ... ve ..., müşterek evliliklerinden olan...’in sosyal güvenceleri bulunmadığından davalıların üstüne kayıt edildiğini bildirerek,...’in’ ... ve ...'...

        nın biyolojik annesinin tespit edilip nüfus kaydındaki anne adının düzeltilmesi istemiyle Aile Mahkemesinde dava açmıştır. Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi; "...davanın gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ise; "...davanın soybağının reddine ilişkin olduğundan davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dayanak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddî hata söz konusu değil ise, aile kütüğünün herhangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir....

          Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen, soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Tanımanın iptalinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra tanımanın iptali davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu ... ve Teslime yanıltıcı beyanla davacıların babaları ...’nın çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacıların gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davası olup asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır....

              Davacının iddiasını subutu halinde davalılar olan kayden baba Halaf ve ana Hadice hakkındaki dava, yanlış veya yanıltıcı beyana dayalı tescile yönelik olduğundan nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Yine anasının Tarfa olduğu hakkındaki iddiası da Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur hükmü karşısında nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Çünkü çocuğun anası, doğuran kadın olduğundan soybağından söz edilemez. Ancak doğuran kadının kim olduğunun tespiti davasına konu olabilir ve nüfus kaydının düzeltilmesi davası niteliğindedir. Hasan ile Tarfa arasında evlilik bulunmadığından ve davacı evlilik dışı çocuk olduğundan Hasan hakkındaki dava ise babalığın tespiti niteliğinde olup Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

                Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1- a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354- 1554, 18....

                UYAP Entegrasyonu