Aile Mahkemesi ise, "Davanın gerçeğe aykırı beyanla oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait bulunduğu" gerekçesiyle, görevsizlik kararı vermiş; kararlar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 282/1. maddesi uyarınca, çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla kendiliğinden kurulur. Bu nedenle, çocuk ile annesi arasındaki "soybağının tesisi" için hükme gerek bulunmadığından anne adının değiştirilmesine ilişkin davalar, soybağı davası değil çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tesbitine ve nüfus kayıtlarının buna göre düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır....
Mahkemece; toplanan delillere göre, taraflar arasında resmi şekilde kurulmuş bir evlatlık ilişkisinin bulunmadığı, davacının küçük yaşında öksüz kalan davalıyı şefkat duygusuyla kendisi doğurmadığı halde kendisi doğurmuş gibi oğlu olarak beyana dayalı olarak kendi nüfusuna tescil ettirdiği, bu suretle nüfus kaydının yanlış oluştuğu, davalının gerçek annesinin...T.C kimlik nolu Meral Mahmutoğlu olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile, ...'nin davacı ...üzerindeki nüfus kaydının iptaline, ....T.C kimlik numaralı ...nun oğlu olarak nüfusa tescili suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
yapıldığını, evlerin halen Mehmet Uygun'un eşi T7 ile Raşit Uygun'un eşi T2 tarafından mesken olarak kullanıldığını, hatta 1068 nolu parselin belediye emlak beyanının T7 tarafından verildiğini, emlak vergilerinin de davacılar tarafından ödendiğini ileri sürerek , davacıların murisleri T28 , Ayşe Yüksel ve Raziye Deniz'in babalarının Mustafa oğlu T23 olduğunun tespiti ile nüfus kaydına tescillerine, bu kişilerin mirasçıları olan müvekkillerin, Mustafa oğlu T23'un mirasçıları olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettikleri, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Silifke 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23/06/2022 tarih , 2021/238 Esas , 2022/111 Karar sayılı kararı ile özetle; ''davacının talebinin gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının yani baba adının düzeltilmesi davası olmakla birlikte, nüfus kaydına genetik baba isminin yazılması yönünden soybağı davası niteliğinde olduğu, davacının gerçek baba Mustafa oğlu T23 hanesine tescili isteminin...
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir. (Yargıtay HGK' nun 1998/2- 87 Esas -1998/77 Karar) Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (Yargıtay HGK' nun2008/2- 36 Esas - 2008/47 Karar) Dava, başlangıçtan itibaren hatalı oluşturulan ve gerçeği yansıtmayan nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi’nin 10.11.2016 tarih, 2016/10286 E. ve 2016/12040 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, “...Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay HGK’nun 30.01.2008 tarih 2008/2- 36- 47 Sayılı içtihadında da açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi sebebiyle mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu sebeple davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır...”...
Aile Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, soybağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi tarafından ise aykırı beyana dayalı oluşturulduğu iddia edilen ... ...'...
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı, davalı ... tarafından verilen dilekçe ile yanıltıcı beyanla kütük oluşturması suretiyle davalı ...’in çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dosyadaki deliller birlikte dikkate alındığında davalı ...’in bu tescil işlemi yapıldığı sırada dahi davacının kendi çocuğu olmadığını bildiği sabit olup, gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davasıdır. Nüfus kayıt düzeltme davaları asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İzmir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 7.5.2009 gün, 1691-4976 sayılı, 2.Hukuk Dairesinin 9.6.2010 gün, 2009/8803-2010/11383 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesine dayalı gerçek dışı beyana dayalı ana adı kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 18.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 18.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 09.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda dava, T4 T7 T8, T3 ve T5 Ayşe çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin T6 olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından davanın esası yönünden karar verilmiş ise de mahkemece davalılar Rabia, Yıldıray ve Binnaz yönünden eksik inceleme ile karar verildiği görülmektedir. Şöyleki; Kamu düzeni ile yakından ilgili olan bu davalarda, Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının ... durumu yansıtmadığı, ... yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davalı ..., davacının babası ... tarafından verilen dilekçe ile yanıltıcı beyanla ...’in çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve dosyadaki deliller birlikte dikkate alındığında bu tescil işlemi yapıldığı sırada dahi davacının babası ...’in davalı ...’in kendi çocuğu olmadığını bildiği sabit olup, gerçeğe aykırı beyanıyla oluşturulan nüfus kaydının iptaline ilişkin talep nüfus kayıt düzeltme davasıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu gözetilerek, genel hükümler çerçevesinde uyuşmazlığı çözmekten ibarettir....