Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in yönetim kurulu başkanlığına seçilmesine ilişkin 30/12/2021 tarihli (1) numaralı olağanüstü genel kurul kararının hukuka aykırı olduğu" hususunun ileri sürülerek gerek bu kararın gerekse bu karara dayalı olarak 10/01/2022 tarihli 10 numaralı yönetim kurulu kararının iptalinin istendiği; dava açılış tarihinin 28/01/2022 olduğu; davanın derdest olduğu görülmüştür. Yapılan değerlendirme sonucunda; eldeki bu davada da davalı şirketin 30/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan ve ....'in yönetim kurulu başkanı seçilmesine ilişkin (1) numaralı kararın hukuka aykırı olduğu, bundan sonra yapılan yönetim kurulu ve genel kurul toplantılarının iptalinin gerektiği sebep ve gerekçesine dayanıldığı; tarafların aynı ve delillerin ortak olduğu; mahkememizin bu davası ile .... Esas sayılı davası arasında fiili ve hukuki bağlantının bulunduğu, davaların birleştirilerek görülmesine usul ekonomisi bakımından da yarar olduğu kanaatine ulaşıldığından; bu davanın, mahkememizin ......

    e devrettiğini, hisse devrinden önce şirketin limited şirket olan davalı şirketin sonradan nevi değiştirerek anonim şirket vasfına dönüştüğünü, şirketin 28.08.2012 tarihinde yapılan 2011 yılı olağan genel kurul toplantısında üç yıl süreyle yeni yönetim kurulu seçimi yapıldığını ve görev süresi dolmuş olmasına rağmen yeni yönetim kurulu üyesi seçimi yapılmadığını, şirketin yetki süresi dolmuş olan yönetim kurulu tarafından idare edilmeye devam edildiğini şirket işleyişindeki hukuka aykırılıkların giderilmesi, davacının imzasının bulunmadığı işlemlerin onayı alınarak temlik sözleşmesine uygun biçimde yeniden ihdas edilmesi, yatırım için yapılan işlemlerin maliyeti konusunda davacıya bilgi verilmesi, 2013,2014 ve 2015 yılları için genel kurul toplantısı yapılması konusunda şirket yönetim kurulu üyeleri ve diğer ortaklara ihtarda bulunulduğunu, verilen cevabi ihtarda 2013 yılı genel kurul toplantısının yapıldığı 2014-2015 yılları içinde toplantı yapılacağının bildirildiğini, cevabi ihtarname...

      GEREKÇE: Talep, TTK'nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının iptali ve 391. maddesi gereğince yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemli davada, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. TTK'nın 449. maddesi ''Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir'' hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun 391. maddesinde, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun mahkemeden istenebileceği hüküm altına alınmıştır....

        Genel kurul kararlarının alınması sırasında kurucu şekli nitelikteki emredici hukuk kurallarına uyulmamışsa alınan genel kurul kararı yoktur. Hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz. Örneğin kanunda ön görülen yeter sayılara uyulmamışsa alınan genel kurul kararı yoktur. Yine TTK 414'e uygun olarak ortakların tamamı toplantıya çağrılmadan alınan genel kurul kararları da geçerli değildir, yoktur. Yokluk durumunda alınan genel kurul kararları hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz. Ancak alınan kararların yoklukla sakat olduğuna ilişkin tespit davası açılabilir. Bu davanın herhangi bir süreye tabi tutulabilmesi olanaklı değildir. Hakim de genel kurul kararının yoklukla sakat olduğunu resen dikkate almak zorundadır. Yok hükmündeki genel kurul kararları yönetim kurulu tarafından icra edilemeyeceği gibi ticaret siciline tescil ve ilan edilemez....

          Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.09.2011 tarih ve 2010/742-2011/424 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı anonim şirketin ortaklarından olduğunu, şirketin 24.09.2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında ... isimli şahsın yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, oysa bu şahsın “Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçundan mahkûm olduğunu ve TTK'nun 315/2. maddesi gereğince seçilme yeterliliğine haiz olmadığı, müvekkillerinin bu karara muhalif kaldıklarını ileri sürerek, anılan genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir....

            Nitekim az yukarıda ifade edildiği üzere incelenen sicil kayıtlarından; genel kurul toplantısına konu edilen 2017 yılı ve öncesi faaliyet dönemleri için davalı şirket yönetim kurulu kararları ile davacının yönetim kurulu başkan vekili olarak seçilmesine, şirketin yönetim kurulu başkanı ile başkan vekilinin müşterek imzası ile ve en geniş yetkilerle temsil ve ilzamına karar verildiği anlaşılmaktadır....

              Davalı vekili, davacıların kooperatif üyesi olmalarına ilişkin 09.06.2008 tarihli yönetim kurulu kararının yasaya ve ana sözleşmeye aykırı mutlak butlanla sakat, batıl bir karar olması nedeniyle 27.06.2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun bu kararının geçersizliğine karar verildiğinden, davacıların ortaklık hakları bulunmadığını, Yönetim Kurulu üyelerinin davacıları ortak olarak kabul etme işleminin de muvazaalı olduğunu, dolayısıyla genel kurul kararının iptali davasında davacıların aktif husumet ehliyetleri bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                in, davalı Kooperatif'in Yönetim Kurulu adına Yönetim Kurulu Başkanı olarak Yönetim Kurulu'nun ibra edilmemesine ilişkin Genel Kurul Kararı'nın iptalini talep ettiği, davacı tarafın, Yönetim Kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış Genel Kurul Kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava edebilmelerinin mümkün olmadığı, Yönetim Kurulu üyeleri sorumlu olmadıkları iddiasına dayandıkları ve bu husus Genel Kurul kararlarının iptali davasında değil, kooperatifin açacağı sorumluluk davası veya bu yola uzun bir zaman zarfında gidilmediği takdirde daha sonra ibra edilmeyenlerin açacağı hükmen ibra davasında karara bağlanması gerektiği, somut olayda ise, hem tarafların duruşmada alınan beyanlarında hem de dava dilekçesinde yönetim kurulu aleyhine bir sorumluluk davası açılmadığı ve Genel Kurul'da sorumluluk davası açılması hakkında bir karar alınmadığı, bu nedenle ibra edilmeme yönünde alınan 08/08/2021...

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; davacı T1 davalı Kooperatif'in Yönetim Kurulu adına Yönetim Kurulu Başkanı olarak Yönetim Kurulu'nun ibra edilmemesine ilişkin Genel Kurul Kararı'nın iptalini talep ettiği, davacı tarafın, Yönetim Kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış Genel Kurul Kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava edebilmelerinin mümkün olmadığı, Yönetim Kurulu üyeleri sorumlu olmadıkları iddiasına dayandıkları ve bu husus Genel Kurul kararlarının iptali davasında değil, kooperatifin açacağı sorumluluk davası veya bu yola uzun bir zaman zarfında gidilmediği takdirde daha sonra ibra edilmeyenlerin açacağı hükmen ibra davasında karara bağlanması gerektiği, somut olayda ise, hem tarafların duruşmada alınan beyanlarında hem de dava dilekçesinde yönetim kurulu aleyhine bir sorumluluk davası açılmadığı...

                  nin söz konusu genel kurul kararı öncesinde ortaklarının eşit pay sahibi oldukları, genel kurul kararı sonrası ortaya çıkan değişikliğin iştirak taahhütnamesi ve 29.03.2019 tarih ve SMMM 2019- 01 sayılı SMMM raporunda yer aldığı ve mevcut halinin ortaklar arasındaki eşitliği Niyazi Yelkencioğlu aleyhine bozduğu, sermaye artırımını içeren genel kurul kararının tescil ve ilanına ilişkin dilekçe, 6102 sayılı TTK'nın 457. maddesine göre hazırlanan yönetim kurulu beyanı ve sermaye artırımına iştirak taahhütnamesinde yer alan imzaların yönetim kurulu üyelerinin eli ürünü olmadığı imza sahiplerinin (tarafların) ikrarları ile sabittir. Bu hal üzerine söz konusu belgelerin niteliği ve sermaye artırımına yönelik genel kurulu kararına etkisinin öncelikle belirlenmesi gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu