Dava, kooperatifin 30.7.2009 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında üyelerin yükümlülüklerini ağırlaştıracak nitelikte, karar nisabına uyulmaksızın karar alındığı iddiasına dayalı genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun toplantı yeter sayısına ilişkin 45, temsile ilişkin 49, kararların geçerliliğine ilişkin 51 ve ortakların paylarının artırılmasına ilişkin 52. maddelerindeki hükümler emredici nitelikte olduğundan, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, B.K.nun 19 ve 20. maddeleri hükümleri gereğince, mutlak butlanla batıldırlar ve iptalleri için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir....
Bu suretle, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin dava konusu genel kurulda alınan gündemin 5. maddesindeki yönetim kurulunun ve murakıpların ibra edilmesi ile gündemin 7. maddesindeki yönetim kurulu üyelerine TTK'nın 334. ve 335. maddelerinde belirtilen iznin verilmesi yönündeki genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde bir kısım davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin, üyesi bulundukları davalı kooperatifin ....05.1999 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına katılmadıkları halde asaleten katılmışlar gibi tutanak düzenlendiğini, bu genel kurulda kooperatife ait bir kısım gayrimenkullerin satışına karar verildiğini, genel kurul tutanağındaki imzaların sahte olduğunu ileri sürerek, ....05.1999 tarihli olağan genel kurulun sahteliğinin tespiti ile bu genel kuruldan sonra alınan yönetim kurulu kararlarının mutlak butlanla batıl olması sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
- KARAR - Davacı vekili 04.06.2011 tarihinde gerçekleşen genel kurulda genel kurul tutanağının toplantı sonunda okunmadığını, yapılan genel kurulun iyi niyet esasları ile bağdaşmadığını, genel kurula çağrı tebligatlarının güncel adreslere yapılmadığını, eski adreslere yapıldığını, genel kurulda ortak olmayan kişilerce oy kullanıldığını, vekaletnamelerin yasal olmadığını, alınan kararların kooperatifte mutlak eşitlik ilkesinin tamamen yok edildiğini, bu nedenle, kanuna,ana sözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatifin 04.06.2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 46/3. maddesine göre gündemde olmayan hususların görüşülmesi mümkün değil ise de; bu husus, mutlak butlan nedeni olmayıp, iptal nedenidir. Bu durumda, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi gereğince, genel kurula katılan üyelerin iptal davası açabilmeleri için muhalefetlerini tutanağa geçirmeleri zorunludur. Somut olayda, dosyada fotokopisi bulunan genel kurul tutanağında muhalefet şerhinin bulunmadığı anlaşılmakta olup, mahkemece bu husus hiç değerlendirilmemiştir....
Bu nedenle davalı şirketin 25.04.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlarının batıl sayılması söz konusu olmadığı gibi, iptaline karar verilmesi gereken bir durum da söz konusu değildir. Kaldı ki; davacı taraf, genel kurul tutanağına muhalefetini geçirtmediğinden iptal davası açma hakkı da bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacının 25.04.2019 tarihli Genel Kurul toplantısının hükümsüzlüğünün tespiti davasının reddine karar verilmiştir. Birleşen davada davacı, davalı şirketin 31.03.2020 tarihinde yapılan Genel Kurulunda alınan kararların hükümsüzlüğünün tespit edilmesini talep etmiştir. Davacı azlığın TTK.nın 420/1 maddesine göre erteleme istemine rağmen davalı şirketin toplantısı ertelenmemiş ve 31.03.2020 tarihli 2019 yılına ait yıllık olağan genel kurulu yapılarak, 4 nolu karar ile, 2019 faaliyetlerinde dolayı yönetim kurulu üyesinin ibrası, 5 nolu karar ile, 2019 yılı hesap dönemine ilişkin hazırlanan yönetim kurulu kar dağıtım önerisinin reddi, 6 nolu karar ile ...'...
Bu sebeple genel kurul kararının bu hükümlere aykırı olmaması gerekmektedir. Sermaye ve oy çoğunluğuna sahip ortakların haksız kararlarıyla azınlık pay sahiplerini ezmelerini engellemek amacıyla genel kurul kararlarının dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptali istenebilecektir. Pay sahiplerinin (oydan yoksun olanlar dahil) dava açma hakkı paya bağlı bir hak ve emredici kanun hükmüne dayalı bir haktır. Pay sahiplerinin kararın iptali halinde menfaatlerinin olduğunu iptalin şirketin yararına olacağını ispat etme zorunlulukları bulunmamaktadır. İptal edilebilirlik ve yokluk hallerinin yanı sıra, genel kurul kararlarının hükümsüzlük hallerinden birisi de butlandır....
Buna karşılık, mutlak veya nisbi emredici hükümleri ilerisi için kaldıran veya değiştiren kararlar ise, m. 437/6 örneğinde görüldüğü gibi batıldır. (MOROĞLU, s. 57, 196 vd; M. BAHTİYAR, Ortaklıklar Hukuku, s. 201-202). Yargıtay uygulaması da benzer şekildedir: Bir genel kurul kararının yokluğu (Nicht- oder Scheinbeschlüsse), başlangıçtan itibaren bir genel kurul kararının mevcut olmadığını ifade eder.Bir işlemin ve bu arada genel kurul kararının kurucu unsurlarının mevcut olmaması halinde, hukukî işlemin veya genel kurul kararının yokluğu, eski deyimle “keenlemyekûn” veya mutlak butlan ile malûl olduğundan bahsedilmektedir. Örneğin bir genel kurul kararının alınabilmesi için,mutlaka usulüne uygun davet ve buna uygun toplantı yapılması şarttır,toplantı yapılmadan “elden dolaştırma usulü” veya “mektup” ile GK kararı alınmışsa, bu GK kararı kurucu ve şeklî noksanlıklar nedeniyle hukukî anlamda hiç bir etki ve sonuç doğurmaz ve dolayısıyla “yok” sayılır....
-Birleşen dava dosyası yönünden; Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde, ....02.2010 tarihli iki adet kat malikleri kurul kararı ile ....03.2010 ve son olarak 31.03.2010 tarihli kat malikleri kurul kararlarının iptalini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 5711 Sayılı Yasayla değişik 33. maddesi "Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32. madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir; kat malikleri kurulu kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu aranmaz” hükmünü içermektedir....
Türk Medeni Kanunu'nun 81.maddesi hükmüne göre; genel kurul kararlarının, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile alınacağını öngörülmüş olup, aynı Kanunu'nun 83.maddesinde ise; toplantıda hazır bulunan ve kanun veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebileceği, diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davasının açılamayacağı, genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumların saklı olduğu düzenlenmiştir. Yine 01 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 308/2 fıkrasında "kabul" ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda sonuç doğuracağını hükme bağlamıştır....