Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, genel kurul kararında davacı dışında ortak olan müdür ...'un faaliyet raporu, bilanço- kâr ve zarar hesapları hakkında oy kullandığı, kendi ibrası hakkında oy kullanarak kendisini ibraz ettiği, halbuki TTK'nın 619. maddesi uyarınca, şirket yönetimine katılan müdürlerin kendi ibralarına ilişkin kararlarda oy kullanamayacaklarının emredici hüküm olarak düzenlendiğinden genel kurul kararlarının 2, 3, 4. maddelerindeki kararların emredici kurallara aykırı olması nedeniyle TTK’nın 447. maddesi uyarınca batıl olduğu yine, genel kurul kararlarının 5, 6 ve 7. maddelerinin sermaye arttırımına dönük talepler olup, öncesinde şirket müdürü ...'...

    Mutlak emredici hükümlere yani kamu düzenine aykırı bir boyuttaki kanuna aykırılık var ise burada genel kurul kararının butlanı gündeme gelecektir. Ancak kamu düzenine aykırı olmayan, daha çok şirket pay sahiplerini ilgilendiren kanuna aykırılıklar ise nispi emredici olarak kabul edilecektir ve bu durumda ise genel kurul kararlarının iptali gündeme gelecektir. Dürüstlük kuralına aykırı kararlar da iptal edilebilirlik kurumuna bağlıdır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2020/574 Esas - 2022/219 Karar DAVA KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) KARAR : Nevşehir 2....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/428 ESAS 2020/76 KARAR DAVA KONUSU : Dernek Olağan Genel Kurul Kararının İptali KARAR : Kuşadası 3....

      Tescil edilmiş bir markanın hükümsüzlük hâlleri 556 sayılı KHK’nin 42. maddesinde düzenlenmiş olup, 556 sayılı KHK’nin 42/1-a maddesinde aynı KHK’nin 7. maddesinde sayılan mutlak ret nedenleri; 42/1-b maddesinde ise aynı KHK’nin 8. maddesinde sayılan nispi ret nedenleri hükümsüzlük hâlleri arasında belirtilirken; kötü niyetli tescil, ayrı bir hükümsüzlük nedeni olarak sayılmamıştır. Ancak 556 sayılı KHK'nin 42. maddesinde düzenlenmemiş olsa da tescil başvurusunun kötü niyetle yapılmış olması hâli genel hüküm ve temel prensip niteliğindeki Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi gereğince kötü niyetin korunması söz konusu olamayacağından, başlı başına bir hükümsüzlük nedeni olarak öğreti ve uygulamada benimsenmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.07.2008 tarihli ve 2008/501 E., 2008/507 K. sayılı kararı). Nitekim bu benimseme aynı zamanda 556 sayılı KHK'nin marka hakkının korunmasına ilişkin genel sistematiğine de aykırı düşmemektedir....

        Böyle olduğu saptanan bir toplantıda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitini ise, 1163 Sayılı Kanun’un 53. maddesindeki koşullar aranmaksızın genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu öne süren her ortak isteyebilir. Batıl olan genel kurul kararları kooperatif ortakları ve üçüncü kişiler için hiçbir hak ve borç doğurmaz. Bu gibi kararların iptali bir aylık hak düşürücü süreye tabi olmayıp her zaman istenebilir. Bu nedenle, genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu ileri süren ortakların, genel kurul toplantılarında hazır bulunması ve itirazını tutanağa yazdırması da şart değildir. Dolayısıyla, genel kurul toplantılarına katılmayan ortakların bile böyle bir iddia ile dava açmaları mümkündür. KK.'nun 53. maddesi hükmüne göre, genel kurul kararlarının alındığı tarihten başlamak üzere bir ay içerisinde açılması gerekmektedir....

          Maddesi uyarınca dolaylı zarar talebi nedeniyle hükmolunacak tazminatın şirkete ödenmesi kaydı ile dava açabileceği açıktır. Davalıların davacının aktif husumet ehliyetine dair itirazlarına bu nedenle itibar edilmemiştir. Söz konusu-------tarihleri arasında etkisini göstermiştir. Davacı dava dilekçesinde iptal kararlarının geçmişe yürüyeceğini bu nedenle davalıların sorumlu olduklarını iddia etmektedir. Bilirkişinin de raporunda atıf yaptığı------ ilamı incelenmiş kararda "....Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle; anonim şirket genel kurul kararlarının iptali için ileri sürülebilen nedenler arasında yer alan “hükümsüzlük” ile “iptal edilebilirlik” kavramlarının açıklanmasında yarar vardır....

            Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;----- butlanına ilişkin ikame edilen davanın muhatabının ilgili şirket olduğunu, davanın, ---- yöneltilmesi hatalı olduğunu, bu sebeple huzurdaki davanın müvekkilleri----------- bakımından pasif husumet yokluğu sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, dava konusu ------- üzerinden ----- yıl geçtiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde kar payına ilişkin. saklı tutulduğu ifade edilen taleplerin zamanaşımına uğradığını, genel kurul kararlarının iptali için kanunda ----- aylık hak düşürücü süre düzenlenmiş olup davacıların süresinde bu davayı açmadıklarını, diğer yandan, davacıların butlan sebebi olarak göstermiş olduğu gerekçeler hiçbir şekilde söz konusu genel kurul kararının butlanını gerektirmemekte olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun fesih davası ve sermaye artırımlarını düzenleyen 456 ve 353 maddeleri uyarınca da genel kurul kararının iptali ----- aylık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, bu davanın -------- aylık hak düşürücü süre içerisinde...

              Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dava dilekçesi ile, davalı site yöneticiliğinin 15/09/2015 tarihinde toplandığını, bu toplantıda 634 sayılı Kanunun 29. maddesinin 1. fıkrası anlamında yönetim planında gösterilen toplantının zamanında yapılmadığını ve 15 günlük yasal çağrı sürecine de uyulmadığını, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca usulüne uygun yapılmayan genel kurul toplantısında ısı pay ölçer sistemlerinin kullanılmayacağına dair oy çokluğuyla alınan kararın Kanuna aykırı olup neticede yok hükmünde olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalı site yöneticiliğinin 15/09/2015 tarihli genel kurul toplantısının ve alınan kararlarının iptalini, ısı pay ölçer sistemine geçilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                Dava, 16.09.2013 tarihli kat malikleri genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. İptali istenen toplantıda alınan kararların mutlak butlanla batıl olmadığı ve kanunun öngördüğü 6 aylık sürede dava açılmadığı anlaşılmış olup dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu