Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AŞ’nin birleşme yoluya davalı şirket tarafından devralınmasıan ilişkin kararın da dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, zira her iki şirket açısından birleşmenin sonuçlarının ne olacağı, şirket hisse durumlarda değişiklik olup olmayacağı hususunda müvekkili ortağın bilgilendirilmediğini ileri sürerek davalı şirketin 02/04/2021 tarihli 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait olağan genel kurulunun 3-4-5-6 nolu maddelerine ilişkin kararlarının öncelikle TTK 449 uyarınca tedbiren yürütülmelerinin geriye bırakılmasına; davalı şirketin 02/04/2021 tarihli 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait olağan genel kurulunun 3-4-5-6 nolu maddelerine ilişkin kararlarının mutlak butlanla yok hükmünde olduğunun tespitine veya işbu genel kurul kararlarının iptaline, davalı şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti hususu 6762 sayılı TTK'da düzenlenmemiş olsa da, uygulamada 6102 sayılı TTK'nın yürürlük tarihi öncesinde de genel kurul kararlarının butlan ve yokluk denetimine tabi tutulması kabul görmüştür. Genel kurul kararlarının butlan veya yoklukla malul olduğunun tespiti davasını, bu kararlardan hakları etkilenen 3. kişiler de herhangi bir süreye bağlı olmaksızın açabilecektir. Ancak şirketin ortağı olmayan 3. kişilerin bu davayı açabilmeleri için, hukuki yararlarının bulunması zorunlu olup, bu hususun mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Bu kapsamda davacıların davalı şirket hisselerini dava tarihi öncesinde devrettikleri, dava tarihi itibariyle davalı şirketin ortağı olmadıkları sabittir. Davacılar vekilince, yokluk iddiasına dayanak olarak sahte imzalı genel kurul kararlarıyla sermaye artırımları yapılarak murisin şirketteki pay oranının düşürüldüğü iddia edilmiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; aidat miktarlarının arttırılmasına ilişkin genel kurul kararlarının yok hükmünde sayılmayacağı, davalı kooperatifin topladığı aidatların bir kısmının site üst yönetimince alınan karara istinaden dairelerini kullanan üyeler yönünden site yönetimine devretmesi, ancak oturmayan üyeler yönünden ise kooperatif aidatı adı altında toplanan fazla kısmı üyelere iade etmemesinin kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarını gerektirebileceği, ancak yapılan bu işlemin kooperatif aidat miktarlarının belirlenmesine ilişkin genel kurul kararlarında ayrıntısı ile belirtilmediğinden ve davacı tarafın aidatların belirlenmesine ilişkin genel kurul kararlarına itirazda bulunmayıp yasal süresi içerisinde iptal davası açmadığından geriye dönük olarak bu genel kurul kararlarının iptali için dava açmasının hem süre yönünden, hem de genel kurul kararlarına katılmasına rağmen itirazda bulunmaması nedeni ile mümkün olmadığı, bu nedenle...

        Dava dosyasında mevcut 2017 yılında yapılan genel kurula ilişkin belgeler incelendiğinde, 2017 yılında yapılan genel kurulda kooperatifin 68 ortaklı olduğunun ifade edildiği anlaşılmaktadır. Ancak 2017 yılında yapılan bu genel kuruldan sonra yapılan ilk genel kurul huzurdaki davaya konu edilen genel kurul olup, bu genel kurulda kooperatifin 86 ortaklı olduğunun ifade edildiği görülmektedir. Dolayısıyla dava konusu genel kurulda, kooperatifin ortak sayısı 68 iken, herhangi bir genel kurul kararı bulunmaksızın ortak sayısının 86 olarak gösterildiği görülmekle, ortak sayısının 18 artırıldığı anlaşılmaktadır. Genel kurul toplantı tutanağında toplantıya 67 ortağın katıldığı belirtilmekte olup, sonradan eklenen bu 18 ortak hiç bulunmasaydı genel kurul toplantı yeter sayısı sağlanabilecektir....

          ödemeler ve yüzde 5 gecikme tazminatına ilişkin husus oylamaya sunulmamıştır, bahsi geçen usûlsüzlükler sebebiyle 9/12/2013 tarihli kat malikleri kurul kararlarının iptalini talep etmiştir....

            e İflas İdaresince verilen genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin ve bu nedenle olağanüstü genel kurul kararlarının ve yetkilerin iptalinin gerekmediği kanaatine varılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan delilleri, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava davacı tarafça davalılar aleyhine açılan anonim şirket pay devrinin tescili ve genel kurul yetkisi verilmesi, Davalı ...'e yapılan pay devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, birleşen dava davalı şirketin 16/09/2021 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti ve kararların iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından asıl davada Müflis ... A.Ş.'de %51 ortağı ...'ın 23.07.1992 tarihinde ...'a yaptığı tüm pay devrinin tanınması ve tesciline ve/veya ...'a genel kurul yetkisi verilmesine, Davalı ...'...

              Genel kurul kararlarının hükümsüzlük hâllerinden iptal edilebilirlik anonim şirketlere yönelik olarak somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 381. (6102 sayılı TTK’nın 445.) maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. 6762 sayılı TTK’nın 536. (6102 sayılı TTK’nın 622.) maddesi yollamasıyla anonim şirket genel kurul kararlarının iptali hakkındaki hükümlerin limited şirket için de uygulanması gerekecektir. 6762 sayılı TTK’nın 381. (6102 sayılı TTK’nın 445.) maddesi gereğince kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açılabilecektir. İptal davasına konu bir genel kurul kararı, şekil veya içeriği bakımından sakat olsa bile iptaline dair hüküm kesinleşinceye kadar geçerli bir karar olarak kabul edilir....

                Mahkemece, bir kısım davacıların talebe konu genel kurul kararlarına karşı muhalefet şerhi olmadığından iptal davası açma haklarının bulunmadığı ve talebe konu kararların iptalini gerektirecek bir husus olmadığından davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 18.01.2012 tarihli, 2011/3973 Esas, 2012/149 Karar sayılı ilamı ile kararda muhalefet şerhi bulunan davacılar yararına eksik inceleme gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma sonrası birleştirme kararı verilen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/906 Esas sayılı dosyasında davacı vekili 17.06.2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısını düzenleyen yöneticilerin kooperatifi kendi çıkarları için kullandıklarını, yöneticiler hakkında zimmet suçundan kovuşturma başlatıldığını ileri sürerek yasalara, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı 2008 ve sonrasındaki genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olduğundan iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Limited Şirketi 'nin, 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan dava konusu 3., 4., 6. ve 7. maddelerindeki kararların iptaline ve [25/04/2012 tarihli genel kurul toplantı tutanağındaki] (1) ve (2) numaralı hisse devir kararlarının payların daha önce devredilmiş olması sebebiyle yok hükmünde olduğunun tespitine, davalı şirketin 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda alınan dava konusu [25/04/2012 tarihli genel kurul toplantı tutanağındaki 1., 2.,] ve [15/03/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan] 3., 4., 6. ve 7. maddelerindeki kararların yürütülmesinin durdurulmasına; davanın esası hakkında karar verildiği dikkate alınarak HMK 392-(1) maddesinin (2). cümlesi dikkate alınarak teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karara karşı taraf vekillerince ve dava dışı ... vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                    sebebiyle genel kurul ve genel kurul kararlarının iptalini, davacıların ve vekillerinin incelenmesine ibraz edilmeyen şirket gelir, gider, kâr ile ilgili hesap ve bilançolarının incelenmesi ile varsa usulsüzlerin tespitini, dava konusu genel kurul kararlarının uygulanmaması için dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu