na atfen atılan imzalar bulunsa bile ATK Başkanlığının 29.09.2014 ve 09.12.2014 tarihli raporlarına göre söz konusu imzaların bu kişilerin el ürünü olmadığı, dolayısıyla dava konusu genel kurul toplantısına 6 ortaktan 3 tanesinin katılmadığı bu sebeple çağrısız genel kurul toplantısı ve söz konusu toplantıya istinaden alınan genel kurul kararlarının hükümsüz olduğu, toplantıya çağrı yapılmamış olsa bile genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantısına katılmaya ilişkin hükümlere uyulması gerektiği, dava konusu olayda genel kurul çağrı usulü yapılabilmesi için pay sahiplerinin tamamının genel kurulda hazır olmaları gerektiği halde hazır olmadıkları, hükümsüzlük sebebinin iptal olmayıp yokluk veya butlan olduğu, dolayısıyla ileri sürülmesinin üç aylık hak düşürücü süreye bağlı olmadığı her zaman ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Disiplin Kurulunun 13.07.2011 tarihli kararı ile davacı hakkında bir yıl süreyle hak mahrumiyeti cezası verildiğini, bu cezaya itiraz üzerine 31.03.2012 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında itirazın reddine karar verildiğini, bu ret kararının dernek tüzüğüne ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek 31.03.2012 tarihli genel kurul toplantısında itirazın reddine ilişkin kararın iptalini istemiş; mahkemece, genel kurul toplantı tutanaklarında davacının açıkça muhalefet şerhinin olmadığı, davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekilinin dava dilekçesinde; 13.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurul kararının gündemde belirtilmeyen ve kanuna aykırı olan kararlarının iptali istenilmiştir. Mahkemece; İptali istenen olağanüstü kat malikleri kurulu kararlarının 13/07/2014 tarihinde alındığı, davacılar ...'in toplantıya bizzat, ... , ... ve ... ... Özkozanoğlu'nun temsilci vasıtasıyla toplantıya katıldıkları, davacılardan ...'in alınan kararlardan 4-b maddesine ödemelerin arsa payı oranında olması gerektiğini söyleyerek şerh koyduğu, ... vekilinin herhangi itiraz sebebi göstermeden 4-b maddesine şerh koyduğu, ... ......
Mahkemece iddia,savunma, ve tüm dosya kapsamına göre;davacının ve diğer ortakların usulüne uygun şekilde genel kurul toplantısına davet edildiği ve 388. maddesinde belirtilen toplantı ve karar nisabının sağlandığı,davacının özel işleri nedeniyle genel kurul toplantısına katılmadığı,dolayısı ile davacının 381. maddede düzenlenen kararların iptalini istemeye yetkili kimselerden olmadığı, davalı şirket tarafından 25.09.2010 tarihinde şirketlerinin sermayesini arttırmaya yönelik olarak Genel Kurul toplantısının yapıldığı buna ilişkin toplantı tutanağının tanzim edildiği, ve sermaye arttırım işleminin oy birliği ile kabulüne karar verildiği verilen kararın Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde ilanının yapılarak kesinleşmiş olduğu genel kurul toplantısının kanunda belirtilen bütün şartları taşıdığı ve iptalini gerektirir derecede herhangi bir usulsüzlük olmadığı gibi davacının TTK 381....
Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 22/2-e maddesine göre de, limited şirketlerde, genel kurul kararlarının iptaline dair mahkeme kararlarının tescilinde, müdürler, tescil başvurusu yapabilecek ilgililer olarak sayılmıştır.TTK'nın 622. maddesindeki, anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır, şeklindeki düzenleme uyarınca limited şirketler hakkında da uygulanacak olan TTK'nın madde 450. Maddesine göre genel kurul kararının iptaline veya butlanına ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra bütün pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/644 esas sayılı dosyasında ... tarafından, davalı şirketin 22/09/2021 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 14 nolu kararın butlanını ve diğer kararların iptali istemiyle açılmış olup, bu dava dosyaları daha önce ... tarafından açılan İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/636 esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. Eldeki davada ise genel kurul kararının yokluğunun tespiti talep edilmektedir. Genel kurul kararlarının hükümsüzlük hâllerinden olan yokluk, ne 6762 sayılı TTK’da ne de 6102 sayılı TTK’da düzenlenmemiştir. Yokluk yaptırımının kanunlarda düzenlenmemiş olması, yokluk yaptırımının hukukî işlem niteliğinde olan genel kurul kararları hakkında uygulanamayacağı anlamına gelmemektedir. Batıl bir hukukî işlem, unsurları itibariyle şeklen ve fiilen mevcut olmakla birlikte, konusu ve içeriği bakımından amaçlanan hukukî hüküm ve sonuçları daha başlangıçtan itibaren kesin olarak hükümsüzdür....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/644 esas sayılı dosyasında Duran Uğur tarafından, davalı şirketin 22/09/2021 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 14 nolu kararın butlanını ve diğer kararların iptali istemiyle açılmış olup, bu dava dosyaları daha önce Ömer Ali Üründül tarafından açılan İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/636 esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. Eldeki davada ise genel kurul kararının yokluğunun tespiti talep edilmektedir. Genel kurul kararlarının hükümsüzlük hâllerinden olan yokluk, ne 6762 sayılı TTK’da ne de 6102 sayılı TTK’da düzenlenmemiştir. Yokluk yaptırımının kanunlarda düzenlenmemiş olması, yokluk yaptırımının hukukî işlem niteliğinde olan genel kurul kararları hakkında uygulanamayacağı anlamına gelmemektedir. Batıl bir hukukî işlem, unsurları itibariyle şeklen ve fiilen mevcut olmakla birlikte, konusu ve içeriği bakımından amaçlanan hukukî hüküm ve sonuçları daha başlangıçtan itibaren kesin olarak hükümsüzdür....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı anasözleşmesinin 35. maddesine göre, üyelerin sorumluluğunun ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümlülükleri konusunda alınacak kararlar için kullanılan oyların 3/4'ünün gerektiği, genel kurula 586 ortaktan 67 ortağın katıldığı, iptali istenen kararın 13 red oyuna karşılık 35 kabul oyu alındığı ve 3/4 çoğunluğun sağlanmadığı, anasözleşmede kabul edilen ağırlaştırılmış karar nisabı emredici nitelikte olduğundan bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararlarının, BK'nun 19 ve 20.maddeleri hükümleri gereğince mutlak butlanla malül olmaları nedeniyle de muhalefet ve bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması koşullarının aranamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir....
TTK'nın 449. maddesine göre genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir....
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, 30.06.2011 tarihli genel kurulda alınan kararların hukuka ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, yönetim kurulunca çoğunluğu sağlayabilmek için üye kaydedildiğini, bir üyeye ise üyelik haklarının kullandırılmadığını ileri sürerek, genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların genel kurul kararının tamamını iptalini istemekte hukuki yararları olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....