-TL bedelli Genel Kredi Taahhütnamesine dayalı olduğu, Genel Kredi Taahhütnamesine ...... Şti. ve ..... 'in kefil sıfatı ile..... 'in ise rehin veya temlik veren sıfatı ile imza attıkları, kredi verme nedenine dayalı olarak ipotek tesis edildiği, genel kredi ve bunlara bağlı taleplerin asıl uyuşmazlığın çözümüne ilişkin mahkemede görülmesi gerektiği, uyuşmazlığın çözümü için kredi borcunun kalıp kalmadığı hususunun incelenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Antalya ..... Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlık, davalı banka lehine konulan ipoteğin fekki istemine ilişkin olup genel hükümlere göre çözümlenecek ayni hak talebi niteliğinde olduğu, tarafların tacir olmadığı, davacı ile davalılar arasında genel kredi sözleşmesi ilişkisinin bulunmadığı, davanın mutlak ticari nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Borçlu şirketin Almanya'da faaliyet gösterdiği, aynı şekilde davalı bankanın da Almanya'da faaliyette bulunduğu ve borçlu şirketin Almanya'daki faaliyetlerinde kullanılmak üzere taraflar arasında 25.01.2011 tarihinde 300.000,00 Euro tutarında genel kredi sözleşmesi düzenlendiği ve borcun ipotekle teminat altına alındığı sonucuna varılmıştır. Banka ile dava dışı borçlu şirket arasında bu kredi sözleşmesinden başka 25.01.2011 tarihinde 180.000 Euro tutarındaki taksitli ticari kredi sözleşmesi ve 09.10.2012 tarihli ayrı bir taksitli ticari kredi sözleşmesi düzenlenmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanlarına göre 09.10.2012 tarihli kredi sözleşmesinin yeni bir kredi sözleşmesi olmadığı, bu sözleşmenin imzalanması ile 25.01.2011 tarihli tarihli kredi sözleşmesinin feshedildiği ve aynı borç ilişkisi nedeniyle sözleşmenin tadil edildiği anlaşılmıştır....
-K A R A R- .. davacılardan olan alacağının 250.467,72 TL'sinin ve bu alacağın teminatını teşkil etmek üzere tesis edilen ipoteği davalı .. 13.11.2002 ' de temlik ettiğini yine bu temlikname ile temliki tapuya bildirmesine de yetki verdiğini, oysa temlikten önce temlik edene ödemeler yapıldığını, ancak temlik nedeni ile temlik alanın haciz baskısı nedeni ile .. ile protokol imzalanmak zorunda kalınarak, ödemeler yapıldığını, davalı .. aleyhe giriştiği icra takiplerine devam ettiğini belirterek, davalıya borçlu olunmadığının tespitine, tapuda ipotek halen dava dışı ... adına göründüğünden ipoteğin davalı şirket adına temlik ve tesciline, ödeme nedeniyle ipoteğin kaldırılmasına, icra takip dosyalarının ve senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı.. vekili davanın reddini istemiştir. Birleşen......
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 25.10.2004 tarihli resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, davalı banka tarafından davacının oğlu... lehine açılmış ve açılacak kredilerin teminatını teşkil etmek üzere gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir....
Davacının geçersiz olması nedeniyle kaldırılmasını istediği ipoteğin dayanağını teşkil eden 11.11.2005 tarihli 35693 yevmiye numaralı vekaletname incelendiğinde; davacının eşi ...’ın Türk ... Fabrikaları Anonim Şirketinden aldığı veya alacağı bilumum menkul malların teminatını teşkil etmek üzere lehine dilediği bedel, şekil ve koşullarla dilediği sıra ve derecede her türlü ipotek vermeye dair yetki verildiği görülmektedir. Davalı ...’ın diğer davalı ...Ş. ile bir ticari ilişkisi mevcut olmadığından kendisine ait şirket tarafından alınan malların teminatı olarak ipotek tesisinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekir iken kabulü doğru görülmememiş hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 06.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Taraflar arasında akdedilen dava konusu ipoteğin dayanağı 21/07/1993 tarihli resmi senette "...sonra alıcı T3 almış olduğu 190/1800 arsa payına mukabil satıcı T1 tarafından kendisine mesken inşa edileceği taahhüt edilmiş olduğundan inşaat ve inşaat malzeme masraflarının teminatını teşkil etmek üzere 350.000.000,00 ETL bedelle 190/1800 arsa payının tamamını...ipotek ettiği" anlaşılmış olup dava konusu ipoteğin davacı-karşı davalı T1 tarafından taahhüt edilen inşaat ve inşaat malzeme masraflarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği sabittir. Dava konusu ipoteğin inşa edileceği taahhüt edilen meskenin inşaat ve inşaat malzemelerinin teminatını teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemenin dava konusu ipoteğin kesin borç ipoteği olduğu yönündeki değerlendirmesi ve kabulü hatalıdır....
ın davalı bankaya kredi kartı, kredili bankomat riski ve karşılıksız çıkan çekleri sebebiyle borçlarının devam ettiğini, davacının vermiş olduğu ipoteğin 24/05/2010 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan tüm kredilerin teminatını teşkil etmesi ve bu kredilerle ilgili riskin devam etmesi nedeniyle ipoteğin haklı olarak kaldırılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava, ipoteğin fekki ile buna bağlı olarak manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı banka ile dava dışı ... arasında 24/05/2010 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşmeyi davacının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, anılan sözleşme kapsamında üçüncü şahıs kredi lehtarına kullandırılan kredilerden, kredili mevduat hesabı ve gayri nakdi çek kredisi borçlarının henüz ödenmediği, dava dışı üçüncü şahıs kredi lehtarı olan ...'...
Şubesi arasında akdedilen 04/02/2015 tarihli 150.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin teminatı olarak maliki olduğu Ankara İli, ... İlçesi, ... Mahallesi ... ada 5 parselde kain 10 numaralı bağımsız bölüm üzerine yine 04/02/2015 tarihinde davalı banka lehine 1. derecede ve 195.000,00 TL bedelli ipotek tesis ettiği, bu sözleşmeye istinaden ...'a kullandırılan kredi borcunun da bizzat davacı tarafından gerekli ödemeler yapılarak kapatıldığı anlaşılmakla, davanın kabulüne, davacının Ankara .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasına konu alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacıya ait Ankara İli ... İlçesi ... Mahallesi ... ada 5 parselde kain 10 numaralı bağımsız bölüm üzerinde davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Hukuk Dairesi’nin E. 2016/7447 K. 2017/4606 T. 6.6.2017 kararında; “…Dava konusu ipotek 27.07.2007 tarihinde tesis edilmiş olup 818 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. İpotek edilen taşınmazın ipotek tesis tarihinde maliki olan ...'ın kullandığı krediler ile kefalet ettiği borçlarının teminatı olarak taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ipoteğin kaldırılabilmesi için ...'ın kredi borcunun ve kefalet borcunun bulunmaması gerekir…” Sonuç olarak davacının ifade ettiği davaya konu taşınmaz ipoteğinin konut kredisinin teminatı olarak verilmiş olduğu iddiası yerinde değildir. 5- ) Davacı tarafın bir diğer asılsız ve hukuki dayanağı olmayan iddiası ise fekki istenen ipoteğin sosyal amaçlı tesis olunan zorunlu ipotekler kapsamına girdiği ve söz konusu ipoteğin yalnızca tesis edilen tüketici kredisinin teminatı olduğu yönündedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; davacı tarafça iddia edilen bu hususun hukuken hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır....
Bu durumda davalı yüklenicinin hukuki ayıpsız bağımsız bölüm devri yükümlülüğünü yerine getirdiğinden bahsedilemeyeceğinden uyuşmazlığın esasen ipoteğin fekki istemi olduğu, dava konusu ipoteğin davalı şirketin doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği ipotek lehtarı ile borçlu arasında imzalanan sözleşmenin ticari nitelikte olup davacının taşınmazın kayden maliki olmasının durumu değiştirmeyeceği, taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olması dolayısıyla uyuşmazlığın ticaret mahkemesine görülmesi gerektiği mahkemenin görevli olmadığı yönündeki İDM değerlendirmesi ve kabulü yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir....