"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı şirket, şirket yetkilisi olan dava dışı üçüncü şahsın imza yetkisi sona ermesine rağmen davalı bankadan kredi kartı olarak bankaya borçlandığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dava konusu kredi kartı davacı şirket ile davalı banka arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine istinaden verilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 günlü ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca Banka ve finans kuruluşlarından kullandırılan genel veya ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davaları sonunda verilen hüküm ve kararların,temyizen incelenme görevi 19.Hukuk Dairesinindir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin ticari nitelikte bir kredi sözleşmesi olduğunu, TBK'nın 583....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen ....2008 tarih ve 2008/328-2012/62 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, dava dışı ... tarafından 01/02/2006 tarihli genel ticari sözleşmelere dayanılarak 42.500 YTL kredi kullandığını, kredi sözleşmesinde davalı ...' ın müşterek boçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzası olduğunu, asıl boçlu ... ve kredi sözleşmesindeki müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaları bulunan ... ve Laloğlu Otomotiv Ltd. Şti'nin borcunu ödememesi üzerine müvekkilinin bankaca tüm boçlulara noterden muacceliyet ihbarnamesi gönderdiğini, ancak bakiye borcun ödenmediğini, ileri sürerek 7.000 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir....
Ltd.Şti genel kredi ve teminat sözleşmesine dayalı olarak Ankara ...İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını belirterek yasada öngörülen şekil şartlarını taşımayan genel kredi ve teminat sözleşmelerinin geçersiz olduğunun ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, Ankara ...İcra Müdürlüğünün ... sayılı ve Ankara ...İcra Müdürlüğünün ... sayılı icra takiplerinin müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı yanın keşide ettiği ihtarname ile, dava dışı ...un banka ile akdettiği, 25.02.2008 tarihli genel ticari kredi sözleşmesine dayalı olarak çekle çalışır hesap açılıp, çek yaprakları verdiklerini ve çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle hamillere yapılan ödemeler karşılığında müvekkilinin de sorumlu olduğundan bahisle 11.500,00 TL'nin faizi ile ödenmesinin istendiğini, alacağın dayanağı 26.06.2008 tarihli gayrinakdi çek kredi sözleşmesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankadan genel kredi sözleşmesine istinaden Kredi ......
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine kredi sözleşmesine dayalı olarak takip başlattığını, sözleşmedeki ve kredi tediye fişlerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu'nun raporuna göre, takibe konu genel kredi sözleşmesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanınn kısmen kabulüne, davacının takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 22.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şubesi'nce düzenlenmiş genel kredi sözleşmesinde atılı bulunan ve davacıya izafe edilen imzaların davacının elini ürünü olduğu, davalı banka ile davalı şirket arasında düzenlenen 25.04.2006 tarihli, 115.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesinin davacı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı gerekçeleriyle davacının davalı bankaya genel kredi sözleşmesine dayalı ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/8329 sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle toplam 37.612,23 TL borçlu olduğunun tespitine; genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen 26.04.2006 tanzim 11.04.2008 vade tarihli 50.000,00-TL bedelli bonoya dayanılarak aynı kredi borcu için mükerrer icra takibine girişildiğinden, ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/8330 sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının kanıtlanamayan istirdat, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Yargılama aşamasında grafolog bilirkişiden alınan raporda, 03/09/2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet tarihi, kefalet limiti, kefilin adı ve adresi kısımlarındaki yazının davacı eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Davacı yan, genel kredi sözleşmesindeki kefalet limiti ve kefalet tarihindeki yazıların eli ürünü olmadığını, kambiyo senedinin genel kredi sözleşmesi evrakları arasında boş olarak imzalatıldığını, teminat niteliği bulunduğunu, geçerliliğinin kefaletin geçerliliğine bağlı olduğunu, bu nedenle bonoya ve genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ayrı ayrı başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiştir....
Yargılama aşamasında grafolog bilirkişiden alınan raporda, 03/09/2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet tarihi, kefalet limiti, kefilin adı ve adresi kısımlarındaki yazının davacı eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Davacı yan, genel kredi sözleşmesindeki kefalet limiti ve kefalet tarihindeki yazıların eli ürünü olmadığını, kambiyo senedinin genel kredi sözleşmesi evrakları arasında boş olarak imzalatıldığını, teminat niteliği bulunduğunu, geçerliliğinin kefaletin geçerliliğine bağlı olduğunu, bu nedenle bonoya ve genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ayrı ayrı başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiştir....