Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2009/104 sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı banka ile dava dışı ...arasındaki 02.06.2008 tarihli 10.000 TL bedelli kredi sözleşmesine dayalı olarak davalı aleyhine yapıldığı, davalıya bu alacaktan dolayı ihtarname gönderilmediği, kredi sözleşmesinde davalının kefil olarak yer almadığı, davalının davacı ile dava dışı anılan kişi arasında yapılan 02.06.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 20.05.2008 tarihli ticari taşıt kredisi sözleşmesinde kefil olarak imzasının bulunduğu, davalının imzasının bulunmadığı sözleşmeden dolayı sorumlu tutulamayacağı, ancak davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava konusu, icra takibinde takibin dayanağı olarak ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi ile genel kredi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi gösterilmiştir....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili hakkında kredi kartı üyelik sözleşmesine dayanarak icra takibi başlatan davalı bankanın başlattığı bu takibe dayanarak sözleşmedeki imzanın müvekkile ait olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yargılamada davacının keşidecinin kendi fotoğrafı ile nüfus cüzdanını kullanarak kredi kartı aldığını, imza incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece imza incelemesine ait bilirkişi raporu kapsamında davanın kabulüne, icra takibine konu alacaktan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince lehlerine verilmeyen kötüniyet tazminatı yönünden temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlığın davalı tarafından temlik alınan tüketici kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 02.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Müdürlüğünün 2001/5752 esas sayılı dosyasında yapılan takibe ise süresinde itiraz edildiğini, takibe dayanak kredi sözleşmeleri altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, takip dosyasındaki borç nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve ödenen miktarların istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,davacının borcunu ödememesi üzerine kredi borcunun müvekkilinin bankadaki bloke hesabından alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının da aralarında bulunduğu şikayetçilerin şikayeti sonucu kooperatif yöneticileri hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada yapılan imza incelemesinde, takip konusu senetler altındaki imzaların davacıya ait olduğununu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kredi sözleşmesine dayalı takipler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

          nin imzaladığı genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefaletinin bulunduğunu, ancak kredinin teminatı olarak ipotek verilen taşınmazın değerinin fahiş bir şekilde yüksek gösterilmek suretiyle hile ile müvekkili hataya düşürülerek krediye kefil olmasının sağlandığını iddia ederek icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., Haydar Kılıç vekili cevabında davacının, müvekkiline karşı dava açmakta menfaati bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

            Mahkemece davacı ...’ın 01.06.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinde sorumlu olduğu azami miktarın kefalet sözleşmesine yazılmadığından bu borçlu yönünden genel kredi sözleşmesi bakımından kefalet taahhüdünün geçerli olmayacağı belirtilmişse de söz konusu sözleşmenin incelenmesinde asıl borçlunun sorumlu olduğu miktarın 500.000-TL olarak belirtildiği görülmekle davacı kefilin de kefalet miktarının 500.000-TL olarak belirlendiğinin kabulü gerektiği dolayısıyla bu davacı yönünden kefalet sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü gerekir.Ayıca davalı temlik eden banka tarafından birden fazla genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle icra takibine geçildiğinden mahkemece davacı ...'...

              -K A R A R- Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili şirket aleyhine bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla üç adet icra takibine giriştiğini, davacı şirket tarafından davalı banka aracılığıyla Eximbank kaynaklı kredi kullanıldığını, aracı davalı bankanın Eximbank’a geri ödeme yaparak krediyi kendi kaynağına dönüştürmeden kredi kullanılma süresi içinde, daha vadesi gelmeden talep hakkı bulunmadığını, davalı bankaya bu takipler nedeniyle ve takip tarihi itibariyle 433.388,71 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                - K A R A R - Davacı, davalı banka tarafından tarımsal kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe konu kredi sözleşmesine imza atmadığını, davalı alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, icra takibine konu kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, takibe konu tarımsal krediler ikraz sözleşmesindeki davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne davacının, 02.11.1999 tarih ve 1999/481 sayılı tarımsal krediler genel sözleşmesi uyarınca davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                  Diğer yandan, TBK'nın 100. maddesi (BK m.84) uyarınca, ödemelerin öncelikle gecikme faizinden mahsup edilmesi gerekir ise de, davalı kooperatifin aksi yönde bir genel kurul kararı ya da uygulamasının bulunması halinde ödemelerin asıl alacaktan mahsubu da mümkündür. Mahkemece, öncelikle tüm genel kurul tutanaklarının davalı kooperatiften, temin edilemezse ilgili Ticaret Sicili Memurluğu'ndan getirtilmesinden sonra kooperatif uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla, ödemelerin asıl alacaktan mahsubu yönünde genel kurul kararı ya da tüm defter ve kayıtları incelenerek bu yönde bir fiili bir uygulama olup olmadığı da tespit edilip, takip tarihi itibariyle davacının asıl alacak ve işlemiş faiz borcu ile ilgili ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

                    tarihli genel kredi sözleşmesi ile kefil olduğu kredinin ödenerek kapatıldığını, müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerindeki 31.10.2006 tarihli ipoteğin de davalı banka tarafından 25.02.2011 tarihinde fek edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin 26.06.2009 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin sona erdiğini, dava konusu bononun gerçek bir borç ilişkisinin ödenmesi için düzenlenmediğini, kredi sözleşmesi ile kullandırılacak krediye ek teminat olarak verildiğini belirterek, müvekkilinin davalı bankaya icra dosyasından ve kredi sözleşmesinden borçlu olmadığının tespitine ve sözleşme gereği verilen takip konusu senedin iptaline ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, 09.12.2016 tarihli dilekçesi ile dava konusu borcun ödenmesi nedeniyle davaya istirdat davası olarak devam ettiklerini bildirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu