. - K A R A R - Dava; davacının kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesine dayalı alacak nedeni ile davacı aleyhine girişilen icra takibinin kefalet limiti üstündeki miktar yönünden borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkilinin, davalı banka ile dava dışı Koray Arıtürk arasında imzalanan kredi sözleşmesine 5.000 TL. miktarla sınırlı kefil olduğunu, ancak davalı bankanın borcun tamamı üzerinden kat ederek müvekkili aleyhine takip başlattığını, müvekkilinin icra dosyasına 5.000 TL. ve faiz, fer'ilerini 17.08.2010 tarihinde yatırarak borcunu kapattığını ileri sürerek, müvekkilinin kefalet limitinin üstünde kalan kredi borcu nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine % 40 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili , davalının kendisi aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibi yaptığını, çekilen kredinin geri ödendiğini, daha sonra aynı kişilerin aynı kredi sözleşmesi üzerinden kredi çektiklerini, kredi verilirken müvekkilinin bilgisi ve izni alınmadan imzasının taklit edildiğini, müvekkilinin yerine imza atılarak kredi kullanıldığını, kredi ödenmeyince bankanın ... 1. İcra Müdürlüğünün 2010/211 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhinde icra takibi başlattığını, müvekkilinin takip konusu borçtan sorumlu olmadığını belirterek, davacı aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İş bankası vekili; Kastamonu mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının imzaladığı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde belirsiz süreli müteselsil kefil olduğunu, bu sözleşmenin fesih edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Dava devam ederken davalı ......
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede; Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2018/2966 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi sureti dosya içerisinde yer almaktadır. Dava konusu Ankara 22....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede; Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2018/2966 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi sureti dosya içerisinde yer almaktadır. Dava konusu Ankara 22....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/104 sayılı dosyasındaki icra takibinin davacı banka ile dava dışı ...arasındaki 02.06.2008 tarihli 10.000 TL bedelli kredi sözleşmesine dayalı olarak davalı aleyhine yapıldığı, davalıya bu alacaktan dolayı ihtarname gönderilmediği, kredi sözleşmesinde davalının kefil olarak yer almadığı, davalının davacı ile dava dışı anılan kişi arasında yapılan 02.06.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 20.05.2008 tarihli ticari taşıt kredisi sözleşmesinde kefil olarak imzasının bulunduğu, davalının imzasının bulunmadığı sözleşmeden dolayı sorumlu tutulamayacağı, ancak davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava konusu, icra takibinde takibin dayanağı olarak ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi ile genel kredi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi gösterilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili hakkında kredi kartı üyelik sözleşmesine dayanarak icra takibi başlatan davalı bankanın başlattığı bu takibe dayanarak sözleşmedeki imzanın müvekkile ait olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yargılamada davacının keşidecinin kendi fotoğrafı ile nüfus cüzdanını kullanarak kredi kartı aldığını, imza incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece imza incelemesine ait bilirkişi raporu kapsamında davanın kabulüne, icra takibine konu alacaktan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince lehlerine verilmeyen kötüniyet tazminatı yönünden temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlığın davalı tarafından temlik alınan tüketici kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 02.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2001/5752 esas sayılı dosyasında yapılan takibe ise süresinde itiraz edildiğini, takibe dayanak kredi sözleşmeleri altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, takip dosyasındaki borç nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve ödenen miktarların istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,davacının borcunu ödememesi üzerine kredi borcunun müvekkilinin bankadaki bloke hesabından alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının da aralarında bulunduğu şikayetçilerin şikayeti sonucu kooperatif yöneticileri hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada yapılan imza incelemesinde, takip konusu senetler altındaki imzaların davacıya ait olduğununu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kredi sözleşmesine dayalı takipler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
nin imzaladığı genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefaletinin bulunduğunu, ancak kredinin teminatı olarak ipotek verilen taşınmazın değerinin fahiş bir şekilde yüksek gösterilmek suretiyle hile ile müvekkili hataya düşürülerek krediye kefil olmasının sağlandığını iddia ederek icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., Haydar Kılıç vekili cevabında davacının, müvekkiline karşı dava açmakta menfaati bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece davacı ...’ın 01.06.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinde sorumlu olduğu azami miktarın kefalet sözleşmesine yazılmadığından bu borçlu yönünden genel kredi sözleşmesi bakımından kefalet taahhüdünün geçerli olmayacağı belirtilmişse de söz konusu sözleşmenin incelenmesinde asıl borçlunun sorumlu olduğu miktarın 500.000-TL olarak belirtildiği görülmekle davacı kefilin de kefalet miktarının 500.000-TL olarak belirlendiğinin kabulü gerektiği dolayısıyla bu davacı yönünden kefalet sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü gerekir.Ayıca davalı temlik eden banka tarafından birden fazla genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle icra takibine geçildiğinden mahkemece davacı ...'...