Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2013/7524 Esas sayılı dosyasıyla genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı aleyhine icra takibi yapıldığını, icra dosyasından gönderilen tebligatın davacıya ulaşmadığını, takibe konu genel kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığını, davacının, takip borçlusu Lineteks Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin % 2,5 hissesine sahip ortağı ise de, şirketi temsile yetkisi olmadığını ileri sürerek, İzmir 24. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7524 Esas sayılı dosyası ve dayanağı genel kredi sözleşmesinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, icra tehditi altında davacıdan tahsil edilen paranın yasal faizi ile davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davaya konu icra takibine dayanak yapılan genel kredi sözleşmesinde dava dışı Lineteks ... Ltd....

    . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu...nın davalı banka ile akdedilen Genel Kredi Sözleşmesine kefil olduğunu, kredi ödemelerinin düzenli olarak yapıldığını, dava dışı asıl borçlunun aynı banka nezdinde kullanmış olduğu kredi kartı borcunu ödemediğini, bu nedenle müvekkilinin kefili olduğu genel kredi sözleşmesi hesabının da kat edilerek müvekkiline ihtarname keşide edildiğini, müvekkili hakkında davalı tarafından icra takibine girişildiğini, müvekkilinin kefili olmadığı kredi borcunun ödenmemesi sonucu kefili olduğu kredinin geri ödemelerinin erkenden ve ilave masrafları ile birlikte ödemeye zorlanamayacağını ileri sürerek takip dosyasından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      - K A R A R - Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı ... arasında akdedilen genel kredi ve teminat sözleşmesine davalının eşi müteveffa ... ....'in müşterek boçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını kullandırılan krediden kaynaklanan alacaklarını tahsil için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, takip dayanağı sözleşmedeki imzanın müvekkilinin murisine ait olmadığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre takip ve dava konusu genel kredi sözleşmesindeki kefil imzasının davalının eşi müteveffa ....'...

        Bölge adliye mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının salt genel kredi sözleşmesinde kefaletinin geçersizliğine dayalı olarak dava açmasına, genel kredi sözleşmesindeki dava dışı şirketin davalı bankaya olan borcunun miktarına yönelik bir ihtilaf bulunmamasına, davaya konu takibin genel kredi sözleşmesine değil bonoya dayalı olmasına, bonoda davalının asıl borçlu olmasına ve bono bedelinin ödendiğinin iddia ve ispat edilememesine göre ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          . - K A R A R - Dava; davacının kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesine dayalı alacak nedeni ile davacı aleyhine girişilen icra takibinin kefalet limiti üstündeki miktar yönünden borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkilinin, davalı banka ile dava dışı Koray Arıtürk arasında imzalanan kredi sözleşmesine 5.000 TL. miktarla sınırlı kefil olduğunu, ancak davalı bankanın borcun tamamı üzerinden kat ederek müvekkili aleyhine takip başlattığını, müvekkilinin icra dosyasına 5.000 TL. ve faiz, fer'ilerini 17.08.2010 tarihinde yatırarak borcunu kapattığını ileri sürerek, müvekkilinin kefalet limitinin üstünde kalan kredi borcu nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine % 40 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emri ekinde 05.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi eklenmiş ise de yargılama aşamasında davacı vekilinin 24.03.2010 tarihli genel kredi sözleşmesine dayandığı, kredinin kullandırılma tarihi 09.09.2011 olup davalılara gönderilen ihtarnamede de hangi tarihli genel kredi sözleşmesine dayanıldığının gösterilmediği, davalıların dava konusu miktar yönünden her iki genel kredi sözleşmesi kapsamından da sorumlu olduğu, davalıların 24.03.2010 tarihli genel kredi sözleşmesine kefaletlerinin geçerli olduğu, alınan bilirkişi raporu ile alacak miktarının belirlendiği, takip sırasında yapılan ödemelerin alacaktan mahsup edileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibe itirazın kısmen iptaline, takibin 225.854,96 TL asıl, 4.254,90 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalıla... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece yapılan inceleme sonucu davalının bu sözleşmelerden 21.12.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde imzasının olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalının kefil olarak imzasının bulunduğu sözleşmeden kaynaklı borçtan sorumluluğu söz konusu olup, diğer kredi sözleşmelerinden kaynaklı borçtan sorumlu tutulamaz.Bilirkişilerin varsayıma dayalı olarak kullandırılan kredinin davalının imzasının bulunduğu sözleşme tarihinden sonra olması nedeniyle davalının sorumlu olduğuna dair görüşü yerinde değildir. Mahkemece bilirkişilere banka kayıt ve defterleri yerinde incelettirilerek icra takibine konu alacağın hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığının tespiti gerekir....

                HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede; Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2018/2966 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi sureti dosya içerisinde yer almaktadır. Dava konusu Ankara 22....

                HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede; Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2018/2966 sayılı icra takip dosyası, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi sureti dosya içerisinde yer almaktadır. Dava konusu Ankara 22....

                  - K A R A R - Davacı vekili , davalının kendisi aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibi yaptığını, çekilen kredinin geri ödendiğini, daha sonra aynı kişilerin aynı kredi sözleşmesi üzerinden kredi çektiklerini, kredi verilirken müvekkilinin bilgisi ve izni alınmadan imzasının taklit edildiğini, müvekkilinin yerine imza atılarak kredi kullanıldığını, kredi ödenmeyince bankanın ... 1. İcra Müdürlüğünün 2010/211 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhinde icra takibi başlattığını, müvekkilinin takip konusu borçtan sorumlu olmadığını belirterek, davacı aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İş bankası vekili; Kastamonu mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının imzaladığı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinde belirsiz süreli müteselsil kefil olduğunu, bu sözleşmenin fesih edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Dava devam ederken davalı ......

                    UYAP Entegrasyonu