Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin genel kredi sözleşmesine davacının müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, davacının aynı zamanda aynı borcun teminatı olarak taşınmazını ipotek olarak verdiğini, ayrıca kredi borcundan mahsup edilmek üzere verilen bonoda davacının aval veren sıfatı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davalı vekili, davacı tarafından boş senet alındığını ve sonradan doldurulduğunu, mükerrer takip yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, takip dayanağı bonolarda asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı ...'ün aval sıfatıyla imzasının bulunduğu, bononun boş ve anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiği, bu yönde belge sunulamadığı, kredi sözleşmesine dayanarak banka tarafından yapılan takipte ...'ün borcunun toplam 151.575,00 TL olduğu, kredi sözleşmesinin her sayfasında ...'...

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili bankanın kredi sözleşmesine dayalı olarak davalılardan alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için girişilen takibe davalıların itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiş, yargılamaya da katılmamışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı bankanın kredi sözleşmesi nedeni ile davalılardan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Genel Ticari Kredi Sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....

      a kefilliği nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takip dosyasına dayanak olan bononun iptaline, asıl alacağın % 40'ı oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı-temlik alan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kredi sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olan davalıya karşı kredi sözleşmesinden doğan alacağın bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü takip nedeniyle İİK'nın 72. maddesi hükmüne göre borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık temlik eden .... Bankası ile dava dışı .... arasında düzenlenen ve davacının müteselsil kefil olarak imzaladığı 30.05.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sözleşme gereğince teminat olarak düzenlenen dava konusu bononun da davacı tarafından aval veren sıfatıyla imzaladığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....

        Somut olayda; davacı ile davalı banka arasındaki dava konusu kredilerin kullanım amacı bakımından tüketiciyi finanse eder nitelikte olmayıp ticari amaç taşıdığı, o halde bankacılık işlemlerine dayalı uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.MK.’nun 22 ve 23. maddeleri gereğince Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          mahkemenin 2018/501 D.İş sayılı dosyasından 861.568 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı aldığını, davalının yeni alınan ihtiyati haciz kararı ile birlikte tarafları ve borçluları farklı olan 27/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmesini icra dosyasına sunduğunu, her iki ihtiyati haciz kararının da 21/04/2014 tarihli genel kredi sözleşmesine dayandığını, aynı genel kredi sözleşmesine dayanılarak açılan takibin Adana 7....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine davalıların kefil olduklarını, borcunun ödenmemesi nedeniyle girişilen icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili davanın reddini istemiştir....

            Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkil kooperatifin 339 numaralı ortağı ve üyesi olarak, 1499 numaralı ortağı dava dışı Levent Şimşek'e ait 03.03.2016 tarih ve 1216 numaralı Kredi Genel Sözleşmesine kefil olmak suretiyle ilgili ortağın kredi kullanabilmesini sağladığını, davaya konu icra takibinin her iki dayanağının tüm sayfalarındaki imzaların birbiri ile örtüştüğünü, ancak davacının bahsettiği gibi söz konusu belgelerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespitini yapabilmelerinin mümkün olmadığını, ancak 9 sayfalık Kredi Genel Sözleşmesi ve 1 sayfa ön bildirim tutanağındaki her sayfada yapılan yüzeysel incelemede imzaların aynı olduğunun anlaşıldığını, ayrıca davaya konu kredi genel sözleşmesinin İcra İflas kanunu 38....

            . - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yaptığını, icra takibinin dayandığı kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını ileri sürerek icra takibinden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili bankanın dava tarihinden önce davacı hakkında yaptığı icra takibinden vazgeçtiğini belirterek davanın konusuz kalmasından dolayı reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı bankanın davacı aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak yaptığı icra takibinden 18.04.2011 tarihinde vazgeçtiği, davacının 06.06.2011 tarihinden itibaren basit bir araştırma ile hakkındaki takipten vazgeçildiğini öğrenebileceği gerekçesiyle davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

              - KARAR - İhtiyati haciz isteyen vekili, banka ile boçlu ... İç ve Dış Ticaret Gıda Sanayi Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmelerinin akdedildiğini, diğer borçlu ...’in sözleşmelere kefil olduğunu kredi sözleşmeleri kapsamında şirkete kredi kullandırıldığını, kredilerin geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek, ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkemece talep uygun görülerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, şirketin halen faaliyetine devam ettiğini, alacaklı bankadan yapılandırma talebinde bulunulduğunu, borçluların mal kaçırma şeklinde hileli işlemler tesis ettiğine ilişkin delil sunulmadığını, rehinle güvence altına alınmış kredi borcundan dolayı haksız olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir....

                nın 2006 yılında ... isimli şahsa davalı bankadan kredi sözleşmesine dayalı olarak almış olduğu kredi borcuna o tarihte kefil olduğunu, davacının 2006 yılında kefil olduğu borcun tamamen ödendiğini, davacının bu kredi sözleşmesi dışında kefil sıfatı ile imzaladığı başka bir kredi sözleşmesi mevcut olmadığını, davalı bankanın 2013 yılında ... isimli kişiye yine kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi kullandırıldığını, bu kredi sözleşmesinde davacı müvekkilinin hiçbir şekilde imzasının bulunmadığını, davalı bankanın 2006 yılında kullandırılan kredi sözleşmesinin teminatı olarak aldığı senedi sonradan doldurulup müvekkil hakkında icra takibi yapıldığını, mezkur senet nedeniyle davacı müvekkilinin davalı bankaya borcu olmadığını, 2006 yılında ... isimli şahsa kullandırılan kredi sırasında kredi sözleşmesinin teminatı olarak alınan 12/09/2009 tanzim ve 09/06/2015 vade tarihli 70.000 TL olarak görülen senet o tarihteki kredi borcunun tamamen ödenmiş olması nedeniyle bedelsiz kaldığını, senette...

                  UYAP Entegrasyonu