WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti'nin davacı banka ile imzaladığı Kredi kartı Üyelik Sözleşmesi gereğince kredi kartını aldığı, her ne kadar davalının söz konusu kredi kartı üyelik sözleşmesinde borçlu veya kefil olarak imzası yok ise de, davalının kefil sıfatı ile imzaladığı Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin 70. maddesi hükmü gereğince davalının, dava dışı ve kefil olduğu şirketin kredi kartı veya diğer şekillerde davacı bankadan kullanacağı krediler dolayısıyla doğacak borcuna karşılık 20.000 TL limit dahilinde kefil olması nedeniyle kefaletin söz konusu kredi kartı borcunuda kapsayacağı, dava dışı şirketin söz konusu kredi kartı kullanımı nedeniyle davacı bankaya takip tarihi itibarıyla 11.777,28 TL asıl alacak, 71,98 TL işlemiş faiz, 3.60 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 11.852,96 TL borçlu olduğu, söz konusu borcun imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında davalının kefil olduğu miktar içinde kaldığı, böylece davalının hakkında yapılan takibe bilirkişi raporunda tespit edilen miktar...

    Somut olayda, Genel Kredi Sözleşmesindeki davacının kefaletinin, 6098 sayılı TBK'nın m. 583 hükmü uyarınca, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile müteselsil ibarelerinin davacının eli ürünü olmadığının tespit olması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda, davacının Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletin yasanın aradığı şekil şartlarını taşımadığından bahisle geçersiz olduğu ve genel kredi sözleşmesi nedeniyle davacıya borçlu olmadığına yönelik talebinde haklı olduğu sonucuna ulaşılarak, bu talep bakımından, davacının, dava konusu 03/03/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunun tespiti ile; bu genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile ... arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden ...'a şirket kredi kartı, ticari kredili mevduat hesabı, taksitli ticari kredi kredileri açıldığını ve kullandırıldığını, Genel Kredi Sözleşmesini ...'ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, söz konusu Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kredili müşteriye kullandırılan ticari kredilerin teminatını teşkil etmek üzere, ... adına kayıtlı Eskişehir İli, Tepebaşı İlçesi, ... Mahallesi mevkiinde kain tapunun ... ada, ... parsel, .......

      Davalı, davacının kefil olduğunu gösteren iki sözleşme sunmuş, bunlardan 10.01.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının kefalet imzasının olmadığı, 01.10.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefalet imzası olmakla birlikte, alacağın bu sözleşmeden kaynaklandığı konusunda da bir iddanın bulunmadığı temlik sözleşmesinde alacağın kaynaklandığı bildirilen 08.01.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin ibraz edilemediği anlaşıldığından davanın bu nedenle kabulü gerekirken, yerel mahkeme kararının gerekçesi yerinde olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekirse de bu husus yeni bir yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

        Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerindendir. Davacı takip talebi ekindeki hesap kat ihtarnamesinde, 02/09/2009 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi yönünde ihtaratta bulunmuştur. Ayrıca takip dosyası içerisine de aynı tarihli genel kredi sözleşmesi sunulmuştur. Söz konusu genel kredi sözleşmesinde davalı ... asıl borçlu, davalı ... ise müteselsil kefil konumundadır. Alacak-borç ilişkisinin bu genel kredi sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Bilirkişi tarafından taraflar arasındaki diğer sözleşmelerden kaynaklanan alacak borç durumunun bu dosya ile irtibatlandırılması doğru değildir....

          . - K A R A R - Dava, genel kredi sözleşmesine kefil olan davalılardan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....

            Bilirkişi raporundaki hesaplamada davalı temerrüt tarihine göre asıl alacak miktaryarı tespit edilmiş, icra takip tarihi itibariyle davacı bankanın genel kredi sözleşmesi kapsamında çekilen kredi alacağı yönünden asıl alacakları, temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadarki işlemiş temerrüt faizine ilişkin hesaplama yapılmış, uygulanacak faiz oranları tespit edilmiştir. Davalı genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamış olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bahse konu krediler ve diğer işlemler davalının kefil olarak imzaladığı bu genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılmıştır. Buna göre bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne ve likit olan asıl alacak üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere; 1-A- Davanın kısmen kabulü ile; Bakırköy .......

              Asliye Hukuk Mahkemsinde açılan Menfi Tespit davası sonrasında önce davacı banka müdürü tarafından Manisa Sanayi Şubesine çağırılarak sözlü şekilde ödeme teklifinde bulunulmuş, daha sonra ödeme yapılması ile ilgili 11.12.2017 tarihli bir ihtar çekilmiştir. İlgili ihtarda müvekkiline kredi borçlarını ödemesi için 24 saat verilmiş ve 68.017,00 TL bedelindeki kredi borcunun ödenmesi istendiğini, Müvekkilinin çekmediği ve kullanmadığı bir kredi borcu ile ilgili açmış olduğu bir menfi tespit davası bulunması ve bu dava ile ilgili kredi borçlarının usulsüz olup olmadığı kesinleşmeden yapılan bu ödeme tekliflerini reddetmiş ve davacı banka tarafından söz konusu icra takibi başlatıldığını, davacı bankaya karşı açılan Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ... E....

                . - K A R A R - Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için müşterek borçlu ve müteselsil kefil aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, icra takibine konu edilen genel kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                  Davalının kefil olduğu genel kredi sözleşmelerinde süre bulunmadığı için sözleşmelerin süresiz olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda kredi sözleşmesiyle verilen kredilerin ödenerek borcun kapatılması sözleşmeyi sona erdirmez ve bu sözleşme ile borçluya yeniden kredi kullandırılması halinde kefilin sorumluluğu da 10 yıllık azami sürede devam eder. Ancak, bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davalının kefil olduğu sözleşmelerden kaynaklanan borç miktarının muhtelif tarihlerde ödenerek hesap kat tarihi itibarıyla borç bakiyesinin sıfırlandığı, bu tarihten sonra davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 27/03/2018 tarihinde yeniden kredi sözleşmesi akdedildiği ve bu kredi sözleşmesinde davalının kefil olmadığı görülmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu