ve davacı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmış olan genel kredi sözleşmelerine dayanarak, bu sözleşmeler uyarınca dava dışı şirkete tahsis edilen business kart borcunun tahsili ve çek sorumluluk bedellerinin depo edilmesi amacıyla ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...davacının takibe dayanak gösterilen toplam 16 adet genel kredi sözleşmesinin 7 tanesinde davacının kefaletinin bulunduğu, davacının kefaleti bulunan bu genel kredi sözleşmelerinin hepsinin davalı bankaya devredilen ... T.A.Ş. tarafından, dava dışı ... San. A.Ş.' ye kullandırılmış olan krediler için düzenlendiği. davacının sorumlu olduğu genel kredi sözleşmelerinin ihdas edildikleri tarihteki kefalet akdinin şekil şartlarına haiz oldukları, bu genel kredi sözleşmelerine göre davacının kefil olduğu kredilerdeki kefalet limitinin toplam 500.000 USD ve 150.000 TL olduğu, davalı bankaya ... T.A.Ş.' den devredilen bahse konu bu kredi sözleşmelerinden kaynaklanan nakit veya gayri nakit kredilerden mütevellit bir alacağın cari olması halinde, ancak davacının bu borçlardan sorumlu tutulabileceği anlaşılmaktadır....
Şubesi, ... ile imzalanan 08.10.2013 tarihli 500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında ...'...
Dava dosyasının incelenmesinden, davalı ... tarafından müteselsil kefil sıfatıyla 200.000,00 TL limitle imzalanan genel kredi sözleşmesi dışında, müşterisinin dava dışı Vehbi Seyfeli olduğu, davalının kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı başkaca kredi sözleşmelerinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca öncelikle davacının talep ettiği alacağının davalının müteselsil kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple mahkemece banka kayıtları üzerinde, yerinde konusunda uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan iddia, savunma ve itirazları karşılayan, ......
CEVAP : Davalı vekili,alacağa dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesi üzerinde bulunan imzanın müvekkillerin eli ürünü olmadığını, genel kredi sözleşmesinin müvekkillerinin bilgisi dışında imza altına alındığını, grafolojik inceleme yapılarak imzaların gerçekliğinin saptanması gerektiğini, müvekkillerinin davacıya herhangi bir borçları yada taahhütleri bulunmadığını, herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an davacı ile müvekkil davalılar arasında genel kredi sözleşmesinin var olduğu düşünülse dahi davacı tarafın iddia ettiği gibi, söz konusu sözleşmeye istinaden davalı müvekkil lehine kredi kullandırılmadığını, muacceliyet ve temerrüt olgusunun gerçekleşmediğini, ayrıca tam şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, davacı tarafın likit bir alacağı bulunmadığını, beyan ederek davanın reddine, %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
A.Ş. adına düzenlenmiş ... sözleşme tarihli ve 3.450.000 (Üçmilyondörtyüzelli) TL kredi tutarlı 18 sayfadar ibaret genel kredi sözleşmesinin 18. sayfasında; "3,450.000 TL" rakamları ve "müteselsil" kelimesinin, ...'in elinden çıktığı kanaatine varılmıştır. "..." kelimesinin, ...'in elinden çıktığını gösterir nitelik ve yeterlilikte kaligrafik ilgi irtibat tespit edilememiştir. 9) İnceleme konusu Alternatifbank A.Ş. Kayseri Şubesi tarafından ... Dış Tic. A.Ş. adına düzenlenmiş 18/01/2012 sözleşme tarihli ve 4.000.000 (Dörtmilyon) TL kredi tutarlı genel kredi sözleşmesinin son sayfasındaki "4.000.000" rakamların, ...'in elinden çıktığını gösterir nitelik ve yeterlilikte kaligrafik ilgi irtibat tespit edilememiştir. h) İnceleme konusu Alternatifbarık A.Ş. Kayseri Şubesi tarafından ... Dış Tic....
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir....
Davalı vekili cevabında, davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan Grup Genel Kredi Sözlemesi uyarınca davacı şirkete kredi kullandırıldığını, kredinin teminatı olarak kıymetli evrakların bankaya verildiğini, bankanın da bu çek ve senetleri Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde tahsil edip, borçtan mahsup ettiğini, dava konusu çekinde bu amaçla verildiğini, davacının sözkonusu çeki, taraflar arasındaki kredi ilişkisinden tamamen bağımsız gibi göstermesinin gerçeği yansıtmadığını, takip konusu edilen çekin müvekkili bankaya teslim edildiği tarihte müvekkili bankanın muaccel hale gelmiş 2.256.837,39 TL + 4.671.556,17 USD tutarında davacı şirketin borcu bulunduğunu, davacının iddiasına itibar edilse dahi müvekkili bankanın çek üzerinde Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı rehin ve hapis hakkı bulunduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir....
Esas sayılı dosyası ile hali hazırda aynı konuya ilişkin menfi tespit davası bulunduğunu ve bu davanın 26/03/2016 tarihli ve 20/03/2015 tarihli sözleşmelerde müteselsif kefaleti geçerli olmadığından davacının aracı sattığı tarih olan 08/05/2015 tarihinden itibaren borçlu olmadığının tespitine dair menfi tespit davası olduğu, açılan iş bu davanın 26/03/2014 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinde ki müteselsil kefaletinin geçerli olmadığından davacının aracı sattığı tarih olan 08/05/2015 tarihinden itibaren borçlu olmadığının tespitine dair menfi tespit davası olduğu, yani birkaç kelime ile değişiklik yapıldığını, içeriğin ve dava konularının aynı olduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını, davalı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine ilişkin 10/05/2016 tarihinde kefalete ilişkin ek protokoller imzalandığını, davacının bu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, Kredi Sözleşmesinin Beyoğlu 48....
Birleşen davada davacı banka davalının kredi müşterisinin kefili olduğunu kredi müşterisine verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesi nedeniyle gerçekleşen alacağın tahsilini istemiştir. Mahkemece asıl menfi tespit davasının reddine, birleşen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde, davacının kredi sözleşmesini imzalarken sadece kredi müşterisinin temsilcisi olarak sözleşmeyi imzaladığı ancak daha sonra ek bir beyanla 8.000 TL limit ile krediye şahsen sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Yine menfi tespit davasında davacının hesabından sadece 4.439,00 TL tahsilat yapıldığı anlaşılmış, davacının 10.000,00 TL tahsilat yapıldığı iddiasının doğru olmadığı ortaya çıkmıştır. Yine birleşen itirazın iptali davasında davacı banka alacağının 974,45 TL ve 3.883,57 TL olduğu belirlenmiştir....