WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin ... sayılı kararı ile " Takip dayanağı 22/10/2004 tarihli genel kredi sözleşmesinin 1. sayfasında kredi limitinin 137.000.000.000 TL olduğu belirtildiği, davacının kefalet imzasının yer aldığı 27. sayfada ise davacının kefalet limitine ilişkin bir belirleme yapılmadığı, davacı yanın kredi sözleşmesinin limitinin sonradan ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ileri sürdüğü , yargılama aşamasında ise anılan iddiaya ilişkin yeterli ve denetime açık bir şekilde inceleme ve araştırma yapılmadığı, bu durumda mahkemece yapılması gereken işin , banka kayıtları üzerinde yerinde bankacı bilirkişiye inceleme yaptırılarak, asıl borçluyla imzalanan genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden banka kayıtlarına işlendiği, kredinin hangi miktardan açıldığı, genel kredi sözleşmesi sebebiyle ilgili kurumlara vergi ve bu gibi adlar altında yapılan ödemelerin hangi limit üzerinden yapıldığı hususlarının tespit edilmesi ve bu suretle genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden...

    , söz konusu 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosu incelendiğinde de, hiçbir belgede davacının imzasının bulunmadığı, ayrıca menfi tespit davasının da, icra takibine karşı açılmış bir dava olması nedeniyle, takip talebiyle sıkı sıkıya bağlı olduğu (Bknz....

      Davalı vekili, davacının, davadışı ... nün borçlu genel kredi sözleşmesini arasında 750.000-TL kefalet limitiyle imzalandığını, sözkonusu kredinin ticari mahiyette bir kredi olup, 15.05.2012 tarihli olmasından dolayı yeni Borçlar Kanunu kapsamında olmadığını, kredi ilişkisi tamamen sona ermedikçe davacının kefalet limiti içerisinde kullandırılan ticari kredilerden sorumlu olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

        Şti. ile davalı banka arasında akdedilen 29/01/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil oldukları, davalılar T5 ve T6 Ltd. Şti.'nin kefalete istinaden kredi borcunu ödediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı yan iş bu davada, genel kredi sözleşmesinde yer alan kefaletinin yasanın aradığı şekil koşullarına uygun olmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, bu nedenle kredi borcunu ödeyen davalı kefillerin kendisine kefilin kefile rücu hakkı çerçevesinde başvuramayacağını iddia etmektedir. Davalı banka da davada davalı olarak gösterilmiştir. İş bu davada görevli mahkemenin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu ödeyen kefilin kefile rücu kapsamında tespit edilmesi gerekir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 4/1- f maddesi uyarınca genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardır. Anılan Kanunun 5/2 maddesi uyarınca da tüm ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir....

        in Genel sözleşmeleri doğrultusunda müteselsil kefil olduğunun kabulü durumunda; davacının Genel Kredi Sözleşmesi'nde belirtilen kefalet limitleri doğrultusunda söz konusu borcun 100.000,00 TL'lik kısmından sorumlu olacağının tespit edildiğine..."dair görüş sunulmuştur. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafça genel kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak ... 34.İcra Müdürlüğü’nün ... E....

          Burada tartışılması gereken diğer husus davacıya işbu menfi tespit davasını açmaya zorlayan takibin davalı tarafından kötüniyetli olarak başlatılıp başlatılmadığı hususudur. Davalı tarafından icra takibine konu edilen genel kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı sabittir. Genel kredi sözleşmesinde yer alan kefalet davalı banka huzurunda karşılıklı olarak imzalanmıştır. Bir başka anlatımla, davalı banka genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Hal böyle olunca, mahkemece davacının kötüniyet tazminatı talebi bulunduğu, davalının genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzası davacıya ait olmadığı halde davacı hakkında icra takibine geçmesinin kötüniyetli olduğu, takibin haksız bulunduğu gözetilerek davacı lehine İİK'nun 72/5. maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          Burada tartışılması gereken diğer husus davacıya işbu menfi tespit davasını açmaya zorlayan takibin davalı tarafından kötüniyetli olarak başlatılıp başlatılmadığı hususudur. Davalı tarafından icra takibine konu edilen genel kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı sabittir. Genel kredi sözleşmesinde yer alan kefalet davalı banka huzurunda karşılıklı olarak imzalanmıştır. Bir başka anlatımla, davalı banka genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzasının davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Hal böyle olunca, mahkemece davacının kötüniyet tazminatı talebi bulunduğu, davalının genel kredi sözleşmesindeki kefalet imzası davacıya ait olmadığı halde davacı hakkında icra takibine geçmesinin kötüniyetli olduğu, takibin haksız bulunduğu gözetilerek davacı lehine İİK'nun 72/5. maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            un imzaladığı kredi sözleşmelerinde kanuna uygun geçerli bir kefaletinin bulunması halinde dahi müvekkili şirketin söz konusu kefalet ve imzalanan kredi sözleşmesinden herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı banka tarafından sunulacak kredi sözleşmelerinde de müvekkili şirketin kefaletinin bulunmadığının tespit edileceğini, kefaletin olduğu iddia edilen Genel Kredi Sözleşmesinden doğan borç geri ödenmek suretiyle veya yeni tarihli genel kredi sözleşmeleri ile yapılandırmak suretiyle ödendiğini, 2017 tarihli kefaletin olduğu iddia edilen genel kredi sözleşmesinden doğan 1.500.000,00-TL borç banka müşterisi ... ile davalı banka arasında akdedilen yeni tarihli kredi sözleşmeleri ile yapılandırıldığını, davalı banka ile yapılan harici görüşmelerde müvekkili şirketin 2017 tarihinde imzaladığı iddia edilen Genel Kredi sözleşmesine istinaden 2 adet her biri 2.000.000-TL olmak üzere toplam 4.000.000,00-TL bedelli senetlerin bulunduğu iddia edildiğini, iddia edilen senetler dosyaya ibraz edildikten...

              Asliye Ticaret Mahkemesi, finans ile ilgili davalara bakacak mahkeme olarak belirlenmiş olsa da; davacının dava dilekçesine bakıldığında borçlu olmadığını iddia ettiği kambiyo senedini kefil olduğu genel kredi sözleşmesine istinaden verildiğini iddia etmiştir. Dosyaya ibraz edilmiş bir genel kredi sözleşmesi bulunmamaktadır. Genel Kredi Sözleşmesi ile davaya konu edilen kambiyo senedi arasında ilişki kurulamadığı müddetçe davacının dava konusu iddialarının çözümü Kıymetli Evraklar Hukuku'nun genel esaslarına başvurulacaktır. Kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması ilkesi dikkate alındığında da bu aşamada dosyadaki iddia ve belgelerle dava konusu Kambiyo senedinin Genel Kredi Sözleşmesine istinaden mi alındığı yoksa bir başka borç için mi alınıp alınmadığı hususunun çözümü mümkün görünmemektedir. HMK. 1. maddesinde açıkça düzenlendiği gibi mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir....

                Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak 58.116,97-TL alacağın tahsili istemiyle asıl borçlu ile birlikte müteselsil kefil sıfatıyla davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, davalı tarafın itirazında genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil sıfatıyla kendisine atfen atılan imzanın inkar edildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, takip konusu alacağın dayanağı olan genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil sıfatıyla davalıya atfen atılan imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı, buna bağlı olarak davalının müteselsil kefil sıfatıyla takip konusu borçtan dolayı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır. Genel kredi sözleşmelerindeki imzanın davalıya ait olduğunu ispat yükü, alacağı temlik alan davacı üzerindedir. İspat yükü üzerinde bulunan davacı, öncelikle genel kredi sözleşmelerinde kefil sıfatıyla atılan imzanın davalıya ait olduğunu ve taraflar arasında geçerli bir kefalet ilişkisi bulunduğunu kanıtlamak zorundadır....

                  UYAP Entegrasyonu