Davalı ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilen 30/09/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının kanunun aradığı şekil koşullarına uygun nitelikte müteselsil kefaleti bulunmakta ise de, 29/09/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaleti bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında davacı ancak kefaletinin bulunduğu 30/09/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunması halinde müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olacak, dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen davalı banka alacağı davacının kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıyor ise davacı kefilin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Bir başka anlatımla, davacının bankayla akdedilen genel kredi sözleşmelerinden birinde yer alan kefaleti, kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan da kefil sıfatıyla sorumlu olması sonucunu doğurmayacaktır....
Davalı ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilen 30/09/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının kanunun aradığı şekil koşullarına uygun nitelikte müteselsil kefaleti bulunmakta ise de, 29/09/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaleti bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında davacı ancak kefaletinin bulunduğu 30/09/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunması halinde müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olacak, dava konusu icra takibi ile tahsili talep edilen davalı banka alacağı davacının kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıyor ise davacı kefilin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Bir başka anlatımla, davacının bankayla akdedilen genel kredi sözleşmelerinden birinde yer alan kefaleti, kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan da kefil sıfatıyla sorumlu olması sonucunu doğurmayacaktır....
, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosunun eklendiği, takip dosyasının kapsamı itibari ile borca başkaca dayanak aranmasına lüzum olmadığı, davalının takibe konu kıldığı borcun dayanağının, 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosu olduğu, söz konusu 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosu incelendiğinde de, hiçbir belgede davacının imzasının bulunmadığı, ayrıca menfi tespit davasının da, icra takibine karşı açılmış bir dava olması nedeniyle, takip talebiyle sıkı sıkıya bağlı olduğu (Bknz....
, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosunun eklendiği, takip dosyasının kapsamı itibari ile borca başkaca dayanak aranmasına lüzum olmadığı, davalının takibe konu kıldığı borcun dayanağının, 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosu olduğu, söz konusu 19/12/2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 19/12/2014 tarihli Kefaletname ve Taksitli Kredi Ödeme Tablosu incelendiğinde de, hiçbir belgede davacının imzasının bulunmadığı, ayrıca menfi tespit davasının da, icra takibine karşı açılmış bir dava olması nedeniyle, takip talebiyle sıkı sıkıya bağlı olduğu (Bknz....
ilgili dönemde, başka müşterileri ile akdettiği genel kredi sözleşmelerinde kullandığı kefalet sözleşmelerinin incelenerek bu konudaki iddialarının doğru olduğunun görüleceğini, söz konusu hükümlerin genel işlem şartı niteliğinde olması itibariyle de TBK m. 20 vd....
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine dayanak sözleşmedeki kefaletin, kefalet limitinin sonradan ve anlaşmaya aykırı doldurulması nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla açılan işbu menfi tespit davasında bankacı bilirkişiden banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle asıl borçluyla imzalanan genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden banka kayıtlarına işlendiği, kredinin hangi miktardan açıldığı, genel kredi sözleşmesi sebebiyle ilgili kurumlara vergi ve bu gibi adlar altında yapılan ödemelerin hangi limit üzerinden yapıldığı hususlarının tespit edilmesi ve bu suretle genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden tanzim edildiği belirlenerek sözleşme limitinin sonradan ve anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı da tartışılmak suretiyle dava konusu icra takibi nedeniyle, dava tarihi itibarıyla davacının var ise davalıya borçlu olmadığı miktarın tespitine yönelik rapor alınması, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek...
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine dayanak sözleşmedeki kefaletin, kefalet limitinin sonradan ve anlaşmaya aykırı doldurulması nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla açılan işbu menfi tespit davasında bankacı bilirkişiden banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılmak suretiyle asıl borçluyla imzalanan genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden banka kayıtlarına işlendiği, kredinin hangi miktardan açıldığı, genel kredi sözleşmesi sebebiyle ilgili kurumlara vergi ve bu gibi adlar altında yapılan ödemelerin hangi limit üzerinden yapıldığı hususlarının tespit edilmesi ve bu suretle genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden tanzim edildiği belirlenerek sözleşme limitinin sonradan ve anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı da tartışılmak suretiyle dava konusu icra takibi nedeniyle, dava tarihi itibarıyla davacının var ise davalıya borçlu olmadığı miktarın tespitine yönelik rapor alınması, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek...
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredilerden davalının fazladan faiz ve komisyon tahsilatı yaptığı iddiasıyla fazladan tahsil edilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı ... A.Ş. ... Şubesi ile Davacı ...Ltd.Şti. ve kefilleri dava dışı ...A.Ş.,..., ...ve ...arasında 11.04.2017 tarihli 5.535.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ve Ödeme Planları ile Davacı ...Şti.'...
İstinaf Sebepleri 1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, bilirkişi raporunda açıkça borçlu ve kefilin borçtan tam sorumlu olduğunu, sözleşmenin giriş bölümünde yer alan kredi limitinin aynı zamanda kefalet limiti olduğunu, kefilin sözleşme kapsamında sorumluluğunun farklı bir anlaşma olmadıkça son bulmayacağını tespit edildiğini, cari hesap alacağına dayalı alacaklar kapsamında taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinin kesin ve süresiz olduğu ve kredinin bir tarihte sıfırlanmış olsa dahi geçerliliğini kaybetmeyeceğine ve kefalet ilişkisinin son bulmayacağını, kefaletten kurtulmanın ancak bankanın vereceği ibraname mümkün olacağının sözleşme şartları gereği olduğunu, banka ile davalılar arasında düzenlenen iki ayrı genel kredi sözleşmesini davalı şirket tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını ve bu sözleşmelere istinaden kredi kullandırıldığını, banka ve davalılar arasında imzalanan 2007 tarihli genel kredi...
-KARAR- Dava, genel kredi sözleşmesinin asıl borçlusu ve kefilleri hakkında yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı ... vekili, müvekkilinin 1998 yılında kefil olarak imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiğini, dava konusu 2006 tarihli genel kredi sözleşmesini imzalamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili savunmalarında genel kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar, daruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davalı ...'nun genel kredi sözleşmesindeki imzasının aidiyetinin Adli Tıp Kurumu raporuna göre tespit edilemediği gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın reddine, davalı ......