Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kredi sözleşmesine dayanmakta ise de, sözleşmenin aslını dosyaya ibraz edilmediği ve davacının kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi kartını kullandığına ilişkin belge aslı ibraz edilmediği göz önüne alındığında, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. O nedenle davalı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Mahkemece, davacıların kefaletlerinin geçerli olmadığına ilişkin iddialarını alacaklı bankaya karşı ileri sürmeleri gerektiği, kefilin kefil olduğu şirkete bir borcu olmadığına göre davacıların kredi kullanan şirkete karşı dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, davalı bankanın davacıların ortaklıktan ayrılma iradelerini kefaletten kurtulma olarak fiilen kabul ettiği ve yeni ortaklarla yeni genel kredi sözleşmesi imzalamak suretiyle kredi kullandırdığı, davacıların yeni ortaklarla imzalanan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak açılan kredilerden dolayı sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle davalı ...td. Şti. hakkındaki davanın hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm temlik alan davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ......

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, kredinin teminatı olarak davalı bankaya ipotek verildiğini, kredi borcunun ödenmediği gerekçesiyle davalı banka tarafından hesabın kat edilerek aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası ile 1.200.00,00-TL bedel üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı banka tarafından talep edilen faizin fahiş olduğunu, kendisinin davalı bankaya bu miktarda borcunun bulunmadığını, kredi sözleşmesinin teminatı olarak ipotek konulan taşınmazın maliki olan ...'nin kredi sözleşmesinde imzasının olmamasına rağmen taşınmazların kredi sözleşmesine dayalı olarak satışa çıkarıldığını belirterek, ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası kapsamında 1.200.00,00-TL bedelli ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalının takibe koyduğu 03.11.1995 tarihli kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacı ...’a ait olmadığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca yapılan inceleme neticesinde sabit olduğu ve söz konusu kredi kartı sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerden davacının sorumlu olmadığı, davalı bankanın genel kredi sözleşmesini huzurda imzalatması ve bu konuda basiretli davranması gerekirken bu yöndeki yükümlülüklerine uymayarak basiretsiz davranıp davacının imzasını taşımayan genel kredi sözleşmesine dayanarak davacı aleyhine icra takibi yapmasında kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın ve kötü niyet tazminatının kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        ün , imzaladığı 06.11.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi gereğince kefalet limiti ile sorumlu olduğunu, davalının eşinden boşanmasıyla imzaladığı sözleşmedeki kefaletinin sonlanmayacağını, bu sözleşmeden sonra yeni sözleşmeler imzalanmış olmasının da davalının kefaletini sonlandırmayacağını, müvekkili bankanın ihtarnameye konu kredi alacaklarından ... sayılı ticari kredinin davalı ...’ün imzası olmayan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırıldığını, diğer kredi alacaklarının ise davalı ...’ün imzası olan 06.11.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırıldığını, Antalya 13. İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasındaki taleplerinin de bu yönde olduğunu istinaf başvuru nedenleri olarak ileri sürmüştür. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR : Uyuşmazlık, Antalya 13. İcra Müdürlüğünün ......

          Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, kredi sözleşmesindeki davacı menfaatine aykırı hükümlerin genel işlem koşulu mahiyetinde olduğu, bu sebeple yazılmamış sayılacağı, haksız alınan masrafların iadesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 420 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmiş, miktar itibariyle kesin olan karar aleyhine, Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan haksız olduğu iddia edilen kesintilerin istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde komisyon, ekspertiz, inceleme, muhafaza ve denetim ücreti vb. masraf alınacağına dair hüküm bulunmakta ise de, miktarları konusunda açıklık bulunmamaktadır....

            - KARAR- Davacı asil, davalı bankanın tarımsal ikraz sözleşmesine dayalı olarak hakkında icra takibi yaptığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, bankadan kredi kullanmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Raporuna göre, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının 21.10.1999 tarihli sözleşmedeki imzaya itirazı üzerine alınan raporda imza davacıya ait çıkmamıştır. Ancak, anılan sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, mahkemece bu yön davalıya veya davacıya açıklattırılmamıştır. Şayet davacı, asıl borçlu ise sözleşmedeki imzanın ona ait olmaması, kredi davacıya ödenmiş ise önem taşımaz....

              - K A R A R - Davacı asil, davalı bankanın tarımsal ikraz sözleşmesine dayalı olarak hakkında icra takibi yaptığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, bankadan kredi kullanmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Raporuna göre, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının 15.10.1999 tarihli sözleşmedeki imzaya itirazı üzerine alınan raporda imza davacıya ait çıkmamıştır. Ancak, anılan sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, mahkemece bu yön davalıya veya davacıya açıklattırılmamıştır. Şayet davacı, asıl borçlu ise sözleşmedeki imzanın ona ait olmaması, kredi davacıya ödenmiş ise önem taşımaz....

                - K A R A R - Davacı asil, davalı bankanın tarımsal ikraz sözleşmesine dayalı olarak hakkında icra takibi yaptığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, bankadan kredi kullanmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Raporuna göre, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının 28.10.1999 tarihli sözleşmedeki imzaya itirazı üzerine alınan raporda imza davacıya ait çıkmamıştır. Ancak, anılan sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, mahkemece bu yön davalıya veya davacıya açıklattırılmamıştır. Şayet davacı, asıl borçlu ise sözleşmedeki imzanın ona ait olmaması, kredi davacıya ödenmiş ise önem taşımaz....

                  Bankası A.Ş ye ait ... sözleşme nolu Genel Kredi Sözleşmesi, çek taahhütnamesi, ipotek belgesi, grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 07/03/2016 tarihli bilirkişi raporu, bankacı ve hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen 18/05/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile 14/02/2017 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu, iş bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla oluşturulan başka bir heyetten alınan 12/12/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve 07/05/2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE :Dava, genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzası bulunan davacının borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu