Mahkemece tahkikat aşamasında kredi sözleşmelerinde kefalet bölümünde yer alan yazıların davalı kefillerin eli ürünü olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılırken, iki ayrı davada tek müzekkere ile tek rapor alınması usule aykırı olup, bu husus karışıklığa sebebiyet verir ve hukukî güvenliği zedeler nitelikte olduğundan doğru görülmemiştir. Nitekim mahkemece de alınan tek rapordaki sonuçlar karıştırılmış, eldeki davaya konu olmayan sözleşmeye ilişkin tespitler, sanki eldeki davaya konu kredi sözleşmesine ilişkin tespitlermiş gibi karar yerinde yazılmış, buna göre hüküm kurulmuştur. Bu husus yanlış olup, iş bu dosyaya ait olan bilirkişi görüşleri dikkate alınarak bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre ise, geçerli bir kefalet sözleşmesinin ne şekilde kurulacağı TBK. m. 583’de düzenlenmiştir....
Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı banka tarafından borçlu davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği borçlu davalılar tarafından yapılan itirazın süresinde olduğu ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı ... tarafından yapılan Mahkememizin ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın sözleşmedeki yetki şartı gereği Mahkememiz ve icra dairesi yetkili olduğundan reddine karar verilmiştir. Genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde; davacı banka ile davalı şirket arasında imzalandığı, diğer davalıların genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı, toplam kefalet miktarının 18.750.000,00-TL olduğu görülmüştür. .......
Davalı vekili, davacının davadışı ... ile imzalanan 27.08.2010 ve 23.02.2011 tarihli genel kredi sözleşmelerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatının bulunduğunu, genel kredi sözleşmesinin cari hesap şeklinde işleyen kredi sözleşmesi olup, bankanın, sözleşmenin geçerlilik süresi içinde ve kararlaştırılmış limit içinde vereceği krediyi sürekli tekrarlamakta olduğunu, kefilin süresiz olarak bu krediye kefil olmuş olduğunu, davacının imzalanan genel kredi sözleşmeleri kapsamında davadışı ...’ın kullandığı diğer kredi ve borçlardan da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, davacının gönderilen ihtarnameye de itiraz etmediğini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Dava genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın kefaleti bulunan davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK 583.maddesinde kefaletin şekil yönünden geçerlilik şartları sayılmıştır. Buna göre ''kefilin sorumlu olduğu azami miktarı,kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kendi kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi'' şarttır. Yanlar arasındaki 26.04.2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki davalı adına atılan kefalet imzasının geçerli olup olmadığının tespiti için yasanın aradığı şartlar yönünden inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
in kefil sıfatıyla imzası bulunan 13.05.2014, 29.04.2016, 05.12.2016 ve 25.04.2017 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılmış olan krediler sebebiyle borçlu olmaya devam edeceği ancak kefaleti olmayan 20.06.2018 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan krediler sebebiyle sorumlu olmayacağı, davacı ... ...'...
İcra Müdürlüğünün ... esas numaralı dosyasından başlatılan takibin bu dosyadan 03.11.2017 tarihinde düzenlenmiş aciz vesikasına konu alacağın 18.03.2005 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca ... Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'ne kullandırılan 11893 sayılı borçlu cari hesaptan doğan borcun tahsili amacıyla yapıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, öte yandan, Alacaklı Banka vekilinin 12.02.2020 havale tarihli dilekçesinde, 18.03.2005 tarih 30.000,00 TL limitli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında doğmuş 11893 numaralı borçlu cari kredi hesabından doğan borç için ... 12. Noterliği'nin 05.04.2006 tarih, ... yevmiye numaralı ihtarının gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını beyan ettiği, bu belirlemeler çerçevesinde .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından başlatılan takibin 18.03.2005 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca ......
İcra Müdürlüğünün ... esas numaralı dosyasından başlatılan takibin bu dosyadan 03.11.2017 tarihinde düzenlenmiş aciz vesikasına konu alacağın 18.03.2005 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca ... Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'ne kullandırılan ... sayılı borçlu cari hesaptan doğan borcun tahsili amacıyla yapıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, öte yandan, Alacaklı Banka vekilinin 12.02.2020 havale tarihli dilekçesinde, 18.03.2005 tarih 30.000,00 TL limitli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında doğmuş ... numaralı borçlu cari kredi hesabından doğan borç için ... 12. Noterliği'nin 05.04.2006 tarih, 8431 yevmiye numaralı ihtarının gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını beyan ettiği, bu belirlemeler çerçevesinde .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasından başlatılan takibin 18.03.2005 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi uyarınca ......
Davacı, anılan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun tamamen ödendiğini ve bononun iade edildiğini borcun ödenmesinden sonra banka ile borçlu şirket arasında 22.11.2010 tarihinde 3.000.000,00 USD bedelli yeni bir genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, bu genel kredi sözleşmesine davacının kefil olmadığını, davacı dışında başka kefillerle sözleşme yapıldığını, bu genel kredi sözleşmesi kapsamında aynı bedelle yeni bir bono alındığını, takip konusu borcun bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürerek menfi tespit talep etmiştir. Davalı ise alacağı temlik aldığını ve 2006 yılındaki genel kredi sözleşmesini 20. Maddesinde, bu sözleşmeden önce doğmuş doğacak borçlar için davacının kefil olduğunu, bu kefaletin daha sonraki genel kredi sözleşmesini de kapsadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı (temlik eden banka) tarafından 05.08.2013 tarihinde İstanbul 14....
Davacı, anılan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun tamamen ödendiğini ve bononun iade edildiğini borcun ödenmesinden sonra banka ile borçlu şirket arasında 22.11.2010 tarihinde 3.000.000,00 USD bedelli yeni bir genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, bu genel kredi sözleşmesine davacının kefil olmadığını, davacı dışında başka kefillerle sözleşme yapıldığını, bu genel kredi sözleşmesi kapsamında aynı bedelle yeni bir bono alındığını, takip konusu borcun bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürerek menfi tespit talep etmiştir. Davalı ise alacağı temlik aldığını ve 2006 yılındaki genel kredi sözleşmesini 20. Maddesinde, bu sözleşmeden önce doğmuş doğacak borçlar için davacının kefil olduğunu, bu kefaletin daha sonraki genel kredi sözleşmesini de kapsadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı (temlik eden banka) tarafından 05.08.2013 tarihinde İstanbul .... İcra müdürlüğünün ......
- KARAR - Davacı vekili, kredi kartı üyelik sözleşmesine istinaden müvekkili banka tarafından davalıya kredi kartı verildiğini, kredi kartı harcamalarının ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunduğunu, 21.191,46 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yapılan ödemelerin borçtan mahsup edilmediğini, borca uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu, sözleşmenin genel işlem şartlarına aykırı bulunduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir....