DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; genel kredi sözleşmesine kefalet iddiasına dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı; iddiasını genel kredi sözleşmesine ve kefaletnameye dayandırmış, davalı ise imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur. İmzanın davalıya ait olduğunu ispat yükünün davacıya ait olduğu, bunun tespiti içinde belge asıllarının ibrazının gerektiği, davacı tarafından bu belgeler sunulmadığı gibi ... A.Ş. Tarafından da belgelerin bulunamadığının bildirildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, imzanın davalıya ait olduğu ispatlanamadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Oysa ilk takip kambiyo senetlerine dayalı, ikinci takip ise genel kredi sözleşmesine dayalı olup, takip dayanakları farklıdır. Takiplerde tahsilde tekerrür kaydının konulmamış olması iki ayrı nedene dayalı takip yapılmasına engel teşkil etmez. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile takip tarihi itibariyle banka alacağı saptanıp, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
tarihli ve 150.000,00 TL bedelli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi uyarınca”denildiği, ancak dosyaya sunulan ve taraflar arasında imzalanmış Genel Kredi Sözleşmesinin 21.06.2019 tarihli ve 100.000,00 TL limitli olduğu, tarafımızca işbu raporda yapılan incelemenin ve hesaplamanın da dosyaya sunulmuş 21.06.2019 tarihli ve 100.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesine göre yapıldığı görüş ve kanaatine varıldığını belirtilmiştir....
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili hakkında ... tarafından genel kredi sözleşmesi ve ihtarname dayanak gösterilerek icra takibine geçildiğini, genel kredi sözleşmesinde ... Ltd....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/149 E. sayılı dosyasında müvekkilinin imzası ve dolayısıyla sorumluluğu bulunmayan 09.11.2004 tarihli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak müvekkili ve diğer borçlular aleyhine başlatılan haksız ve kötüniyetli ilamlı icra takibi altında müvekkilinin 16.147,30 TL ödemek durumunda kaldığını ileri sürerek, müvekkilinin anılan icra dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ödemek zorunda kaldığı 16.147,30 TL'nin takip talebindeki(yıllık %14) faiz oranı üzerinden davalıdan tahsiline ve davalı aleyhine haksız tahsil edilen miktar üzerinden %40 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; icra takibine dayanak kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının 14.05.2012 tarihli ......
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davalıya ticari kredi ve ticari kredi kartı kullandırıldığını borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide olunduğunu 137.950,19 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı bankanın icra takip tarihi itibariyle toplam 73.351,77 TL alacaklı olduğu, akdi ve temerrüd faizinin TBK’nun 88 ve 120 maddelerine göre belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında düzenlenen 12.03.2009 tarihli “ Genel Kredi Sözleşmesi” ticari niteliktedir....
nin, 26/04/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği müvekkile olan ticari kredi borçlarına karşılık keşide edilerek verildiğini, teminat senedi olmadığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı ... Varlık Yönetim A.Ş vekili, davalı bankadan alacağın temlik alındığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesine uygun olarak icra takibi yapıldığı, davacının talebinin ise bundan dolayı borçlu olmadığının tespiti olmayıp, takibe konu senedin teminat senedi olduğu ve bireysel tüketici kredisinin teminatı olarak verildiğine ilişkin olduğu, davacının bu iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İş Mahkemesi Dava, çalışma sürelerinin iptaline ilişkin, Kurum işleminin iptali boçlu olmadığının ve iadeye yükümlü olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kuırum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
nın çektiği kredilere davadışı ... ve davalının kefil olması ve oğlunun kredi borçlarını ödememesi nedeni ile kefillerin borcu ödemek zorunda kalmaları nedeniyle hile ile müvekkilinden senet aldıklarını, boş kısımları davalının doldurduğunu, müvekkilinin parmak izi ve imzası bulunan senedin okuma- yazma bilmediği ve HUMK.nun 297. maddesindeki gerekli koşulları taşımadığı için geçerli olmadığını, girişilen icra takibinin haksız olduğunu ileri sürerek müvekkilinin boçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
. - 2020/349 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka ile dava dışı şirket arasında yapılan Genel Kredi Sözleşmesini kefil olarak imzalamadığı halde davalının kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yaptığını ileri sürerek İzmir 13. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5132 sayılı dosyasında yapılan icra takibinden dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmedeki kefil imzasının davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....