Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince; davacı tarafın dava konusu bononun teminat amacıyla verildiğini iddia ettiği, davalı tarafın ise genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmesinin temini amacıyla verilen bonodan söz ettiği, bu bononun teminat bonosu olup olmadığının genel kredi sözleşmesi ile birlikte değerlendirilmesinin gerektiği, bonoya ilişkin talepler ile genel kredi sözleşmesine ve finansal kiralama sözleşmesi ile finansal kiralama ek sözleşmesine ilişkin talepler arasında sıkı bağ bulunduğu, davacının bu sözleşmeler ve bonodan dolayı davalı bankaya borçlu olup olmadığının tespiti için bonoya ilişkin talepler ile sözleşmelere ilişkin taleplerin birlikte değerlendirilmesinde usul ekonomisi açısından faydalı görüldüğü, gerekçeleriyle yetkisizlik kararı verdiği anlaşılmıştır....

İlk derece mahkemesince; davacı tarafın dava konusu bononun teminat amacıyla verildiğini iddia ettiği, davalı tarafın ise genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmesinin temini amacıyla verilen bonodan söz ettiği, bu bononun teminat bonosu olup olmadığının genel kredi sözleşmesi ile birlikte değerlendirilmesinin gerektiği, bonoya ilişkin talepler ile genel kredi sözleşmesine ve finansal kiralama sözleşmesi ile finansal kiralama ek sözleşmesine ilişkin talepler arasında sıkı bağ bulunduğu, davacının bu sözleşmeler ve bonodan dolayı davalı bankaya borçlu olup olmadığının tespiti için bonoya ilişkin talepler ile sözleşmelere ilişkin taleplerin birlikte değerlendirilmesinde usul ekonomisi açısından faydalı görüldüğü, gerekçeleriyle yetkisizlik kararı verdiği anlaşılmıştır....

    Mahkemece: davanın ticari genel kredi kullanımı sonrasında müteselsil kefilin asıl borçlu tarafından geri ödemelerinin yapılmaması iddiasına dayalı takibe itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkin olduğu, davanın yasal süre içerisinde açıldığı, uzman bilirkişiden alınan rapor hüküm kurmaya elverişli ve gerekçeli bulunmakla karara dayanak alındığı, alınan 12/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda; takip konusu borcun genel kredi kapsamında bulunmadığının, kefaletin de bağımsız olarak düzenlendiğinin bildirilerek kefilin borçtan sorumluluğunun bulunmadığı açıklandığı, dava dışı asıl borçlu ile birlikte kefile yapılan takipte genel kredi sözleşmesi düzenlendikten sonra bağımsız olarak düzenlenen kefalet akdinin bu sözleşme için kefalet hükmü taşısa da dava ve takip konusu borca dayanak 39....13 nolu kredi için "kredi üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti" gösterilmiş olduğundan bu borç ilişkisinin temelde farklı dayanaklarının bulunduğu, davacı tarafça genel kredi için verilen kefaletin...

      Mahkemece, davacının 19.03.2007 tarihli ortaklar kurulu kararı ve hisse devri ile şirket ortaklığından ayrıldığı, kararın 22.03.2007 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davaya konu teşkil eden genel kredi sözleşmesinin ise 28.03.2007 tarihinde imzalandığı, dolayısıyla davacının şirket ortaklığından resmen ayrıldıktan sonra genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı, ayrıca taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde kefilin kefaletten kurtulma imkanı veren haklardan feragat ettiği, kefalet sözleşmesinin niteliği gereği iş bu kredi sözleşmesine kefil olması için şirket ortağı olması gerekmediği gibi, sözleşmenin imzalandığı tarihte şirket ortağı olmamakla birlikte bir an için aksi düşünülse dahi şirket ortaklığından ayrılmasının kefalet ilişkisini de sona erdirmeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Bu kapsamda, davacının Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletin yasanın aradığı şekil şartlarını taşımadığından bahisle geçersiz olduğu ve genel kredi sözleşmesi nedeniyle davacıya borçlu olmadığına yönelik talebinde haklı olduğu sonucuna ulaşılarak, bu talep bakımından, davacının, dava konusu 03/03/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunun tespiti ile; bu genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın davadaki ikinci talebi, Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletinin geçersizliği nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibi nedeniyle kefaletinin geçersizliğinin tespiti ile icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitidir. Öncelikle İpotek kavramını kısaca açıklarsak; Alacakların güvence altına alınması özel hukukun temel amaçları arasında yer alır. Bu amaç doğrultusunda ortaya çıkan güvence araçları özel hukukta şahsi ve ayni güvence olmak üzere ikiye ayrılır....

          Somut olayda, Genel Kredi Sözleşmesindeki davacının kefaletinin, 6098 sayılı TBK'nın m. 583 hükmü uyarınca, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile müteselsil ibarelerinin davacının eli ürünü olmadığının tespit olması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda, davacının Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletin yasanın aradığı şekil şartlarını taşımadığından bahisle geçersiz olduğu ve genel kredi sözleşmesi nedeniyle davacıya borçlu olmadığına yönelik talebinde haklı olduğu sonucuna ulaşılarak, bu talep bakımından, davacının, dava konusu 03/03/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunun tespiti ile; bu genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki boçlu olmadığının tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı davalılardan ...’e ait işyerinde işçi olarak çalıştığını , işten ayrılmak isteyince davalı tarafından kendisine senet imzalattırıp bu senedi diğer davalıya ciro ettiğini iddia ederek senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı ..., davacının işçi olarak işyerinde çalıştığını ancak deneme süresinde olduğu için sigortasını başlatmadığını, diğer davalıya verilmek üzere davacıya teslim edilen paranın verilmemesi nedeniyle senet düzenlendiğini savunmuş, diğer davalı da davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davalılardan ......

            Takipte talep edilen alacak miktarı ile senet bedelinin farklı olması tek başına senedin genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğu sonucunu doğurmayacaktır. Öte yandan işbu dava konusu icra takibi senede dayalı olarak yapılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere senet, davacının, senedin müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığından genel kredi sözleşmesinde yer alan davacı kefaletinin geçerli olup olmadığının değerlendirilmesinin sonuca bir etkisi bulunmamaktadır....

            Takipte talep edilen alacak miktarı ile senet bedelinin farklı olması tek başına senedin genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğu sonucunu doğurmayacaktır. Öte yandan işbu dava konusu icra takibi senede dayalı olarak yapılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere senet, davacının, senedin müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığından genel kredi sözleşmesinde yer alan davacı kefaletinin geçerli olup olmadığının değerlendirilmesinin sonuca bir etkisi bulunmamaktadır....

              kalemi olarak hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, asıl borçlu tarafından yapılan ödemelerden / kredi kullandırım miktarlarından kesinti yapılan farklı borç kalemlerinin de asıl borçlu bakımından alacak kalemi olarak hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, genel işlem koşulunun reddi halinde TBK da yer alan faize ilişkin sınırlamaların uygulanmasını, asıl borçlunun davalıya borçlu olmayacağı açıkça ortaya çıkacağından davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine, yapılan fazla ödemenin tespiti halinde istirdadına alacağın '% 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davacı yana dava giderlerini karşılayacak ekonomik güçten yoksun olup adli yardım talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu