Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu ve payına düşen aidat, yol katılım payı, çevre ve temizlik vergilerinin tahsili amacıyla 4.225,60 TL asıl ve 7.844,89 TL gecikmiş faiz alacağı için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı kooperatif üzerinde kayıtlı bulunan taşınmazlara ait vergilerin, ... ve ... gibi kurumlara yaptırılan altyapı hizmetlerinden kaynaklanan giderlerin kooperatif tarafından karşılandığı, bu bakımdan davalının bu giderlerden payına düşen miktarı ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle, itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

    Somut olayda, usulsüz tebligat şikayeti, gecikmiş itiraz ile yeniden kapak hesabı yapılması şikayeti yönünden Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği ve kıymet takdirine itiraz ile satışın durdurulmasına ilişkin şikayetin ise İİK'nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere konu itibariyle KESİN nitelikte olduğu anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 18/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/05/2023 NUMARASI : 2022/204 ESAS - 2023/112 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin takibe konu borcu ödediğini, kanuni süre içinde itirazda bulunamadığından gecikmiş itirazda bulunduklarını, imzaya ve borca itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili; davanın reddini talep etmiş, Mahkeme; davanın reddine karar vermiş, davacı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 6763 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile değişik İİK'nın 363/1. maddesindeki parasal kesinlik sınırının, aynı Kanunun Ek 1/1. maddesi uyarınca yeniden değerleme...

      Her ne kadar borçlu icra mahkemesine gecikmiş itiraz olarak başvurmuş ise de, itiraz dilekçesi içeriğine ve talebin ileri sürülüş şekline göre başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca; borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Borçlu şikayet dilekçesinde; öğrenme tarihinin 02.04.2015 tarihi olduğunu, bir başka anlatımla tebligattan anılan tarihte haberdar olduğunu bildirmiş, icra mahkemesine ise bu tarihten itibaren İİK.nun 16/ 1. maddesinde belirtilen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 10.04.2015 tarihinde başvurmuştur. Bu durumda, mahkemece, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

        Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda; Şikayetçi borçlunun mernis adresine çıkartılan tebligatın bila dönmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunun 21/2 maddesindeki şerhi içeren tebligat çıkartılmış olup, tebligatın yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı,usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı tespiti üzerine;"...Ancak, dava dilekçesinde terditli olarak gecikmiş itiraz talebinde de bulunulmuştur...davacı Türkiye'den 16.11.2019 tarihinde çıkış yapmış olup, tebligatın yapıldığı 31.12.2019 tarihinde yurtdışındadır. 26.03.2021 tarihi itibariyle Türkiye'ye giriş yapmıştır. Şikayetin yapıldığı 30.01.2020 tarihi itibariyle davacı yurtdışında olup, dava dilekçesindeki beyanına göre, tebligattan yan binada oturan oğlunun tesadüfen muhtarlığa gitmesi ile 27.01.2020 tarihinde haberdar olmuştur. Bu beyanın aksine davacının tebligattan daha önce haberdar olduğuna dair bir delil dosyaya sunulmamıştır....

          Marmaris İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda Davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulü ile davacıya yapılan ödeme emrinin tebliğ tarihinin davacının öğrenme tarihi olan 14.09.2020 olarak düzeltilmesine, Davacı her ne kadar gecikmiş itirazda bulunmuş ise de gecikmiş itirazın şartları oluşmadığından reddine, Davacının borca ilişkin yapmış olduğu itirazın İcra Müdürlüğüne yapması gerektiğinden bahisle borca itirazın reddine karar verilmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/742 Esas KARAR NO : 2021/365 DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz DAVA TARİHİ : 21/12/2020 KARAR TARİHİ : 03/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 01/09/2020 tarihinde MERSİS sistemi üzerinden kendisinin kurucusu, Yönetim Kurulu Başkanı ve münferiden temsile yetkili olduğu ... Alacak Yönetimi Danışmanlık Ve Destek Hizmetleri Anonim Şirketi'nin kuruluş başvurusunun yapıldığını, davalı ...'...

            İcra Dairesi 2021/5371 sayılı takip dosyası ile başlatılmış olan icra takip dosyasından kiracıya ödeme emri gönderildiğini ve kiracının söz konusu ödeme emrine kanuni süresi içinde icra emrine itiraz etmediğini ve iş bu davaya gecikmiş itiraz başvurusunda bulunduğunu, borçlunun dava dilekçesince "usulsüz yapılan tebligat talebiyle ödeme emrinin iptaline,tebligatın usulsüzlüğünbe ilişkin talebin kabul görmemesi halinde ise gecikmiş itirazın kabulüne" karar verilmesini talep etmiş olup, söz konusu talebin usule ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun olarak borçlu vekiline tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. İstanbul 24....

            İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/03/2021 NUMARASI : 2020/602 ESAS- 2021/196 KARAR DAVA KONUSU : İTİRAZ (İCRA TAKİBİNE GECİKMİŞ İTİRAZ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Covid-19 salgını sebebiyle uzun süredir gelemediği Türkiye'ye adına kayıtlı taşınmazların satışı için 08.12.2020 tarihinde geldiğini, aynı gün taşınmazında bulunan haciz sebebiyle takipten haberdar olduğunu, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ile ilgili Bakırköy İcra hukuk mahkemesinde dava açıldığını, takipte alacaklı olarak görünen şahsa müvekkilinin hiçbir borcunun olmadığını beyanla ; borcun tamamına, faize, takibe, tebligata itiraz etmiştir....

            Dosya kapsamından Bakırköy 12.İcra Müdürlüğünün 2016/5435 Esas sayılı dosyasında 11.277,06 TL enerji bedeli, 8.935,95 TL gecikmiş gün faizi 1.608,47 TL faizin KDV si olmak üzere toplam 21.821,48 TL alacağın tahsili istemli icra takibinde bulunduğu, incelenen Bakırköy 8.İcra Müdürlüğünün 2012/10223 esas sayılı dosyası ile de 18/05/2012 tarihinde 11.277,06 TL asıl alacak için icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, bu dosya kapsamında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, bu nedenle itirazın iptali davası açma süresinin başlamadığı, davacı şirketten gönderilen belgelere göre yapılan ilk takibin şirket kayıtlarında belli olduğu, her iki takip dayanağının aynı olduğu görülmüştür. Buna göre yapılan değerlendirmede; icra takibinin mükerrer olduğu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, ilk takipten açıkça feragat edilmediği sürece yeni bir takip yapılamaz. Bu nedenle mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur....

            UYAP Entegrasyonu