Bu altı koşul yerine getirilmeden, İİK’nın 65.maddesinden kaynaklanan itirazın esastan görülebilmesi veya tartışılması olanaksızdır. Öteki deyişle, İİK’nın 65/1.maddesi gereğince öne sürülen talebin esastan görülebilmesi, İİK’nın 65/2.maddesinde sayılarak sınırlanan altı koşulun eş zamanlı olarak davanın şahsından, davacı yararına gerçekleşmesi gerekli ve zorunludur. İİK 65/2.maddesi ayrıca davanın görülebilmesi için müterize dayandığı sebep ve gerekçelerle eşleşen onların teyidine özgülenen kanıtların teşhis ve tanınması için asgari bir yükümlülük yüklemiştir....
borca itirazın süreden reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı, gecikmiş itiraz yönünden değerlendirme yapıldığında; İİK'nun 65. maddesine göre borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevrilme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebileceğinin öngörüldüğü, aynı maddenin 2. fıkrasında ise borçlunun maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde mazeretini gösterir deliller ile birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye mecbur olduğu düzenlenmiş olup, somut olayda dava dilekçesinde herhangi bir mani sebebi ortaya konulmadığı gibi buna ilişkin delillerin de gösterilmediği, bu şekilde gecikmiş itiraz koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, gecikmiş itirazın reddine şeklinde karar verilmesi gerekirken itirazın borca itiraz olarak kabul edilmesi doğru bulunmamıştır....
Borçlunun takip dosyasına 12.12.2013 tarihli itiraz dilekçesi sunduğu ve ödeme emri tebligatından bu tarihte haberdar olduğu, ancak (7) günlük yasal süreyi geçirdikten sonra, 26.01.2015 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunduğu görülmektedir. Öte yandan borçlu tarafından gecikmiş itirazda bulunulduğu belirtilmişse de; olayda, İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itirazın koşullarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK'nun 62. maddesi uyarınca, genel haciz yoluyla yapılan icra takibinde, yetki itirazı dahil her türlü itirazın, borçlu tarafından, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine yapılması gerekir. O halde mahkemece yukarıda belirtilen sebeplerle istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının esastan incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
Maddesi kapsamında şikayet olup, bu yöndeki şikayet aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Somut olayda borçlunun İcra Müdürlüğü'nün 2015/3369 Esas sayılı icra takip dosyasına 25.02.2015 tarihinde verdiği dilekçe ile itiraz ettiği görülmektedir. Buna göre borçlunun en geç bu tarihte tarihinde icra takibi ve ödeme emri tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, icra mahkemesine 06.04.2015 tarihinde yaptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. Kaldı ki, borçlunun başvurusu bir an için gecikmiş itiraz olarak değerlendirilse dahi İİK'nun 65/2. maddesi uyarınca gecikmiş itirazın maninin kalktığı tarihten itibaren üç günlük sürede yapılması gerekip, şikayetçi borçlu 23.02.2015 tarihinde Türkiye'ye giriş yaptığını bildirdiğine göre, bu tarihe göre 06.04.2015 tarihinde yaptığı başvuru yine yasal üç günlük sürede değildir....
Takip alacaklısı tarafından, geminin yakıt borcu nedeniyle taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığı, şikayetçi borçlunun icra dairesinde verdiği itiraz dilekçesi ile 30.04.2012 tarihinde borca ve rehin hakkına itiraz ettiği görülmektedir. İİK.nun 65. maddesine göre gecikmiş itirazda bulunulabilmesi için tebligatın usulüne uygun yapılmış olması koşulu arandığından somut olayda başvurunun gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Takibin şekline göre borca rehin hakkına karşı tüm itiraz ve şikayetlerin ödene emri tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir....
Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile 08/10/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmiş, davalı taraf şikayetin gecikmiş itiraza yönelik olduğunu, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir. İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak, borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini aynen tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin ödeme emrini tebellüğ ettiği tarihte covid-19 hastalığı nedeniyle karantinada olduğunu, yasal karantina süresi bittiği tarihte icra müdürlüğüne itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünce yapılan yönlendirme doğrultusunda gecikmiş itirazlarını icra müdürlüğüne yaptıklarını, İİK'nun 65.maddesi uyarınca gecikmiş itirazın icra mahkemesine yapılması gerektiğini, zira gecikmenin geçerli sebeplere dayanıp dayanmadığının takdirinin hakime ait olduğunu, ancak gecikmiş itiraz kabule şayan ise halihazırda bu itirazı kabul etmiş olan icra müdürlüğü kararının icra mahkemesi hakimi eliyle ortadan kaldırmanın maddi hukukun gereklerine ve hakkaniyete aykırı bir neticenin ortaya çıkmasına sebebiyet vereceğini, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince; davacıya ödeme emrinin 11.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, mahkemeye ise 09.11.2020 tarihinde yasal yedi günlük süreden sonra dava açıldığı, itiraz müessesesi için İİK'nun 65 maddesinde gecikmiş itiraz kurumu düzenlenmiş ise de, şikayet için böyle bir kurumun mevcut olmadığı gerekçesi ile şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin iptali talepli davanın incelenebilmesi için, öncelikle usulüne uygun ve geçerli bir ödeme emrinin bulunması gerektiğini, Kocaeli 3....
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. Somut olayda; borçlu ...'e yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı, ancak Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 25.12.2015 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüz olup, başvuru bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir....
GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde, alacaklı tarafça borçlu davacı hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu davacıya TK'nun 21/1 maddesi gereğince tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. İİK'nun 65....