İlk derece Mahkemesi; davacıya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davanın İİK'nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraza ilişkin olduğu, dosyaya sunulan Prof.Dr....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine 01/09/2022 tarihli tahliye taahhütnamesine dayanılarak takip başlatıldığı, davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ödeme emrinin iptali ve İİK 65.madde kapsamında gecikmiş itirazın kabulü ile tahliye taahhütnamesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı iddiasıyla takibin durdurulmasını istediği, her ne kadar dava dilekçesinde gecikmiş itirazın da kabulü istenilmişse de gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için ödeme emrinin muhatabına usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiği, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi ödeme emrinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, dilekçede gecikmiş itirazdan bahsedilmesi hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesi anlamına gelmediği, TK 21/1.maddeye uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edilmediği, takibin konusu itibariyle de itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiği anlaşılmakla mahkeme...
İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. Somut olayda; borçlu ...'e yapılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapıldığı, ancak Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin "tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunlu olduğundan ve şikayete konu 26.04.2016 tebliğ tarihli ödeme emri tebliğ evrakında bu kaydın bulunmadığı anlaşıldığından tebliğ işlemi usulsüzdür....
Borçlu şirket yetkilisi icra mahkemesine başvurusunda tebliğ tarihinde cezaevinde olması nedeniyle takibe itiraz edemediğini ileri sürdüğüne göre başvuru bu hali ile İİK'nın 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazdır....
İİK'nın 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda artık alacaklı itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. Somut olayda, davacının ödeme emri tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu, bu nedenle tebligatların geçersiz olduğunu beyan ettiği, ancak yapılan tebligatların usulüne uygun olduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun, mazereti yurt dışından döndüğü 21/07/2020 tarihinde son bulmuş olup, 07/09/2020 tarihinde yapılan itiraz İİK'nın 65. maddesinde öngörülen yasal üç günlük sürede yapılmamıştır....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258E.-1991/344 K.). Yapılan tebligatın usulüne uygun yapıldığının kabulü halinde ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz Dava, İcra İflas Kanununun 65.maddesi uyarınca gecikmiş itiraz nedeni ile takibin durdurulması istemine ilişkindir. İcra Mahkemesince isteğin reddine karar verilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü dairemizin görevi dahilinde olmayıp, 12.Hukuk Dairesinin görevindedir. Ancak, 12. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden, uyuşmazlığın çözümünde görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25/06/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sözkonusu tebligat bu hali ile 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2 maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı). O halde, mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığından bahisle ret kararı verilmesi isabetsizdir....
İİKnun 269/2 maddesinde ''borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır '', İİKnun 269/b maddesinde de “Borçlu itirazında kira akdini ve varsa mukavelenamede kendisine izafe olunan imzayı reddettiği takdirde alacaklı; noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tastik edilmiş bir mukavelenameye istinat ediyorsa merciden itirazın kaldırılmasını ve ihtar müddeti içinde paranın ödenmemesi sebebiyle kiralananın tahliyesini istiyebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Davalı borçlunun 15/01/2015 tarihli itiraz dilekçesinde yer alan “alacaklı taraf ile aramızda imzalanmış herhangi bir kira akdi bulunmamaktadır” beyanı İİKnun 269/2. maddesi uyarınca açıkça imzaya itiraz niteliğinde olup uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirir. Bu nedenle dar yetkili icra mahkemesi uyuşmazlık hakkında karar veremez....
İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. İcra hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celse de alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir. Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....