Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Dava, arsa sahibi ve yüklenici arasında biçimine uygun düzenlenen 01.09.2010 günlü kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan 8 numaralı bağımsız bölümün gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Dan. işletmesi sahibi ...arasında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunmadığı gibi, bu davanın tarafları arasında imzalanan düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kefil, garanti ya da başkasının fiilini üstlenme taahhüdüde yer almadığından bu davalı hakkındaki davanın taraf sıfatı (pasif husumet) yokluğundan reddi gerekmektedir. Davacı yüklenici ... Oto. Oto Yedek Parça Kiralama... Tarım Tic. İth. İhr. Ltd. Şti. ile ilgili olarak da; davacının da taraf olduğu bu davalı ile ... 8. Noterliği'nde imzalanan 21.07.2014 gün ve ve 11660 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, davacı arsa (kat maliki) sahibine ayrıca 50.000,00 TL nakit bedel ödeneceğine dair bir hüküm yer almaktadır....
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden; davalı arsa sahiplerinin 28.05.2003 tarihli ihtarnameyle 07.03.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshettikleri, davalı yüklenicinin de arsa sahipleri tarafından açılan ... 12.Asliye Hukuk Mahkemesin 2003/945 esasında kayıtlı davaya verdiği cevapta ve birleşen davasında sözleşmenin haksız fesih sebebiyle müspet zararını istediği, böylelikle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi taraf iradelerinin fesihte birleştiği anlaşılmaktadır. Orta yerde, ileriye etkili sonuçlar doğuracak şekilde yapılmış fesih bulunmadığına, yüklenici tazminat isteyerek feshe rıza gösterdiğine göre davacı, feshedilen sözleşmeye ve fesih doğrultusunda irade açıklayan yüklenicinin temlik işlemine dayanarak mülkiyet aktarımı isteyemez. Ancak, 23.09.2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yüklenici tarafından ifa edilmediğinden Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak yükleniciden ademi ifa sebebiyle tazminat talebinde bulunabilir....
Arsa payı karşılığı inşaat yapımı ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri tapuda pay devrini içerdiğinden geçerliliği 743 sayılı MK'nun 634, 4721 sayılı TMK'nun 706, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 213, 6098 sayılı TBK'nun 237, Noterlik Kanunu'nun 60 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri gereğince noterde düzenleme (resmi) şekilde yapılmasına bağlıdır. Dolayısıyla bu sözleşmeden dönmek ya da fesih etmek isteyen tarafın karşı tarafın kabul etmemesi ve karşı çıkması halinde mahkeme kararına ihtiyacı vardır. Başka bir anlatımla arsa payı karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmelerinin taraf iradelerinin birleşmemesi halinde mahkeme kararı ile feshi mümkündür. Fesih davasında da sözleşmenin tüm taraflarının ve arsa sahiplerinin tamamının yer alması zorunludur. (Medeni Kanun'un 625/II, TMK'nın 692. maddeleri ile Yargıtay 15....
Davada dayanılan 18.10.1995 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu 2805 sayılı parselde yapılacak inşaatın A bloktaki 6. kat, denize bakan dairedir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 2805 sayılı parselin imar sonucu 986 ada 1 parsele gittiği, bu parselin ifraz edilerek 986 ada 3 ve 4 parselleri oluşturduğu, 986 ada 3 parselin tam hisse olarak davalı ... adına arsa niteliği ile kayıtlı olduğu; 4 parsel üzerinde ise inşaat yapıldığı, kat irtifakının kurulduğu, bu parselde davalının payı olmadığı anlaşılmaktadır. Görülüyor ki üzerine inşaat yapılan ve kat irtifakı tesis edilen 4 parselde davalının davacıya mülkiyeti nakledilecek bir payı yoktur. Başka bir anlatımla, satış vaadi sözleşmesine konu “A bloktaki 6. kat denize bakan daire” mülkiyetinin davacıya geçirilmesi olanaksızdır. 18.10.1995 tarihli satış vaadi sözleşmesinin aynen ifası mümkün olmadığından davacı bu sözleşmeye dayanarak mülkiyet aktarımı isteyemez....
Noterliğinin 18 Şubat 2010 tarih ... yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, tazminat istemine yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2) Davalı vekilinin temyiz itirazları bakımından; taraflar arasında 18.02.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmiş, sözleşmenin akdinden itibaren yirmi ay içinde inşaatın teslim edileceği kararlaştırılmıştır....
Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi, ilk derece mahkemesi kararını usul ve hukuka uygun bulunarak istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Davacı bu kez, yine sözleşmeye dayalı olarak edindiğini belirttiği taşınmaz ile menfaat bağlantısının bulunduğunu ve ayrıca menfaat durumunu ortaya koyabilmek için açtığı tespit davasının davaya olan etkisinin istinaf aşamasında dikkate alınmadığını, değerlendirmediğini; mülkiyet hakkının kısıtlandığını ileri sürerek adli yargıda açılan davaların yargılama süreçlerinden de söz ederek kararın bozulmasını talep etmiştir. Olayda, Mahkeme kararında belirtildiği gibi, üzerine haciz şerhi tescil edilen taşınmazın tapu kayıtlarında mülkiyetin davacıya ait olmadığı ve taşınmaz satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesinin de gayrimenkul siciline şerh edilmediği sabittir. Davacı üzerine haciz şerhi konulan taşınmazla olan bağlantısını satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesi ile ortaya koyarak dava açmıştır....
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, arsa sahibi veya sahipleri ile yüklenici arasında yapılan ve eser sözleşmelerinin bir türü olup, yüklenici bina yapım işini üstlenmekte, yüklenicinin finansını sağlayarak yapacağı bu binaya karşılık arsa sahibi de ona kararlaştırılan arsa payı mülkiyetini geçirmektedir. Bu niteliği itibariyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri iki tipli karma bir sözleşmedir. Burada, eser sözleşmesinin konusu olan inşaat yapma edimi ile taşınmaz satım sözleşmesindeki mülkiyet nakli edimi bir araya gelmiştir....
-K A R A R- Davacı, davalı yüklenici ile aralarında davacının da bulunduğu arsa sahipleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin yüklenici tarafından tapuya şerh edildiğini, davacının ... nolu bağımsız bölümün sahibi olduğunu, dairesini satmak istediği halde tapu kaydı üzerinde bulunan gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhi nedeniyle alacaklının bankadan kredi alamaması nedeniyle satışı yapamadığını, inşaatın bitmiş olmasına rağmen şerhi koyan davalının şerhin kaldırılmasına yanaşmadığı için şerhin kaldırılmadığını ileri sürerek, ... nolu bağımsız bölüm üzerinde bulunan şerhin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında görülmekte olan ... ayrı davanın halen derdest olduğunu, davalar sonuçlanmadan mevcut davanın dinlenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....