Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Termal Tatil Köyünden" 84.000,00-TL bedel mukabilinde 1/36 Hisseli 10 Adet Gayrimenkul satın aldığını, ödemesini yaptığını, devremülk hakkı satışına konu olan 1/36 Hisseli 10 Adet Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin 634 Sayılı KMK.'nın 57 ila 65. maddeleri ile 4721 Sayılı TMK.'...

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 21.03.2001 tarih ve 2001/17E., 2001/50 K. sayılı ilamı ile ... temsilci olarak atanmıştır. Asıl ve birleştirilen davada davalı, vekaletname ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin yasal koşullarını taşıdığını, sözleşmenin yerine getirilmesi için temliklerin yapıldığını, satış bedellerinin ödendiğini, iddiaların yerinde olmadığını belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl ve birleştirilen davada iddiaların ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...vekâletnamede vekaletin ölümden sonrada devam edeceğine dair bir düzenleme yer almadığı ve hâlin gerektirdiği bir zorunluluk da bulunmadığı gözetilerek birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmi şekilde düzenlenmiş olmalarına bağlı olduğu, davacının iddiasına dayanak olarak resmi şekilde yapılmış bir sözleşmeyi ibraz edemediği, dolayısıyla taraflar arasında resmi şekilde düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin varlığının ve buna istinaden davalıya bedel ödendiğinin kanıtlanamadığı, davacının yemin hakkını kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 08/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkilinin sadece ipoteğin fekkini talep etmediğini, aynı zamanda tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edildiğini, nitekim müvekkili tüketici olup, genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, genel kredi sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmediği gibi, bu sözleşmeden kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda herhangi bir talepte de bulunmadığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında, davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını belirtmiş ise de, bu hususu gözardı ettiğini ve yine ayrıca tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebini dahi görmediğini, talep konusu sanki sadece ipoteğin ve haczin kaldırılması gibi değerlendirildiğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını, tüketicinin...

        , konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiğini ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğü doğmadığını, dava konusu taşınmaz; üzerinde bulunan takyidatların kabul edilerek devir alındığını, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, ancak taraflar arasında şahsi hak anlamında sonuç doğuracağını belirttiklerini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 Esas, 1988...

        Somut olayda; taşınmaz üzerinde davacılardan T1 lehine 05/07/2018 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şerh edildiği, T2 lehine 12/07/2018 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şerh edildiği, şerhten sonra icra dosyasında 31/05/2019 tarihinde haciz şerhi işlendiği ve taşınmazın haciz şerhinden sonra T1 adına 08/11/2019 tarihinde, T2 adına 08/11/2019 tarihinde bir kısım hisselerinin üzerlerine tescil edildiği anlaşılmış olup, haciz tarihinden önce gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği, haczin sonra konulduğu, hacizden sonra da taşınmazın davacılar adına bir kısım hisselerinin tescil edildiği anlaşıldığından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir iken davanın reddine karar verilmesi hukuken yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle davacıların istinaf talebinin HMK 353/1- b-3 maddesi gereğince kabulüne....

        Şti. yönünden davanın kabulüne, taraflar arasında düzenlenen 11/04/2015 tarih ve İP01-0107 sözleşme nolu ... Palace hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptaline, 9.400,00 TL nin dava tarihinden geçerli ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Davalı ... Otel İşletmeleri Turz. İnş. Tic. A.Ş. yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. Davacı ile 11.04.2015 tarihli ve İP01-0107 nolu geçersiz sözleşmede diğer davalı ... Otel İşletmeleri Tur. İnş. Tic. A.Ş. nin malik-sağlayıcı olarak yer aldığı görülmekle her iki davalı arasında organik bağ bulunduğundan davanın davalı ... Otel İşletmeleri Tur. İnş. Tic. A.Ş. yönünden de diğer davalı ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, davalı ... Otel İşletmeleri Tur. İnş. Tic....

          Akbank T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki davada müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun...

          İlk Derece Mahkemesince; “1- Davanın KABULÜ ile; davacı ile T6 Şirketi arasında akdedilen "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi" başlıklı 25/08/2017 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi Fesih ve Devir Protokolü” başlıklı 23/03/2018 tarihli devir sözleşmesinin GEÇERSİZLİĞİNİN TESPİTİNE, 2- 200.000 TL'nin muacceliyet tarihi olan 16/07/2018 'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte T6 Şirketi 'den tahsili ile davacıya ödenmesine, 3- Taraflar arasında akdedilen "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi" başlıklı sözleşme bedelinin ödenmesi amacıyla düzenlenen; -15/07/2018 vade tarihli 300.000,00- TL bedelli, -15/08/2018 vade tarihli 300.000,00- TL bedelli, -29/08/2018 vade tarihli 300.000,00- TL bedelli, toplam 3 Adet senedin davacı tüketici yönünden İPTALİNE,” karar verilmiş; bu karar davalı banka vekili tarafından istinaf edilmiştir....

          Mahkemece, Açılan davanın kabulüne 03/08/2012 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi başlıklı sözleşmenin iptaline, Davacı tarafın ödemiş olduğu 6.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 03.08.2012 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 03.08.2012 tarihinde devremülk pay vaadi satış sözleşmesi tanzim edildiği, davacının sözleşmeden hiç yararlanmadığı ve süresinde cayma hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu