Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

firması ile akdetmiş olduğu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen teslim tarihinin geçmiş olduğuna ilişkin iddianın tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tahliye davasına konu ettiği taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin dayanağı olan ilk satış vaadi sözleşmesinin "sıhhat şartı" yokluğundan geçersiz olduğu yönündeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu olan yerin, sıhhat şartı yokluğu nedeniyle geçersiz olan bir satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devredildiğini, zira müvekkilinin kullanımda olan dava konusu yerin satışı, önce müvekkili tarafından dava dışı Ali Çağlar'a, alacağının teminatı olarak müzayeka altında vaad edildiğini, Ali Çağlar'ın da işbu geçersiz satış vaadi sözleşmesine dayanarak davacıya satış vaadinde bulunduğunu, dolayısıyla davacının tahliye davasına konu ettiği satış vaadi sözleşmesinin dayandığı ilk satış vaadi sözleşmesi batıl olduğundan ikinci satış vaadi sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, ilk satış vaadi sözleşmesi iki açıdan sıhhat yokluğu nedeniyle geçersiz olduğunu, satış vaadi sözleşmesi, tapu siciline...

Akbank T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki davada müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun...

Tüketici ve Adana 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince devre mülk sözleşmesinin taşınmazın aynına ilişkin olup resmi şekilde yapılması gerektiği, dava konusu sözleşmenin ise adi yazılı şekilde yapıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davacının tüketici konumunda olup uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

    satış vaadi sözleşmesinin iptaline; işbu sözleşmeye istinaden davacının davalıya verdiği, 01.03.2018 vadeli, 55.000 TL tutarlı ve 01.03.2018 vadeli, 3.000 TL tutarlı olmak üzere 2 adet emre muharrer senedin (davacı tüketici yönünden) geçersiz olduğunun tespitine ve bu iki senedin (davacı tüketici yönünden) iptaline" Kararı davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava gayrimenkul satış vadi sözleşmesinin iptali isteğine ilişkin olup hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait olmakla dava dosyasının anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 22.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifasının imkansız olması nedeniyle açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Taraflar arasında yapılan gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince gayrimenkul kendisine teslim edilen davalının ödemelerini aksatması üzerine davacı tarafından sözleşme ihlali sebebiyle el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve sözleşmenin feshi talebinde bulunulması üzerine; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü yönünde karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya kapsamında yer alan 24/11/2018 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi incelendiğinde; söz konusu sözleşmenin 3. maddesine göre gayrimenkulun teslim ve kullanılmasının esaslarının belirlendiği, yine 9. maddesinde sözleşmenin fesih sebebi olarak ödemelerin aksatılmasının belirlendiği ve sözleşmenin feshi halinde gayrimenkulün tahliyesinin sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlendiği, tüm bu düzenlemelere göre; davacı idare tarafından Erzurum 3....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli karar başlıklı ilamın hükmünde hiç bir gerekçenin yer almadığını, dava konusu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olmadığını, İmar Kanunu uyarınca dava konusu taşınmaz gibi imar planı olmayan yerlerde satış vaadi sözleşmesi yapılamayacağını, dosyaya celp edilen tapu ve belediye kayıtlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmaza verasete iştirak halinde birden fazla kişinin malik olduğunu, böyle bir taşınmazda parselasyon ve satış vaadi sözleşmesinin yapılamayacağını, Dava konusu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 07.05.1990 tarihli olduğunu ve on yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin üzerinden tam yirmi yedi yıl geçtikten sonra iş bu davayı açtığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin en önemli sona erme sebeplerinden birinin zamanaşımına uğraması olduğunu, taraflar...

        İpoteğin güvence altına aldığı alacak, ipoteğin sebebini teşkil eden kredi sözleşmelerindeki borcun doğumuna bağlıdır. Bir başka deyişle kredi sözleşmesindeki borç doğmuş, borçluya kredi verilmiş ise ipotek hayatiyet kazanır. Bu nedenledir ki kredi sözleşmesinin borçlusunun ve müşterek borçlu müteselsil kefilin paraya çevrilen (satışı yapılan) taşınmazIa ilgili ipotekle doğrudan ilişkisi vardır. Kredi sözleşmesinin borçlusu ve müşterek borçlu müteselsil kefili durumundaki şahıslar, ipotekli taşınmazın satış bedeli kadar borçtan kurtulurlar, ancak bakiye borç için borçtan şahsen sorumlulukları devam eder. Somut olayda şikayetçi ... satışı yapılan taşınmazın eski malikidir. Takip tarihi itibari ile taşınmazın maliki değil ise de, taşınmazın temin ettiği genel ticari kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefili durumundadır. Ayrıca kefaleti sebebiyle aleyhine borçlu sıfatı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu