Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti-Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın dava dilekçesinde; aile konutu olan gecekonduyu davalı eşinin diğer davalılara gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devrettiğini, taraflar arasında gerçekleşen satış vaadi sözleşmesinin olası bir boşanmanın sonuçlarından kurtulmak için mal kaçırmak maksadıyla yapıldığını, gerçek bir devir iradesi olmadığını, bedel ödenmediğini, yapılan işlemin TBK uyarınca muvazaalı olduğunu, TMK m. 194 uyarınca da rızası olmadan yapılan devir işleminin geçersiz olduğunu bu sebeplerle taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece diğer eşin rızası olmaksızın aile konutunun devredilemeyeceğine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar-birleştirilen dava davalıları vekili tarafından, davalılar-birleştirilen dava davacıları aleyhine 12.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil, birleştirilen davada satış vaadi sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar-karşı davalılar ... vd. vekili ile davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava satış vaadi sözleşmesinin iptali istemlerine ilişkindir....
K A R A R Davacı, davalılar murisine 50.000 USD borç verdiğini, karşılığında teminat olarak noterde 20.11.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini yaptığını ve 21.11.2000 tarihli protokol düzenlendiğini ileri sürerek fazlaya dair haklarını saklı tutarak önce 10.000 USD, birleşen dava ile 40.000 USD, toplam 50.000 USD.nın faizi ile tahsilini istemiştir. Davalılar, murisin böyle bir borcu olmadığını, protokolün muvaazalı olduğunu, savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, noter satış senedindeki miktarın 9.000.000.000 Tl. olduğuna ve davacının davalıların murisine 50.000 USD verdiğinin kanıtlanamadığına dayanılarak bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı murisi arasında karz aktinin teminatı olarak 20.11.2000 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği sabittir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadine konu taşınmazların adına tescili; birleşen davada ise noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 435 inci maddesinin birinci fıkrası ile 436 ncı ve 437 nci maddeleri. 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) "Dürüst Davranma" başlıklı 2 nci maddesi. 3. 4721 sayılı Kanun'un "İyiniyet" başlıklı 3 üncü maddesi. 4. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 09.12.2015 tarihli ve 2015/12290 E., 2015/14337 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir: "...Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3 üncü maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar....
Akbank T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki davada müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun...
Noterliğinin 13/12/2018 tarih ve 53761 yevmiye nolu ikinci ihtarnamesi ile 20 günlük süre içinde taksit borcunun ve faizinin ödenmesi aksi takdirde, sözleşmenin feshedileceğinin ve konutun tahliye ve anahtarının teslim edilmesinin ihtar edildiğini, ancak davalının verilen süre içinde ihtarnamenin gereğini yerine getirmediğini, borcunu ifada temerrüde düşen davalıya gerek Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin 9. maddesi gerekse Borçlar Kanununun 123. maddesi gereği borcunu ifa edebilmesi için uygun süre verilmesine rağmen davalının taksit borçlarını ödemediğini ve taşınmazı tahliye ederek müvekkili idareye teslim etmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı ile müvekkili idare arasında imzalanan 21/02/2013 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshine, Uşak merkez 1.etap kentsel yenileme projesi dokumacılar sitesi 108 dükkan T1 102 Blok 11 no.lu ticari iş yeri bağımsız bölüme davalının müdahalesinin men’ine ve taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep...
CEVAP : Davalılar T13 T14 T17 T18 T16 Fatma Nadir Uçar ve T15 vekili cevap dilekçesinde özetle; sahteliğinin tespiti istenilen Manavgat Noterliğinin 13/07/1970 tarih ve 2416 yevmile nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile satınlamsı vaad edilen tüm taşınmazlarala ilgili iş bu satış vaadi sözleşmesine dayanılarak ikame edilen davacılarla aralarında Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/42 Esas sayılı ferağa icbar ve tescil ve 3. Kişilere devredilenler açısından taşınmazların bedelinin taraflarına ödenmesi talebiyle dava açtıklarını davanın devam ettiğini, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiası ile mahkemede 2012/81 Esas sayısı ile dava açıldığını, davanın reddedilmiş ve kesinleşmiş olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI : Manavgat 3....
Noterliğinin 25/01/1994 tarih ve 1258 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, yapılan bu sözleşmenin ileri yaşta cahil ve saf olan muris ...’ın yaşlılığından ve fiziki düşkünlüğünden yararlanılarak yapıldığını murisin satış ile ödendiği belirtilen bedele ihtiyacı olmadığını, bedelin rayiçlerine göre oldukça düşük olduğunu, 04/04/1997 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile aynı gayrimenkullerin davalının diğer kardeşlerine satıldığını, murisin gerçek bir satış iradesi olsaydı ikinci satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinin gereksiz olduğunu, satış yapılmasını gerektiren hukuki ve fili bir neden olmadığını, murisin tüm hayatı boyunca çocukları ile yaşadığını belirterek satış vadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, kendisi tarafından ... aleyhine 25/01/1994 tarih 1258 yevmiye yolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak ......
Noterliği'nin 31/08/2018 tarih ve 09476 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu bedellerin 15 gün içerisinde iadesinin talep edildiğini, ihtarnamenin her iki davalıya da 03/09/2018 tarihinde tebliğ edildiğini ancak herhangi bir iade işlemi yapılmadığı gibi cevap da vermediklerini belirterek öncelikle tedbiren kredi ödemelerinin durdurulmasını, müvekkilinin haklı sebebe dayanarak sözleşmeden döndüğünün ve davalı banka ile imzalanan kredi sözleşmesinin sonra erdiğinin ve kredi borcu bulunmadığının tespitini, davalı satıcıya peşin olarak ödenen 83.200,00- TL ile kredi sözleşmesi kapsamında ödenen 126.037,64- TL ve 1.150,00- TL'nin, ayrıca kredi masrafı olarak davalı bankaya ödenen 1.305,25- TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili dava konusu taşınmazın sözleşmeden dönülmüş olması nedeniyle T2 A.Ş. adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
verilmiş olmasının şart olduğunu, kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine yada kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olan değişiklikler için eşin rızasının gerektiğini belirterek Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2020/185 sayılı icra dosyasına konu taşınmaz satışının dava sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına ve dava sonucunda takibin iptaline, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin fekkine, şekil şartlarına aykırı olarak düzenlenen kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....