Esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe girişildiğini, taşınmazlar üzerinde üst sınır ipoteği kurulduğunu, sadece ipotek kurulmuş olması alacağın muaccel olduğu anlamına gelmeyeceğini, davalı tarafın alacağın varlığını ve muaccel hale geldiğini ıspat etmesi gerektiğini, davalı tarafın takibe ve ipoteklerin kurulmasına esas gösterdiği kredi sözleşmesinin müvekkili ile bir alakasının olmadığını, şirket yekilisinin ... olduğunu ve Genel Kredi Sözleşmesindeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını, Müvekkili tarafından davalı banka lehineipotekler tesis edildiğini, kurulan ipoteklerin üst sınır ipoteği olduğunu, borcun henüz doğmamış olması nedeniyle, davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine ve ipoteklerin fekki ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
Birleşen dava yönünden (...) somut olayda; davacı tüketici, davalı bankanın anlaşmalı proje olarak lanse ettiği siteden konut satın almış olup, dosyadaki delillere göre (davalılar arasındaki protokol ve kredi sözleşmesi içeriği) kullanılan kredinin bağlı kredi vasfında olduğunun ve buna göre de; yukarıda belirtilen tarihlere göre eldeki davanın kanunda öngörülen hak düşürücü süre içinde açıldığının tespiti ve kabulü gerekir....
- KARAR - Davacı vekili, müvekkili ve dava dışı...’nun yüklenici, davalılardan ...’ın arsa sahibi olduğu, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 01.12.2004 tarihinde imzalandığını, dava dışı yüklenici...’nun sözleşmeden kaynaklanan haklarını müvekkiline devrettiğini, binanın iki aya kadar bitme aşamasına geldiğini, arsa üzerinde dava dışı kişilerin hacizleri ve ipoteğinin bulunduğunu, müvekkilinin de anılan sözleşmeden kaynaklanan haklarının olduğunu, piyasaya da borcu bulunan davalı arsa sahibi ...’ın davalılardan ... ...’a vekaletname vererek davalı ...’a 22.07.2009 tarihinde sattığını, satış işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, muvazaalı satış işleminin iptaline, müvekkili ile davalılardan ... arasındaki sözleşmenin sağladığı ayni ve şahsi hakların tapuya şerh edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... ve ... vekili, müvekkillerinden ...’ın iyiniyetli ve muvazaa iddiasının yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
K A R A R Davacı,dava dışı üvey annesi ... ile Noterder 12.05.2008 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladığını,14 gün sonra ...., ın satış vaadine konu edilen taşınmazları 26.05.2008 tarihinde yine Noterden Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalıya sattığını ve tapuya şerh verildiğini,12.05.2008 tarihli garimenkul satış vaadi sözleşmesinin önceki tarihli olduğunu ileri sürerek davalı ile ... arasında yapılan 26.05.2008 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali ile bu sözleşme ile ilgili tapuya verilen şerhin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ,davanın reddini dilemiştir. Mahkemece ,davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı ,dava dışı ....,ın davalı ile yaptığı 26.05.2008 tarihli sözleşmenin iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır.İptali istenen sözleşmenin tarafları dava dışı ... ile davalıdır....
Davacı, taraflar arasındaki sözleşmenin, taşıt satış sözleşmesi olduğunu ve Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı karara ilişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile belirlenen döviz ile yapılamayacak sözleşmeler kapsamında kaldığını belirterek sözleşmenin ilgili Tebliğ kapsamında Türk parasına uyarlanmasını talep etmiştir. 13.09.2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar’ın dövize ilişkin 4. maddesine yeni (g) bendi eklenerek Türkiye’de yerleşik kişilerin yapacakları; menkul ve gayrimenkul alım satım sözleşmeleri, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama sözleşmeleri, iş sözleşmeleri, eser sözleşmeleri ve hizmet sözleşmeleri için sözleşme bedelleri ile bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacağı düzenlenmiştir....
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince sözleşme şartlarına aykırı olarak taşınmazın teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmenin feshi, sözleşmeye bağlı olarak akdedilen kredi sözleşmesinin feshi ve alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; taraf delilleri toplanmış, taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, kredi sözleşmesi, yapılan ödemelere ilişkin bilgi ve belgeler dosya içerisine alınmış, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava,taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen cezai şartın iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; taraflar arasında 12.05.2015 tarihinde Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi düzenlenmiş olup, bilahare taraflar aralarında bir fesih sözleşmesi düzenleyerek, Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin 15.02.2018 tarihinde feshedildiği, davacının ödemiş olduğu 231.000,00 TL tutarındaki bedelden 100.800,00 TL cezai şartın kesilerek bakiye bedelin davacıya iade edileceği belirtildikten sonra davacının, davalı satıcıyı ibra ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğu görülmüştür....
Devre mülk sözleşmesinin ise geçerli olarak yapılmamış olması nedeniyle davacının talebinin kabulüne karar verilerek 5.200,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde, dosya kapsamında 2 adet hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin bulunduğu, sözleşmelerden bir tanesinin AD01- 1702 numaralı Yalova Termal Saray hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, sözleşmede takip bulunmadığı, diğerinin ise AD01- 1702A nolu 07/04/2016 tarihli Yalova Termal Saray hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 18.03.2009 gününde verilen dilekçe ile noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil veya tazminat, davacı ... vekili tarafından ise davalı ... ve ... aleyhine 29.12.2009 gününde verilen dilekçe ile noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine dava dosyaları birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; davacı ...'in davasının reddine, davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleşen dava ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü birleşen dava davacıları temyiz etmiş olmakla temyiz edenin sıfatına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 19.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....