Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

imzalanan gayrimenkul satım vaadi sözleşmesinin ve bununu finansmanı için imzalanan kredi sözleşmesinin temerrüd nedeni ile iptalini, davalı Halkbankasındaki kredi ödemelerinin tedbiren durdurulmasını,dava konusu taşınmaz nedeniyle davalı Halkbankası'na ödenen 44.434,55 TL ile davalı Yeşilgayrimenkul'e ödenen 55.630,00 TL olmak üzere tazminat hakkı ile fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 101.064,55 TL'nin davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkemece, Adli Tıp Raporu gereğince davacının akit tarihinde hukuki ehliyetini haiz olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacının vekili ile davalı ... arasında düzenlenen 16.2.1998 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak davalı ... tarafından .../Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/144 esas sayılı dava dosyası ile tapu iptal ve tescil davası açıldığı ve bu davanın derdest bulunduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Eldeki davanın konusunu oluşturan, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ehliyetsizlik sebebiyle yok hükmünde olduğu iddiası, davalı yanca açılan gayrimenkul satış vaadine dayanan tapu iptal ve tescil davasında değerlendirilmesi gereken bir iddiadır. Davacının ayrı ve müstakil bir dava açmakta hukuki yarar bulunmamaktadır....

    Noterliği kanalı ile 15/09/2005 tarihinde 13725 Yevmiye No'lu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin muvazaa sebebiyle kesin hükümsüzlüğüne ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmediğinden, cezai şartın geçerli olmadığı, ayrıca, sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 6. maddesi dikkate alındığında, cezai şarta ilişkin düzenlemenin haksız şart niteliğinde olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre; taraflar arasında 30.6.2011 tarihinde Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi düzenlenmiş olup, bilahare taraflar aralarında bir fesih sözleşmesi düzenlenerek, Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesinin 19.9.2013 tarihinde feshedildiği, davacının ödemiş olduğu 105.994,00 TL tutarındaki bedelden toplam satış bedelinin %5’i olan 9.500,00 TL cezai şartın kesilerek bakiye bedelin dava dışı 3. kişinin senet ödemelerine sayılacağı belirtildikten sonra davacı, davalı satıcıyı ibra etmiştir....

      Arasında düzenlenen bağlı kredi niteliğinde Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesinin İPTALİNE, 3- Davacının davalı T3 A.Ş' ye gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve davalı T5 A.Ş.'ye kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 4- Davacının ödediği denkleştirici adalet ilkesince hesaplanan 216.772,00 TL 'nin, davalı bankanın sorumluluğunun çekilen kredi miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5- Menfi Tespit davası için harçlar kanunu uyarınca hesaplanan 12.180,63 TL Karar ve İlam Harcının davalı Halk Bankasından alınarak hazineye irat kaydına, 6- İstirdat davası için harçlar kanunu uyarınca hesaplanan 14.807,70 TL Karar ve İlam Harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (Davalı Halk Bankası A.Ş.'...

      T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile Garanti Koza arasında ticari kredi ilişkisi bulunduğunu, ticari kredi sözleşmeleri gereğince müvekkili bankanın ipotekleri fek etme yükümlülüğünün doğmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki davada müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul...

      a yapıldığı, 3 nolu taşınmazın devri için yapılan işlemin muvazaalı olarak değerlendirileyemeceği, dava ve tasarrufa konu taşınmazın kötü niyetli olarak elden çıkartıldığının davacı tarafından ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varıldığından bahisle, davanın kısmen kabulü ile davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... hakındaki davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf Mahkemesi, ...’ın dava konusu taşınmazı borçlu ile aralarındaki inanç sözleşmesi gereğince borçluya satış gösterildiği ve daha sonra evi geri aldığını iddia ettiğini ancak inanç sözleşmesi olarak dayandığı belgenin, 30/04/2008 tarihli gayrimenkul satış ve satış devir sözleşmesi olarak adi şekilde düzenlendiği, inanç sözleşmesi niteliğinde olmadığı ve her zaman düzenlenebilir olduğu, bu sözleşmenin tarafı olmayan davacıyı bağlayamayacağı, borçlu ve davalı ...'...

        Sanığın, müteahhitlik yapan oğlu .... adına kayıtlı dairenin 70.000 TL bedelle satışı konusunda katılanla anlaştıkları, satış bedeli olarak katılanın bir miktar peşinat verdiği, kalan kısmı için katılanın bankalardan kredi alamaması üzerine taraflar arasında satış sözleşmesinin şifahen feshedildiği ve sanık tarafından taşınmazın üçüncü kişiye satıldığı, gayrimenkul satış sözleşmesi iptal edilmesine rağmen sanığın satış bedeli karşılığı aldığı peşinatı katılana iade etmediğinden peşinatın iadesi hususunda anlaşmazlık bulunduğu, sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları ve dosya kapsamından anlaşılmakla sanıkla katılan arasında hukuki bir ihtilaf bulunduğu, bu şekilde suçun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır....

          Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin Feshi İle Tahliye K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Alt Gelir-Yoksul Grubu Konut Projesi kapsamında taraflar arasında imzalanan Gayrimenkul Satış Sözleşmesinin feshi ile davalının taşınmaza elatmasının önlenmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

            a 10.03.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi Sözleşmesi ile sahibi bulunduğu taşınmazının 1/2 hissesini sattığını, taşınmazın Belediye imar planı dışında mücavir alan sınırları içerisinde kaldığını, taşınmazın hisse satışının mümkün olmadığını, sözleşmenin bu nedenlerle geçerli olmadığını ileri sürerek geçerli olmayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir. Davalı, davanın hükmen tescil davasını geciktirmeye matuf olduğunu, sözleşmenin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin bu davadan önce ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/575 esas sayılı dosyası ile 12.11.2001 tarihinde taraflardan davalı ... tarafından davacı ... Orcan aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayanarak fereğa icbar ve tescil davası açılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu