Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; dava konusu taşınmazın tapu kaydı getirtilip, mahallinde keşif yapılarak fen bilirkişisi ve inşaat mühendisi ile ziraat mühendisinden rapor alınmış, tarafların tanıkları dinlenmiş, neticeten davalının sözleşmeye uygun şekilde taşınmazı ekime hazır şekilde eski hale iade etmediği, taşınmazın eski hale iadesi için gerekli olan bedelin 69.905,00 TL olduğu, davacının taşınmazdaki mülkiyet payı gözetildiğinde davacı lehine 34.952,50 TL tazminata hükmedilebileceği, sözleşmede kararlaştırılan 2017 yılının güz döneminde taşınmazın teslim edilmeyip, 2018yılının sonuna kadar hafriyat dökme işinin bitirildiği, belirtilen dönem itibariyle davacının taşınmazına haksız şekilde el atıldığı, bu yüzden davacının iki yıllık dönem için ecri misil talep edebileceği, bilirkişi raporunda tespit edilen 19.626,00 TL ecri misil bedelinin yarısı olan 9.813,00 TL ecri misilin davacı lehine hükmedilebileceği, haksız işgal tazminatının kabulü gerekmekle ürün kaybı zarar bedeli mükerrer tahsilat olacağından...

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bedelin yüksek belirlendiğini, bedelden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, ecri misil talebinin kabulune karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür. GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi dikkate alındığında; Kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın emlak m2 rayiç değerlerinin doğru orantılı olduğu, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğu, ecri misil talep edilebileceği anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Davacı, davalıdan 1990 yılında taşınmaz satın aldığını, üzerine ev vs. yaparak kullandığını, ne var ki 2002 yılında arsanın gerçek kayıt malikleri tarafından İzmir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine ecri-misil ve meni müdahale talebiyle dava açıldığını, davacı tarafından da karşı dava ile tapu iptal-tescil isteminde bulunulduğu, dava 2010/3623-12122 dışı tapu maliklerine bir miktar para vererek karşılığında arsanın tapusunu aldığı, bu davanın 6.4.2006 tarihinde kesinleştiği, İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 2006/269 esas sayılı dosyasında da davalı aleyhine açmış olduğu geçersiz satışa dayalı alacak davası sonucunda da saklı tuttuğu ve bilirkişi tarafından belirlenen alacağının tahsiline yönelik yapmış olduğu takibe davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek eldeki davayı açmıştır....

    Davacı tarafın dava dilekçesinde Ecri misil tazminatı yönünden 5.000 TL olarak talepte bulunduğu, ıslah dilekçesinde ise talebini daraltarak 940,08 TL olarak ıslah ettiği, ilk derece mahkemesince de 940,08 TL üzerinden karar verildiğinden, Ecri misil tazminatı yönünden kısmen kabul ve kısmen ret kararı ile davalı taraf lehine ret edilen miktar üzerinden vekalet ücreti takdiri gerekir ise de, hüküm tarihi itibarı ile ret edilen miktar yönünden de hükmün kesin olması nedeniyle bu hususa değinilmekle yetinilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER: Yapılan inceleme sonunda, Battalgazi Mahallesi 240 ada 29 parsel sayılı taşınmazın davalı T3 adına tespit gördüğünü, söz konusu taşınmazın 13/01/1999 tarihli satış senedi ile alındığını ve davacının zilyetliğinde bulunduğunu, daha önce Sultanbeyli Kaymakamlığına şikayet dilekçesi verildiğini ve aynı zamanda Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/334 esas sayılı dosyasında davalıya karşı meni müdahale ve ecri misil davası açtıklarını, bu nedenle hatalı tespitin iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının davasının reddine karar verilmiştir. 7143 sayılı Yasanın geçici 1....

    Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

    Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2019 NUMARASI : 2015/375 Esas - 2019/43 Karar DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelenmesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, Tomtom Mahallesi, Gülbaba Sokak, 323 ada 16 (yeni 30) parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından el atıldığından taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacıların taşınmazların geri iadesi ile tapuda adlarına tesciline ilişkin taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; geri alma hakkından feragat edip ecri misil ve kira talebinde bulunduklarını, ecri misil ve tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki dairenin kendisine tahsis edildiğinin tespiti, müdahalenin men'i ve ecr-i misil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili ve süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin... Konut Yapı Kooperatifine 04.03.2002 tarihinde üye olduğunu, kooperatifin A 3 Blok 1. normal kat 8 nolu daireyi 30.08.2002 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiğini, bu tarihte dairenin teslim edilmediği gibi daha sonra üye olan davalı ...'un işgal ettiğini ileri sürerek, A 3 Blok 1. kat 8 nolu dairenin kendisine tahsis edildiğinin tespitiyle, daireye haksız müdahalenin menine ve 17.09.2006 tarihinden bu yana işgal edilmesi nedeniyle aylık 600,00 TL işgal tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      devam edildiğini, tarafların murisleri ölene kadar iki komşu olarak oturduklarını, biri diğerine senin ev benim kullandığım alana taşmış demediğini, birbirine bu konuda hiçbir beyanları olmadığını ve 1971 yılında tarafların murislerinin oluşturduğu sınır hala güncelliğini koruduğunu, en küçük bir değişiklik dahi yapılmadığını, dava konusu 1902 parselle ilgili olarak paydaşlar arasında 49 yıldan beri devam eden ve hiç değişmeyen fiili taksim ve kullanma anlaşması mevcut olduğunu, davacının da taşınmazın yarısını kullandığını, bu durumda davacının meni müdahale ve ecri misil taleplerinin reddine karar verilmesini, davacının murisinin bu taşınmazın yarısını 1900 parselde bulunan evinin bahçesi olarak kullandığını, Onun ölümünden sonra da mirasçıları aynı şekilde bu kullanımı devam ettirdiklerini, her iki taraf ta bu kullanım şekline uyarak hiç değiştirmediklerini belirterek davacının meni müdahale ve ecrimisil davası açmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini...

      UYAP Entegrasyonu